AK Parti Sözcüsü Çelik CHP’nin Sultanahmet Müze yapılsın teklifine tepki: Bugüne kadarki en islamafobik yaklaşım

AK Parti Sözcüsü Çelik CHP’nin Sultanahmet Müze yapılsın teklifine tepki: Bugüne kadarki en islamafobik yaklaşım

AK Parti Merkez yürütme Kurulu Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında toplandı. Toplantı devam ederken AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik basına açıklamalarda bulundu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında gerçekleştirilen AK Parti Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısı devam ederken, parti genel merkezinde basın toplantısı düzenleyen AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu ve soruları yanıtladı.

Çelik, "(Sultanahmet Camisi'ni müze yapalım) gibi bir yaklaşım, şimdiye kadar gördüğümüz en İslamofobik yaklaşımdır." ifadelerini kullandı.

Ömer Çelik, toplantıda Siyasi Partiler Kanunu ve Seçim Kanunu konularında yapılacak değişikliklerin de değerlendirildiğini belirtti.

Bingöl'de dün meydana gelen depremden dolayı büyük bir üzüntü yaşandığını bildiren Çelik, "Bir güvenlik korucumuz şehit oldu. Allah'tan rahmet diliyoruz, yaralılarımıza şifa diliyoruz. İlk andan itibaren Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatıyla bakanlarımız bölgeye gitmişlerdir, devletimiz tüm imkanlarıyla seferber olmuştur. AFAD zaten sahadadır, ilk andan itibaren hemen tedbirleri almaya başlamıştır. Yaraların sarılması için vatandaşlarımızın sıkıntılarının giderilmesi için AFAD ekipleri bölgeye sevk edilmiştir ve ilk andan itibaren da sahaya hakimiyetleri sağlanmıştır." diye konuştu.

Irak'ın kuzeyindeki terör operasyonu

Türk Silahlı Kuvvetlerinin, Irak'ın kuzeyinde bulunan ve teröristlerin üs olarak kullandığı yerlerin imhasına yönelik Pençe-Kartal Operasyonu başlattığını anımsatan Çelik, şöyle devam etti:

"Daha önce Pençe operasyonlarıyla büyük bir başarı elde edilmişti. Son zamanlarda terör örgütünün üyelerinin bazı karakollara, sınır bölgemize tacizleri görülmektedir. Bu sebeple Pençe-Kartal Operasyonu dün gece itibarıyla başladı.Teröristlerin üs olarak kullandıkları yerlerin tamamı son derece başarılı bir şekilde imha edildi. Karakollarımıza, üslerimize yaptıkları saldırılarda kullandıkları barınaklar bu şekilde imha edilmiştir. Şunu bir kere daha ifade etmek isterim ki insanımıza, vatandaşımıza, ülkemize ve tüm insanlığa düşman terör örgütü ve terör örgütleriyle bu mücadelemiz kararlı bir şekilde ve güçlenerek devam edecektir."

"Arkası mutlaka gelecektir"

Türkiye'nin pek çok açıdan dünyaya örnek olduğu gibi terörle mücadele konusunda da örnek olduğunu vurgulayan Çelik, "Silahlı Kuvvetlerimiz Sincar, Karacak, Kandil, Zap, Avaşin Basyan ve Hakurk'taki terör yuvalarına hava harekatını gerçekleştirmiştir. Bundan önce de ifade etmiştim, Pençe harekatlarında elde edilen kazanımların sürdürülmesinin arkası mutlaka gelecektir." dedi.

Terör örgütü PKK başta olmak üzere bütün terörist unsurlar hedef olduğuna değinen Ömer Çelik, şunları söyledi:

"Son derece dikkatli bir biçimde, sivil hedefleri hiçbir şekilde hedef almayacak bir şekilde bu operasyonlar icra edilmektedir. Bu operasyonları gerçekleştiren Silahlı Kuvvetler mensuplarımıza, daha önceki Pençe operasyonlarını gerçekleştiren polisimiz, özel harekatımız, jandarmamız ve korucularımızın hepsine bir kere daha tebriklerimizi, teşekkürlerimizi iletiyoruz. Türkiye'nin ve vatandaşlarımızın güvenliğini sağlamak için fedakarca ama dünyada güvenlik güçleri arasında etkinlik bakımdan göz kamaştırıcı bir performansla bunları gerçekleştiriyorlar."

