ASKİ ÇIRPINDIKÇA BATARKEN MURAT AĞIREL'İ DE BATIRDI!

22 Haziran günü Beyaz TV’de, CHP’li Mansur Yavaş yönetiminin biri 3 kısımdan ibaret olmak üzere 2 ihalede ASKİ’yi uğrattığı 24 milyonluk zararı belgeleriyle açıklamıştım. Beyaz TV’deki programın ardından ASKİ yönetimi, toplumun teknik bilgi eksikliğini istismar eden rakam karmaşası içerisinde ve yalanlar ekleyerek bir bildiri yayınladı.

ASKİ’nin mafya jargonu da içeren bu bildirisinin ardından Mansur Yavaş’ın adeta kadrolu kalemi haline gelen Murat Ağırel, konu ile ilgili uzun bir köşe yazısı yayınladı.

Sadece Yabancı istihbarat servislerinin işine yarayacak olan MİT mensuplarını ifşa etmek dahil MİT Kanununa muhalefet suçundan yargılanan Murat Ağırel, ASKİ yönetiminin kafaları biraz daha bulandırma amacı taşıyan bilgi notları üzerine kurguladığı köşe yazısında sapla samanı karıştırmak bir yana adeta ASKİ’nin kadrolu basın müşaviri edasıyla toplumu bilgilendirmekten çok Mansur Yavaş’ın geçmiş dönemle hesaplaşma reflekslerini satır aralarına yerleştirmişti.

Halbuki bir gazeteci bir köşe yazarı, mesleği itibariyle yazıları vasıtası ile halkı doğru bilgilendirmekle mükelleftir. Bunu yaparken objektif davranmak durumundadır.

Murat Ağırel’in yazısına baktığımızda ise; bilgilendirme yapmak yerine, ASKİ ile konuştuğunu söyleyerek bilgileri birbirine karıştırıp laf kalabalığına getirerek okuyucunun kafasını karıştırdığını görüyoruz.

Mesela Ağırel’in yazısında, “Yani Melih Gökçek döneminde daha düşük teknolojiye paralar saçılırken yeni dönemde olabilecek tüm olumlu şartlar zorlanmış” deniliyor. Fakat bu ifade başta olmak üzere yazı baştan aşağı çarpıtmalar ile dolu.

Hatırlatmak gerekirse; ASKİ, ilk ön ödemeli elektronik sayacı 1996 yılında almıştı. 25 yıl geçmesine rağmen, alınan sayaçlar hala bugün bile çalışıyor. Yani sayaçlar alındığında köşe yazarı en fazla lise öğrencisiydi. Aradan 25 yıl geçmiş, yazacak başka bir şey bulamamış, bu sayaçları gündeme getirmiş. Yazılacak olan aslında, milli ve yerli olarak yapılan ve 25 yıldır çalışan bir elektronik cihazı geliştiren ve üreten mühendisleri ve üretici firmayı tebrik etmektir.

Ne var ki; AK Parti iktidarını kastederek, “Bu iktidar dünyanın en iyi işini de yapsa alkışlayacak değiliz” diyen bir anlayışla beslenenlerden bunu beklemek biz de biliyoruz ki abesle iştigal.

Yazıda laf kalabalığına getirilen konuları tek tek açıklayalım ki asıl amaç olan kafa karışıklığının da önüne geçelim:

Ağırel, Ankara Su ve Kanalizasyon İdaresi ‘nin (ASKİ) 85 TL'lik sayacı 380 TL'den aldığını iddia ettiğimizi öne sürüyor.

Oysa biz ASKİ’nin, 85 TL’lik sayacı 380 TL ye değil, 113 TL ye aldığını söyledik. Kaldı ki sektör temsilcileri, 255.000 adet gibi külliyetli bir alım yapıldığı için mevcut piyasa şartlarında bu fiyatın 75 TL’ye kadar düşebileceğini belirtiyor. Bu durumda ASKİ’nin kasasından yaklaşık 10 Milyon TL fazla para çıkacaktır.

Ağırel, ASKİ basın müşaviri edasıyla kaleme aldığı “kurumsal savunma” havası estiren ki zaten bu nedenle de ASKİ’nin resmi sosyal medya hesabından paylaşılan yazısında, sayaç alımı ile ilgili bir ihale düzenlendiğini, bu ihalenin açık ihale olduğunu, bu açık ihalenin 3 ayrı kısımda yapılarak her firmanın kendi ürünüyle ayrı ayrı ihaleye katılabilmesinin sağlandığını belirtiyor.

Yalan yazıyor Ağırel, asıl püf noktayı perdeliyor ve olayları birbirine karıştırarak milletin kafasını bulandırıyor.

İşin aslına gelince; bir Açık ihale yapılıyor. Bu açık ihaleye üç firma katılıyor. Firmalardan birincisi ihale şartnamesindeki şartlar rekabeti engellediği için ihaleye teklif veremediğini belirten bir yazı veriyor. Firmalardan ikincisi teklif veriyor fakat teminat mektubu vermiyor. Teklif veren firmalardan üçüncüsü de şartname hazırlanırken ürün kataloğu baz alınan firma.

Daha sonra bu açık ihale iptal ediliyor. Bir ay sonra Kamu İhale Kanununun 21 b maddesi kapsamında yani Mansur Yavaş’ın kendi deyimi ile “adrese teslim ihale yöntemi” olan davet usulü ihaleye çıkılıyor. İptal edilen ihaledeki “muhammen bedel” yükseltilip şartname hazırlanırken “ürün kataloğundan esinlenilen” firmanın teklifi seviyesine çıkarılıyor. Göstermelik bir ihale ile adeta bir tiyatro sergilenerek ihale birinci ihalede teklif atan firmaya veriliyor. Kütahya Belediyesinin 174 TL ye aldığı sayaç 380 TL’ye alınarak, ASKİ’nin cebinden yaklaşık 8.000.000 TL fazla para çıkıyor.

ASKİ’nin açıklamasındaki “montaj-demontaj” işini düşüp bir de buna sektör uzmanlarının 10 TL daha ucuz demesinin aksine 10 TL'de LORA özelliğinin farkını eklesek bile rakam en fazla 6 milyon 849 bin 600 liraya düşüyor. Ve ihaleyi Baylan firmasının almasının önünü açan “LORA” özelliğinin kullanılmadığını, bu sistemin kullanılması için yasal zorunluluk olan izin başvurularının bile olmadığını hatırlatmakta yarar var.

CHP’li Mansur Yavaş’ın adeta kadrolu kalemine dönüşen Murat Ağırel, Dinamit’te belgeleriyle anlattığım kamu zararı iddiama cevap yazısında Aydın Büyükşehir Belediyesi’nin aldığı ürünün gövde ağırlığının 700 gram, R100 düşük ölçüm hassasiyetli olduğunu, numaratörü uzak okumaya elverişli olmadığını, düz mekanik sayaç olduğunu, ASKİ'nin aldığı ürünün ise 1000 gram, yüksek ölçüm hassasiyetli, uzaktan okumaya uyumlu numaratöre sahip olduğunu, volumetrik ölçüm esaslı sayaç olduğunu yazmış ve Aydın'da alınan sayaç ile ASKİ'ye alınan sayacı karşılaştırmanın Doğan ile Mercedes'i karşılaştırmak olacağını iddia etmiş.

Tam bir cahillik tam bir manipülasyon…

Neden mi?

Bakın öncelikle teknolojik cihazların ağırlıkları ile mukayese edilmesi yanlıştır, başlı başına cahillik emaresidir. Bu cihazlar kantarla değil teknik özellikleri ile karşılaştırılır. Mesela bir laptop bilgisayar alacak olsanız, bunu terazide tartıp ağır olanını mı alırsınız, hafif olanını mı alırsınız?

Murat Ağırel’i teknolojiyi terazide tartan cehaletiyle baş başa bırakarak işin aslına gelelim:

Aydın Belediyesi’nin UFM YAPI MALZEMELERİ SAN VE TİC LTD ŞTİ.’den aldığı Teksan DK model ürünün gövde ağırlığı 1.250 gr. ve R160’a varan ölçüm hassasiyeti var. Genel özellikler içerisinde opsiyonel pulse, M-bus, radyo frekans uyumlu. (http://www.teksan.com.tr/dk.html )

Yani, Ağırel’inki sadece cehalet değil aynı zamanda profesyonel yalancılık. Muhtemelen bu cehaleti istismar eden ASKİ yönetimi de kandırmış Ağırel’i

Şark kurnazlığı yapıp bir mukayese etmek gerekirse; Doğan ile Mersedes’i değil, Mersedes ile BMW’yi mukayese etmek gerekir.

Bu arada madem terazi/kantar ile ölçümü seçti; bizzat Ağırel’in kendi yazısı içindeki ifadeye göre Aydın Belediyesinin aldığı sayaç 1.250 gr. ASKİ’nin alacağı sayaç 1.000 gr., hadi bunu da mukayese et bakalım!

Öte yandan ASKİ ihalesine 113,67 TL fiyat veren firma, Aydın Belediyesi ihalesine 108,18 TL teklif vermiş, UFM firması 91,67 TL teklif vererek ihaleyi almış. 22 TL fiyat farkını 255.000 Adet sayaç ile çarptığımızda ASKİ, 5.610.000 TL fazla ödeme yapacak demektir.

Lafı çarpıtıp kargaşaya getirip yalan bilgiler ile kamuoyunu yanıltmak gazeteciye yakışmaz, gazeteci bildiği konularda yorum yapmalı ya da yorum yapacağı konuları bütün detaylarıyla öğrenip öyle yazmalı.

Kaldı ki; ASKİ’ye teklif veren Baylan firması, Aydın Belediyesinin ihalesine de katılmış ve fiyatı yüksek olduğu için ihaleyi alamamış. Şayet teknik şartname adrese teslim hazırlanmasaydı, ihaleye katılım fazla olur, fiyatlar düşer, kazanan ASKİ olurdu. Ve elbette bir gazetecinin bu işin peşine düşmesi gerekirdi. Miktarın 255,000 Adet olması katılım sayısının artmasını sağlardı. Yurt dışında onlarca firma, yurt içinde en az altı firma bu ihaleye girebilirdi.

Son olarak; dedim ya tıpkı ASKİ gibi Murat Ağırel de kafa karıştıracak argümanları yazısına doldurmuş. Mesela bunlardan biri de Bakır fiyatlarıyla ilgili. Okuyan da sayacın komple bakırdan yapıldığını zannedecek. Bakır fiyatlarındaki 5 aylık fiyat farkı ihalede fiyat farkını etkilemiş.

Yahu suçüstü oldunuz tamam ama bari bu suçüstü psikolojisiyle panik havasında altında ezileceğiniz açıklamalar yapıp kadrolu kalemlerinizi de bu paniğinize ortak etmeyi beyler.

İŞTE KÜTAHYA BELEDİYESİNİN AYNI SAYAÇ İHALESİ