Antalya'da Aile Tragedisi: 10 Yıllık Birlikteliğin Kanlı Sonu
Antalya'da, 10 yıl süren dini nikahlı birlikteliğin ardından 3 çocuğunun annesini 17 bıçak darbesiyle öldüren adamın mahkemede hiçbir şey hatırlamadığını iddia ettiği trajik olayın ayrıntıları.
Antalya'nın huzur dolu sokakları, 15 Ocak gecesi, Kepez ilçesi Baraj Mahallesi'nde yaşanan bir aile dramıyla sarsıldı. Yılmaz Gündüz (37), 10 yıldır dini nikahla birlikte yaşadığı ve üç çocuğunun annesi olan Burcu Gezersoy'u (26) yaşanan bir tartışmanın ardından 17 bıçak darbesiyle vahşice öldürdü. Bu olay, toplumsal şiddetin ve aile içi dramın en acı yüzünü bir kez daha gözler önüne serdi.
O gece, saat 00.30 sularında çıkan tartışmanın ardından Gündüz, ekmek bıçağını alarak Gezersoy'a saldırdı. Kavga seslerini duyan komşuların ihbarıyla olay yerine gelen polis, Gezersoy'u kanlar içinde yerde yatarken buldu. Hemen çağrılan ambulansla Kepez Devlet Hastanesi'ne kaldırılan genç kadın, tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Olayın ardından Gündüz, kendini de bıçakla yaralayarak ağır yaralandı ve hastaneye kaldırıldı.
Antalya 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen ilk duruşmada, Gündüz'ün savunması dikkat çekiciydi. Gezersoy'u öldürdüğüne dair hiçbir şey hatırlamadığını iddia eden Gündüz, savcılık ifadesindeki "bıçakladım" beyanını da hatırlamadığını belirtti. Bu ifadeler, toplumda büyük bir infiale yol açtı ve adaletin sağlanması yönünde yoğun bir beklenti oluşturdu.
Duruşmada dinlenen tanıkların ifadeleri, olayın vahametini bir kez daha ortaya koydu. Gündüz'ün annesi Leyla Gündüz, olay günü akşam yemeğinden sonra yaşananları anlattı. Gürültüler üzerine odaya girdiklerinde korkunç manzarayla karşılaştıklarını belirten Leyla Gündüz, oğlunun elinde bıçakla gelinini kanlar içinde bulduklarını söyledi. Gündüz'ün babası Mehmet Gündüz ise torununun çığlıklarına koştuğunu, oğlunun ve gelininin kanlar içinde olduğunu gördüğünü ifade etti. Bu ifadeler, olayın sadece bir aile dramı olmadığını, aynı zamanda toplumsal bir yara olduğunu gösterdi.
Mahkeme, sanık Gündüz'ün tutukluluk halinin devamına karar vererek, duruşmayı ileri bir tarihe erteledi. Bu olay, aile içi şiddetin ve toplumsal sorunların ne kadar derin ve karmaşık olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. Toplum olarak, bu tür trajedilerin önlenmesi için daha fazla farkındalık yaratılması ve etkili önlemlerin alınması gerektiği acı bir gerçek olarak karşımızda duruyor.
Antalya'da yaşanan bu trajik olay, aile içi şiddetin sadece bireyler arasında değil, toplumun tamamını etkileyen bir sorun olduğunu bir kez daha hatırlattı. Adaletin sağlanması beklenirken, toplumsal dayanışmanın ve şiddete karşı ortak bir duruşun önemi daha da belirginleşiyor.