"En büyük düşmanımız rehavet"

Salgın sonrası normalleşme ile ilgili adımların yakından takip edildiğine işaret eden AK Parti Sözcüsü Çelik, konuşmasına şöyle devam etti:

"Bir kere daha ifade etmek isterim ki en büyük düşmanımız rehavettir. Maske, mesafe ve temizlik konusundaki hassasiyetimizi devam etmesi gerekiyor. Normalleşmenin devam etmesi, normalleşmenin daha da normale geçmesi için maske, mesafe ve temizlik üçgenine ne kadar riayet edersek elimiz o kadar güçlü olur. Dolayısıyla bu meseleyi tedbirli bir normalleşme olarak almak lazım. Rakamları yakından takip ediyoruz ama maske, mesafe ve temizlik konusunda hassas olunmazsa sonuç olarak gelinen noktanın birtakım rakamların artışına yol açtığını görüyoruz. Bu da son derece üzüntü verici bir durumdur. Şu önemli bir şeydir rehavet düşmanımızdır. Rehavetten ne kadar uzak durursak, tedbirler konusunda ne kadar titiz olursak normalleşme o kadar güçlü olacak. Rehavet ve normalleşmeyin yan yana yürümesi mümkün değil. Tabii bütün dünya normalleşmeye geçtikçe bu meseleleri daha güçlü bir şekilde tartışıyoruz. Dünyanın kirlenmesi, çevre konularının bu kadar duyarsız bir şekilde ele alınması, dünyanın bu derece kirletilmesi, biyomühendislik ürünü bitkilerin ve hayvanların ortaya çıkması, müdahale edilmiş virüs ve bakterilerle de insanların tanışması, yağmur ormanlarının, vahşi hayat alanlarının yok edilmesi insanı yeni tehditlerle karşı karşıya bırakıyor."

Patojenlerin kötü amaçlı kullanımının en az küresel terörizm kadar küresel güvenliği tehdit ettiğine işaret eden Ömer Çelik, dolayısıyla bütün bunlara karşı ilaç ve aşı geliştirmenin tedbirlerle ilgili olarak hassasiyet göstermenin önemine vurgu yaptı.

Çevreye meselelerine hassasiyet çağrısı

Çevre meselelerinde gösterilecek hassasiyetin, vatanseverliğin bir parçası olduğuna dikkati çeken AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, "Çevre meselelerini, vatanseverliğimizden ayrı düşünemeyiz. Doğaya rakip değiliz, doğayla kader arkadaşıyız. Dolayısıyla doğayı rakip gibi gören anlayış, doğayı sadece bir endüstrileşme nesnesi olarak gören vahşi kapitalizm, neoliberalizmin getirdiği nokta, insan soyunun tehdit eden bir takım sonuçlar doğurmaktadır." dedi.

Doğanın insanların düşmanı olmadığını aktaran Çelik, doğanın insanların hayatını anlamlı bir şekilde sürdürmesi için kader arkadaşı olduğunu söyledi.

Çelik, normalleşmeyi hayata geçirilirken biyomühendislikle üretilen bitkiler ve hayvanlar konusunda, genetiği değiştirilmiş organizmalar konusunda, virüsler ve bakteriler konusunda da daha yüksek bir hassasiyetin ortaya çıkması gerektiğini hatırlattı.

Bundan sonraki en önemli mücadele araçlarından birinin doğayı korumak olduğunu kaydeden Çelik, konuşmasına şöyle devam etti:

"Sadece ilaçlara odaklanmış bir koruma mekanizması, bunların tekrarlanmasının önüne geçemez ve insan hayatının anlamlı bir şekilde sürdürülmesine müsaade etmez. İnsan hayatının korunmasıyla ilgili olarak Türkiye hastanelerinin altyapısıyla güçlü bir örneklik teşkil ettiği gibi aynı zamanda da bu bahsettiğim geniş perspektifle meseleye bakıyor ve siyasetçi olarak bunları tartışıyoruz. Üretim ve tedarik sistemimizin güçlendirilmesi konusunda bundan sonraki tehditlere karşı hazırlıklı olmak bakımından kafa yormaya devam ediyoruz. Ar-Ge altyapımız bu bakımdan son derece önemlidir. Teknolojik yatırımlarımızın desteklenmesi, gıda ve genetik güvenliği alanı bundan sonrasında çok önemli olacak. Gıda meselesi ve genetik güvenlik, insanların sağlıklı bir hayat sürmesi için son derece kritik roller üstlenecek. Bu konularla ilgili çalışmaya devam ediyoruz."

