Annesini toprağa veren Tarkan'dan imamın teklifine ret

Annesini toprağa veren Tarkan'dan imamın teklifine ret

Ünlü Sanatçının Sessiz Vedası: Gözyaşları İçinde Gelen Cevap Herkesi Duygulandırdı

Bir devrin sesi, bir neslin ikonu, sahnedeki ışığıyla milyonların yüreğine dokunan o adam… Bu kez mikrofon değil, annesinin tabutu vardı omzunda. Tarkan… Sanatın görkemli yüzünün ardında, bir evlat olarak kalbinin derinliklerinden yükselen sessiz bir ağıtla annesini sonsuzluğa uğurladı. Fakat bu veda, sadece bir cenaze töreni değildi; binlerce insanın sessizce şahitlik ettiği, içe işleyen bir vedalaşma hikayesiydi.

annesini-topraga-veren-tarkan-dan-imamin-18521476-5063-m.webp

Neşe Tevetoğlu, bir süredir tedavi gördüğü hastanede geçirdiği kalp krizi sonrası hayata veda etti. Acı haber, hem sanat camiasını hem de onu seven milyonları derinden sarstı. Tarkan ise tüm hüznüyle, ama dimdik bir duruşla annesinin son yolculuğunda hazır bulundu.

Omuzunda Taşıdı, Yüreğiyle Uğurladı

Cenaze töreni İstanbul’da Maltepe Cumhuriyet Camii’nde öğle namazına müteakip kılınan cenaze namazıyla başladı. Neşe Tevetoğlu’nun naaşı, ardından Maltepe Mezarlığı’na getirildi. Tarkan, bu ağır yolculukta annesinin tabutunu omuzlayan isimlerdendi. O anlarda objektiflere yansıyan yüzü, bir evladın tarifsiz acısını yansıtıyordu. Sevenleriyle birlikte attığı her adımda, gözyaşlarını tutmakta zorlandı.

Mezar başında yaşananlar ise törende bulunan herkesin kalbine işleyen anlara dönüştü.

Sonsuzluğa Saygılı Bir Mesafe

Cenaze defin işlemleri sırasında mezarlık görevlisi ve imam, belki de manevi bir yakınlık adına Tarkan’a bir teklif sundu. Ona, mezarın başında durduğu anda şöyle soruldu:
“Tarkan Bey, mezarlığın içine girmek istiyor musunuz?”
Ve o an… Kalabalık sustu. Kameralar sessizce yöneldi. Tarkan sadece başını hafifçe sallayarak, “Yok,” cevabını verdi.

annesini-topraga-veren-tarkan-dan-imamin-18521476-2708-m.webp

Bu cevap ne bir reddedişti ne de uzaklaşma… Belki de bir evladın, içindeki fırtınayı kelimelere dökemeyişiydi. Belki de son anlarda annesiyle baş başa kalmak istemesiydi, kimsenin anlayamayacağı kadar kişisel bir vedaydı o. O cevabın içinde hem kabulleniş hem de yürek yakan bir duruş vardı.

Ve o mezar, bir anneye değil, bir sanatçının içindeki çocuğa kazıldı.