ZİHNİ ÇAKIR
Alenen ilan ediyoruz: AVAZTÜRK tarafsız olmayacak!
AVAZTÜRK’ün yayına başladığı gün bilhassa sosyal medya ve siyaset kulislerindeki yansıması, ne kadar doğru bir adım attığımızı ispatlar nitelikteydi.
Yerli ve Milli kavramlarının altını dolduracak mücadelenin cenahındaki heyecan, bu iki kavramın altının doldurulacağı bir siyaset, kamu ve toplumsal düzen tesisinden endişe duyan cenahta korku ve paniğe bıraktı yerini.
Bu arada; Yerli ve Milli kavramlarının tek savunucusu bloğa dönüşen AK Parti ve hükümete yakın görünen kimi kriptoların tedirginliklerini özel sohbetlerde dile getirdiği bilgileri de geldi kulağımıza.
“Kontrolsüz bir güç”, “Pimi çekilmiş bomba gibiler”, “herkesle kavga edecekler”, “ırkçı bir kadro”, “operasyon sitesi” gibi yaklaşımlarla korku ve endişelerini dışa vuranların yanında, “artık Türk’ün de avazı var”, “bizim de bir sitemiz oldu”, “Milletin ruhu”, “Milli bir haber sitemiz oldu” şeklindeki ifadelerle heyecanını yansıtan susturulmuş, ötekileştirilmiş, sindirilmiş bir kitle de “başkaldırdı” adeta.
Gayemiz tam da buydu zaten.
Her türlü etnik, mezhepsel ve kültürel farklılığı bir kenara bırakıp ve hatta bir zenginlik aracına dönüştürüp, bu ülke ve bu ülkenin bin yıllık kardeşlik hukukunu yeniden tesis etmek isteyen “aklın” çığlığı olmaktı. Bu yönde hayalleri olan kitlenin “başkaldırısının” işaret fişeğini atmaktı.
1. Dünya Savaşı’nın devamını, bizi de içine alan coğrafyaya taşıyan Küresel Sistem’in, 100 sonra kurmak istediği adaletsizliğin, hukuksuzluğun ve sömürünün egemen olduğu yeni sistemin önündeki en önemli engel gördüğü Türk’ün onurlu duruşu olmaktı bu siteyi kurmakdaki ana gayemiz.
Sevgili Tuğrul Oğuzhan Yılmaz’ın ifade ettiği gibi, “Güçlü ve yeni bir Türkiye için, samimi, sağlam, kardeşçe ve onurluca yürümekti” maksadımız.
Çığlığı olacağımız coğrafya ise; Sancak, Yeni Pazar, Prizren, Gümilcine, Kırcaali, Anadolu, Bakü, Kerkük, Halep, Bayır Bucak, Kabil, Bingazi, Tebriz, Mogadişu, Kahire nezdinde, ideallerimizin sığdığı her yer...
Başarır mıyız?
Aynı ülkü etrafında kenetlenmeye hazır, bunun hasretiyle yanıp tutuşan kahir ekseriyetin ve hatta ezici çoğunluğun desteğiyle başaracağımızdan zerre şüphemiz yok.
Tarafsızlık, ortada olma gibi edebiyatın arkasına da sığınmayacağız bakın.
“Orta” yollu çizgi ise fıtratımıza uymaz.
Bugün güce yaslanmadığımız için o gücün gideceği olasılıkları üzerine kalem eğip bükmek gibi bir niyetimiz de yok. Yaslandığımız tek güç milletin ta kendisi…
Bu nedenle sitemizin temel prensiplerini hamaset kokan cümlelerle değil net ve berrak ifadelerle belirledik. Ve bunu bir taahhüt olarak sizlerle paylaşıyorum:
Avaztürk olarak;
Verilerde gazeteciliğin evrensel kurallarını uygulayacak, kesinlikle objektif ve tarafsız olacağız. Yorumlarda ise herkes gibi bizim de bir bakış açımız, referans noktamız olacak.
Yorum ve bakış açımızda ne objektif ne de tarafsız olacağız. Zaten bu teknik olarak mümkün değildir. Öyle olduğunu iddia edenlerde açıkça yalan söylüyor.
Tuzakların, desiselerin, ihanetlerin bu ülke ve bu milletin üzerine kabus gibi çöktüğü bir noktada, Avaztürk olarak bizim tarafsız kalma gibi bir lüksümüz yok, olamaz da. Zira her şeyden önce Allah bizi taraf yaratmış, Hakkın yanında Batılın karşısında taraf olarak yaratmış. Biz de hakkın yanında, batılın karşısında taraf olacağız.
Bu haklı mücadele de tek bir dayanak ve referansımız var; o da İslam. Ülkenin, devletin ve milletimizin bekasını ilgilendiren noktalarda, aydın ve gazeteci refleksinden ziyade, bu ülkenin sıradan bir Müslüman evladı gibi hareket edecek, tavrımızı koyacağız.
Bir Müslüman olarak Irkçılığı, asabiyeti asrın vebası olarak görüp, onunla mücadelede sonuna kadar ısrarlıyız. Ama diğer taraftan ırkçılıkla mücadele maskesi altında Türküm ve Türkiye demeyi suç olarak göstermeye çalışan çift kimlikli ihanet odaklarına karşı da şiddetle karşı çıkacağız.
İbn-i Haldun’un dediği gibi; coğrafya kaderdir. Bu ülkenin de bizim kaderimiz olduğuna inanıyoruz. Ve bu kadere sahip çıkacağız, en azından bu yolda ölümüne mücadele edeceğiz.
Sefer bizden zafer Allah(cc)’tan.
Mevlam bu yolda bizi utandırmasın…