Arjantin'in başkenti Buenos Aires'te bu hafta gerçekleşen olaylar, ülkenin siyasi ve ekonomik arenadaki gerilimlerini gözler önüne serdi. Binlerce kişinin sokaklara dökülmesiyle başlayan bu hareketlilik, Cumhurbaşkanı Javier Milei'nin yeni ekonomi politikalarına karşı bir tepki olarak ortaya çıktı. Göreve gelmesinin ardından Milei, kamu hizmetleri harcamalarında kesintiler de dahil olmak üzere "ekonomik şok terapisi" planını açıklamıştı, bu da halk arasında büyük bir rahatsızlık yarattı.

Güvenlik Masraflarının Yükü ve Hükümetin Kararı

Hükümet sözcüsü tarafından yapılan açıklamada, güvenlik masraflarının 60 milyon peso (75.000 dolar) seviyesine ulaştığı ve bu faturanın sosyal hareketler tarafından karşılanması gerektiği belirtildi. Manuel Adorni'nin ifadelerine göre, protestolara katılan 10'dan fazla sivil toplum örgütü, güvenlik için yapılan harcamaların bir kısmını ödemek zorunda kalacak. Bu durum, organizatörler tarafından hükümetin provokasyon girişimi olarak eleştirildi.

Eduardo Belliboni'nin Eleştirileri ve Milei'nin Kararlılığı

Polo Obrero grubunun lideri Eduardo Belliboni, güvenlik önlemlerini ve müdahaleleri eleştirdi ve bu durumu 1970 ve 1980'lerdeki diktatörlük dönemine benzetti. Diğer yandan, Cumhurbaşkanı Milei, planlarını engellemeye çalışan gruplara karşı sert önlemler alacağını açıkladı.

Milei Hükümetinin Ekonomi Politikaları

Milei'nin hükümeti, kamu şirketlerinin özelleştirilmesi ve yakıt ile ulaşım sübvansiyonlarının azaltılmasını içeren büyük kamu harcama kesintilerini duyurdu. Ayrıca, Milei'nin para birimi pesonun değerini ABD doları karşısında yüzde 50'den fazla zayıflatması, ekonomik durumu daha da karmaşık hale getirdi.

Uluslararası Tepkiler ve İç Durum

Uluslararası Para Fonu (IMF), Arjantin'in 44 milyar dolar borcu karşısında bu önlemleri "cesur" olarak nitelendirdi ve özel sektörün büyümesine katkı sağlayacak bir ortamın oluşturulmasına yardımcı olacağını belirtti. Arjantin, yüzde 150'ye varan enflasyon oranıyla mücadele ederken, nüfusun yüzde 40'ının yoksulluk sınırının altında yaşadığı ve ülkenin düşük nakit rezervlerinin yanı sıra yüksek devlet borçlarının önemli sorunlar arasında yer aldığı bir gerçek.