Anne Y.G.’nin komşuya gitmek için evden ayrıldığı o talihsiz anda, 6 yaşındaki zihinsel engelli oğlu Doğukan G. ile 5 yaşındaki kuzeni Kurtuluş Can N., savunmasız bir şekilde yalnız kaldı. Ve işte o an, kaderin en acımasız oyunu devreye girdi: Ev, bir anda alevler içinde kaldı!

Her şey, henüz bilinmeyen bir sebepten ötürü patlak veren o korkunç yangınla başladı. Birdenbire evden yükselen dumanlar, gökyüzünü kapkara bir kâbusa çevirdi. Çevre sakinleri, bu dehşet verici manzarayı fark eder etmez 112 Acil Komuta Merkezi’ni arayarak yardım çığlıkları attı. Bölgeye jet hızıyla itfaiye, polis ve sağlık ekipleri sevk edildi, ancak bu sefer zaman, masumların düşmanı olmuştu!

İtfaiye ekipleri, alevlerin dans ettiği eve cesurca dalıp yangını söndürmeye çalışırken, karşılaştıkları manzara yürekleri dağladı: 6 yaşındaki Doğukan G. ile 5 yaşındaki Kurtuluş Can N.’nin minik bedenleri, yan yana, cansız bir şekilde yatıyordu! Bu iki masum melek, alevlerin acımasız kollarında hayata veda etmişti. Olay yerinde toplanan çocukların yakınları, gözyaşlarıyla adeta bir yas denizine dönüştü; feryatları Adana’nın semalarında yankılandı!

Polis ve savcı, bu tarifsiz felaketin izlerini olay yerinde titizlikle inceledi. Ardından, iki küçük bedenin cansız varlıkları, Adli Tıp Kurumu morguna kaldırıldı. Bu sahne, görenlerin ruhunda derin bir yara açtı: Bir anne evladını, bir aile kuzenini, bir mahalle ise iki masum gülüşü sonsuza dek kaybetti!

Adana, bu korkunç yangın felaketiyle sarsılırken, herkesin aklında tek bir soru var: Bu iki minik canı hayattan koparan alevlerin sebebi neydi? Cumhuriyet Mahallesi, artık neşeli çocuk sesleriyle değil, tarifsiz bir acının ağırlığıyla anılacak. Bu facia, sadece bir evi değil, koca bir şehri küle çevirdi!