Bu siyasetçiler ve 'aydınlar' Protestanlara zangoçluk bile eder!

Tarihinde alimlerin ve kahramanların hain diye aktarıldığı çok sayıda örnek var bu ülkenin. Bu konuda dünyada bizim bir benzerimize de rastlanmaz.

Bu minvalde, Halide Edip gibi entellektüellerin(!) kaleminden dökülen Kurtuluş Savaşı ve İstiklal Mücadelesi süreci içerisinde bir çok alim ve vatanseverin hain diye aktarılması kadar doğal bir şey yok.

Asıl şahsiyeti ve misyonu hep gizlenen ve Türk edebiyatının önde gelenleri arasında gösterilen Halide Edip'in, Amerikan Koleji'nden mezun olan ilk Türk olması bile saklı tutuldu hep. Bir eğitim tercihidir diyebilirsiniz; lakin, onun Amerikan mandacılığını savunduğunu tarihi vesikalar açık bir şekilde ortaya koyar.

Derdim bunlar da değil. Halide Edip'in babası Mehmet Edip Bey bir Yahudi dönmesidir. Mehmet Şevket Eygi, Yahudi Türkler Yahut Sebatayistler adlı çalışmasında, Mehmet Edip Bey'in Sebataycılığını açık bir şekilde anlatır.

Osmanlı'dan Cumhuriye'te geçişin sözde aydınlarının çoğu benzer profildedir. Bu sözde aydınlar, Osmanlı'dan kopuş ve Osmanlı'ya haliyle inanç ve değerlerle mazisine küfreden bir neslin mimarları, asla bu milletin öz değerleriyle barışık ol(a)mamış.

Mesela Tevfik Fikret…

Tevfik Fikret, Osmanlı Padişahı'na bir Ermeni tarafından düzenlenen suikastı övebilecek kadar nefret doludur bu milletin şanlı mazisine.

Cennet Mekan Sultan Abdülhamid Han'ın Ermeni Komitacılar tarafından düzenlenen suikastten sağ kurtulması, Tevfik Fikret'i üzüntüye boğmuş ve bu üzüntüsünü de, “Bir Lâhza-i Ta'ahhur (Bir anlık duraklama)” adlı şiirinde mısralara şöyle dökmüştür:

“Ey şanlı avcı, damını bihûde kurmadın.

Attın fakat yazık ki, yazıklar ki, vurmadın.”

Koca bir nesle Türk edebiyatının seçkin entellektüeli diye yutturulup, tarihinden kopuk bir nesil yetiştirme projesinin öncülerinden biri haline getirilen Tevfik Fikret'e göre Sultan Abdülhamid'e suikast düzenleyen Ermeni “şanlı bir avcı”dır.

İslam'a ve Allah'a ettiği küfürlerle de bilinen Tevfik Fikret için İstiklal Marşı şairimiz Mehmet Akif  şu dizeleri, tarihe düşülen notlardan biridir:

“Şimdi Allah'a söver… Sonra biraz bol para ver:

Hiç utanmaz, Protestanlara zangoçluk(*) eder!”

İmparatorluk'tan Cumhuriyet'e geçişte, Osmanlı'nın tüm değerlerini silmek ve tarih hafızasını kazımakla görevli, kimliksiz ve kişiliksiz bir toplum oluşturma projesinin hizmetkarı bu entellektüellerin aktardığı bir İstiklal mücadelesinde, kılık kıyafeti, dini ve kültürel hassasiyetleri nedeniyle dar ağacına çekilen alim ve aydınların hain olarak anılması kadar doğal ne olabilir.

Ve bugün…

Bugün de ülke İstiklal Mücadelesi veriyor. Bu mücadeleyi sergileyen siyasi iradenin önde gelenleri de ihanet suçlamalarının merkezinde. Osmanlı'nın tarih hafızasından silinmek istenen değerlerini yeniden tesis etmek isteyen Recep Tayyip Erdoğan liderliğindeki akımın mensupları, fırsat bulunsa darağacına çekilecek.

Bu dönemin Halide Edipleri, Tevfik Fikretleri ise belli; Ahmet Ümit, Elif Şafak, Orhan Pamuklar…

Tıpkı Milli Mücadele döneminde olduğu gibi, bugün de Batı'nın Türk entellektüelleri denildiğinde sayacağı isimlerin ön safında yer alan isimler bunlar.

İttihat Terrakicilerine gelince; Meral Akşener, Kemal Kılıçdaroğlu, Ümit Özdağ, Ahmet Davutoğlu gibiler...

Sayıca az olmalarına karşın, Osmanlı sosyo-politik hayatında önemli yer işgal eden kitlenin Dönmeler olduğunu, alim ve kahramanların bu seçkinler(!) eliyle hain ilan edildiğini biliyoruz. Bugün de, sayıca az olmakla beraber, pozisyonları itibariyle sosyal ve politik hayatta önemli bir yere sahip olan entellektüellerle aynı paraleldeki siyasetçilerin kim olduklarının ve kimlere hain dediklerinin tahlilini iyi yapmalıyız.

Zira bunlar, 'aydını' siyasetçisi farketmeksizin Mehmet Akif'in deyimiyle; hiç utanmadan protestanlara zangoçluk bile eder.

* Zangoç: Çan çalmakla da görevli Kilise hizmetlisi

NOT: Bu yazı22 Eylül 2015 günü YeniSöz gazetesinde yayınlanan yazının kısmi güncellenmiş halidir.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar