Ankara’nın Köylerindeki Toprak Savaşları: Milletvekili Yüksel Arslan'dan Çarpıcı Açıklamalar
Ankara Milletvekili Yüksel Arslan'ın köy arazilerinin satışı ve tarım alanlarının korunması hakkında yaptığı çarpıcı açıklamaları detaylı bir analizle ele alıyoruz. Ankara'nın köylerinde yaşanan toprak savaşlarını ve bu durumun geleceğe etkilerini inceliy
Ankara milletvekili Yüksel Arslan, Türkiye'nin başkenti Ankara ve çevresindeki köylerde yaşanan arazi satışları ve tarım alanlarının korunmasına yönelik endişelerini dile getirdi. Bu yazıda, Arslan'ın bu kritik konudaki açıklamalarını detaylı bir şekilde inceleyeceğiz.
Yüksel Arslan, köy yerleşim alanlarının ve gelişim bölgelerinin belediyeler ve Milli Emlak tarafından parsellendiğini ve bu arazilerin tarım amacı dışında kullanılmak üzere satıldığını belirtiyor. Bu durum, köylülerin yaşam tarzını ve geleneksel tarım faaliyetlerini doğrudan etkiliyor. Köylüler, hayvancılık ve tarım yaparken, bu arazilere sahip olan kişilerin şikayetleri nedeniyle çeşitli engellemelerle karşılaşıyor.
TOKİ’ye Devredilen Araziler ve Tarihi Önemi
Arslan, TOKİ'ye sessiz sedasız devredilen 389 arsanın satışa çıkarılmasına dikkat çekiyor. Bu araziler, tarihi ve kültürel açıdan önemli yerlerde bulunuyor. Özellikle Gordion gibi UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer alan alanlar, bu satışların etkilediği yerler arasında. Yassıhüyük köyü ve çevresindeki köylerdeki bu arazi satışları, köylülerin ekonomik açıdan arsaları satın almalarını zorlaştırıyor.
Tarım ve Hayvancılığın Korunması Çağrısı
Arslan, tarım ve hayvancılığa zarar veren bu uygulamalara son verilmesi gerektiğini vurguluyor. Köy arazilerinin rant ve imara kurban edilmesinin, gelecek nesillere karşı sorumluluk gerektirdiğini belirtiyor. Ayrıca, bu satışların ulusal güvenlik sorunu olarak ele alınması gerektiğini savunuyor.
Milletvekilinin Tarihi Referansları ve Mesajı
Arslan, "Köylü milletin efendisidir" diyen Atatürk ve Talat Paşa gibi tarihi figürlerin mirasına atıfta bulunarak, köylülerin topraklarına göz dikmenin tarihi ve milli bir ihanet olduğunu ifade ediyor. Bu, köylülerin sadece bugünün değil, yarının da koruyucuları olduğu anlamına geliyor.
Sonuç
Milletvekili Yüksel Arslan'ın bu açıklamaları, Ankara ve çevresindeki köylerde yaşanan toprak ve tarım alanları ile ilgili sorunlara ışık tutuyor. Bu durum, sadece yerel bir mesele olmanın ötesinde, ulusal bir güvenlik ve kültürel miras sorunu olarak ele alınmalıdır. Köylülerin topraklarına ve geleneksel yaşam biçimlerine sahip çıkılması, gelecek nesiller için de büyük önem taşımaktadır. Konuya ilişkin şu ifadeleri kullandı;
''Sıkıntılar bununla da sınırlı değil: Köy yerleşim alanları ve köy gelişim alanları belediyeler ve Millî Emlak tarafından parsellenerek yine tarım amacı taşımayan kişilere kırevi ya da hobi bahçesi adı altında satılmaktadır. Buralarda bu şekilde parsel edinen kişiler, köylerdeki hayvanlardan rahatsızlıklarını belirterek dilekçe veriyorlar. Dolayısıyla bu şikâyet üzerine hayvan barınakları mühürleniyor, bu ve benzeri nedenlerle köylünün faaliyetleri engelleniyor.
Yine son zamanlarda, köylerin gelişim alanlarında tarım yapılırken sessiz sedasız TOKİ'ye devredilen 389 arsa satışa çıkarılmıştır. Örnek verecek olursak, UNESCO Dünya Miras Listesi’ne dâhil edilen ve Antik Dönem’in öne çıkan alanlarından biri olan Gordion’un bulunması nedeniyle bir hayli önem arz etmektedir. Ankara Polatlı’daki Yassıhüyük köyü ile çevre köylerinde ve Beypazarı’nın İncepelit köyü başta olmak üzere çok sayıda köyde araziler satışa çıkarıldı. Bu rekabetten köylüler ekonomik nedenlerle arsalarını alamadı ve yabancı…
Yaşayan, nefes alan, üreten köylüler için bu rezalete müsaade edilmemelidir. Değerli milletvekilleri, “Köylü milletin efendisidir.” diyen Atatürk gibi, milleti süpürge tohumu ekmeği yerken vesikayla evine aynı ekmeği alan Talat Paşa gibi devlet adamlarının yüzü suyu hürmetine bugünlere geldik.
Toprağını, suyunu, ağacını ve bu ülkenin insanlarını düşünerek dertlenen köylünün toprağına göz dikmek bugüne ve yarına ihanet etmektir. Sonuç olarak, tarım ve hayvancılığa darbe vuran, köy arazilerini rant ve imara kurban eden uygulamalara son verilmesi gerekmektedir. Tarım ve hayvancılık konusunda hassasiyeti olan gelecek nesillere karşı sorumluluk duygusuyla hareket eden, köy arazilerinde yapılan satışların ortaya çıkardığı sonuçları millî güvenlik sorunu olarak kabul etmek lazım.'' dedi.