"Siyasetin de çeşitli konularda kendini rehabilite etmesi gerekiyor"

Çelik, "Tabii hedefin sıfır vaka olması gerekiyor. Maskeye, mesafeye ve temizliğe uymazsak sıfır vaka hedefinden uzaklaşırız. Bunlara uyduğunuz müddetçe sıfır vaka hedefine güçlü bir şekilde yaklaşmış oluruz." ifadelerini kullandı.

Pandemi sonrasında dünyanın bir sarsıntı geçirdiğinin görüldüğünü anımsatan Çelik, şöyle dedi:

"Her kriz sonrasında dolaylı ve dolaysız bir takım siyasi sonuçlar ortaya çıkar. İlk ortaya çıkan siyasi sonuç, küresel düzeyde Amerika Birleşik Devletleri'nde ırkçılığa karşı başlayan gösterilerdir. Daha önce de ifade ettim, ırkçılığa ne kadar karşıysak, yağmacılığa da şiddete de o kadar karşıyız. Bu yeni normal düzene geçilmesi için siyasetin de çeşitli konularda kendini rehabilite etmesi gerekiyor. Bu meselelerin güçlü bir şekilde tartışılması gerekiyor. Irkçılık, İslam düşmanlığı, antisemitizm ve göçmen düşmanlığı bu karşılaştığımız krizlerle doğrudan bağlantılı meseleler olarak önümüze geliyor. Amerika Birleşik Devletleri'nde ortaya çıkan protestoların sadece Amerika Birleşik Devletleri ile sınırlı kalmadığı, bunun dünyanın her tarafında etkisinin olduğunu görüyoruz. Enteresandır dünyanın her tarafında bu ırkçı kimlikli kişilerin köle tacirlerinin heykelleri yakılırken bir tek Fransa'dan 'Biz bu değerlerimizi de koruyacağız. Fransa tarihini tam olarak koruyacağız.' gibisinden maalesef bu meselenin tam kavranmadığını gösteren açıklamalar geldi. İnsanın biyolojik güvenliği kadar insanın haysiyetinin kimliğinin güvenliği birbirini tamamlayan şeylerdir. Irkçılığın, İslamofobia'nın, antisemitizmin bütün bu nefret suçlarının, insan hayatını tehdit eden virüsler, bakteriler ve genetik saldırılarına aynı düzeyde ele alınması gerekir."

"Kıbrıs Türkleri'nin haklarını gasp etmeyi aklından bile geçirmesinler"

Çelik, açıklamalarının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

Çelik, bir soru üzerine, şunları kaydetti:

"(Kıbrıs'ta) Hiç kimse İngiliz üs bölgelerindeki Kıbrıs Türkleri'nin haklarını gasp etmeyi aklından bile geçirmesin."

"Türkiye, Serrac hükümetinin ve Libyalı kardeşlerimizin yanındadır"

Libya'da yaşananlara ilişkin, Çelik, "Türkiye, Serrac hükümetinin ve Libyalı kardeşlerimizin yanındadır. Askeri destekten diğer alanlara kadar tüm destekler Cumhurbaşkanımızın talimatı ile verilecektir." diye konuştu.

"Mesele PKK'nın ne dediği meselesidir onlar açısından"

AK Parti Sözcüsü Çelik, HDP ile ilgili bir soru üzerine, şöyle konuştu:

"(HDP'nin tutumu) Mesele hak, hürriyet, kimlik, dil meselesi değil, mesele PKK'nın ne dediği meselesidir onlar açısından."

"Türkiye gibi büyük bir devletle nasıl konuşulacağını öğrenmelidirler"

Doğu Akdeniz ve Ege'de yaşanan gelişmelere ilişkin Yunanistan ve Güney Kıbrıs'ın tutumlarını eleştiren Çelik, şu ifadeleri kullandı:

"Ege ve Doğu Akdeniz'de barış konusundaki teminatımızı açıkça ortaya koyarken Yunanistan veya Güney Kıbrıs'ın sürekli sabote etmesini çocuksu hastalıklar olarak görüyoruz."

AK Parti Sözcüsü Çelik, şöyle devam etti:

"Yunan Savunma Bakanı ya da diğerleri, Türkiye gibi büyük bir devletle nasıl konuşulacağını öğrenmelidir."

AVAZTÜRK