Bakan Çavuşoğlu Kanada dergisine açıklama yaptı!

Bakan Çavuşoğlu Kanada dergisine açıklama yaptı!

Kanada’da derginin sahibi ve Genel Yayın Yönetmeni Dan Donovan ile bir röportaj yapan Çavuşoğlu'nun açıklamaları, derginin Şubat 2018 sayısında yayımlandı.

Çavuşoğlu, mülakatında Türk dış politikasını ilgilendiren birçok  konuya ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.

- "PYD/YPG desteği ortaklığımızı zehirliyor"

Türk-Amerikan ilişkilerinin hassas bir döneme girdiğini belirten  Çavuşoğlu, şu değerlendirmede bulundu:

"ABD'nin Suriye'deki PYD/YPG teröristlerine verdiği destek ve ABD'de  FETÖ terör örgütünün varlığı gibi önemli konularda farklı görüşlere sahibiz. ABD  ordusunun PYD/YPG teröristlerine verdiği askeri destek, sadece Türkiye'nin  güvenliğini tehlikeye atmakla kalmayıp aynı zamanda uzun süredir devam eden  ortaklığımızı da zehirliyor.

NATO müttefiki olarak Türkiye, ABD'nin kısa vadeli taktik politika  hedefleri konusundaki yaşamsal güvenlik kaygılarına öncelik vermesini  istemektedir. Bununla birlikte Türkiye ve ABD uzun süredir müttefiklerdir ve  ilişkilerimiz zaman açısından test edilmiştir. Bu düşünceyle, ABD ile üst düzey  temaslara devam ediyoruz ve iletişim kanallarımızı açık tutmanın önemli olduğuna  inanıyoruz."

- "Kriz sonrası Suriye için hazır olunmalı"

Çavuşoğlu, 2018'de Suriye'de gelişen olayları nasıl ele aldığına  yönelik de şunları belirtti:

"Suriye'nin geleceği Suriyelilerin kendileri tarafından belirlenecek.  Tarih bize halkın iradesinin sonunda hakim olduğunu söyler. 2018'in çatışmanın  son yılı haline gelebilmesi için Astana, Soçi ve nihayet Cenevre'deki  görüşmelerin somut sonuçlar verdiğinden emin olmak için yoğun gayretlerimizi  sürdüreceğiz. Çatışmaya kalıcı ve inandırıcı bir siyasi çözüm getirildiğinde,  uluslararası toplum, savaştan zarar görmüş Suriye'nin altyapısını yeniden inşa  etmeye, mültecilerin ve yerinden olmuş kişilerin geri dönüşünü kolaylaştırmaya ve  ekonomik yardım sağlamaya yardımcı olmak için bir başka zorlu mücadeleye  hazırlanmalıdır."

- "Kürtleri hiç hedef almadık"

Irak'ın egemenliğini ve toprak bütünlüğünü korumanın Türkiye için  yaşamsal önem taşıdığına dikkati çeken Bakan Mevlüt Çavuşoğlu, bu nedenle Irak  Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) referandumuna karşı çıktıklarını anımsattı.

Irak Kürt nüfusunu bugüne dek hiç hedef almadıklarını ifade eden Bakan  Çavuşoğlu, şu açıklamalarda bulundu:

"Bağdat ve Erbil müzakerelere başlarsa, Türkiye bu sürece destek veren  en güçlü destekçilerden biri olacaktır. DAEŞ, Irak'ta askeri olarak yenildi.  Şimdi Irak hükümetinin bunu kapsayıcı politikalar benimseyerek, ortak bir Irak  kimliğini teşvik ederek ve kurtarılan alanları yeniden inşa ederek ideolojik  olarak yenmesi gerekiyor. Türkiye, bu çabalar sırasında komşusunu  destekleyecektir. Çabalarımız, Astana, Cenevre veya Soçi'de olmak üzere bu süreci  kolaylaştırmayı amaçlıyor. Kendilerini terörist örgütlerden ayırmayı seçen  Suriyeli Kürt delegeleri bu forumda iyi temsil edilmektedir. PKK terör örgütünün  Suriye'deki yayılımı olan PYD/YPG'ye gelince, terörle mücadele bahanesiyle,  sahada gerçek anlamda başarı elde etme çabalarında başarısız olmaya mahkumdur.  Suriye halkının toprak bütünlüğünü ve siyasi birliğini koruyan demokratik bir  Suriye'de yaşama yönündeki meşru isteklerini desteklemeye devam edeceğiz."

- "Kudüs’ün korunması tüm insanlığın görevidir"

Kudüs’ün tek tanrılı dinlere ev sahipliği yapan bir şehir olduğuna  işaret eden Çavuşoğlu, "Kudüs’ün korunması tüm insanlığın görevidir. Hiç kimse,  Kudüs'ün statüsü hakkında tek taraflı ya da keyfi kararlar alma hakkına sahip  değildir. ABD yönetiminin yasa dışı kararı ile cesaretlendirilen İsrailli  yetkililer, birbiri ardına yerleşim planlarını açıklıyor ve Filistin topraklarının işgalini yoğunlaştırmak için kendi adımlarını atıyor. Bu eylemler,  1967 satırlarına dayanan iki devletli bir çözümün varlığını zorlaştırıyor."  değerlendirmesini yaptı.

Çavuşoğlu, Kudüs'le ilgili mevcut statükonun sürdürülebilir olmadığını  anlatarak, "Orta Doğu'da kapsamlı, adil ve kalıcı barışı sağlamak için yeni bir  yaklaşıma ihtiyaç duyulmaktadır. Barış sürecini canlandırmaya yönelik tüm  çabalara destek vermeye hazırız." ifadesine yer verdi.

-Suriyeli mülteciler

Türkiye’nin dünyanın en büyük mülteci barındıran ülkesi olduğunun ve  bu konuda Avrupa’nın vaadlerinin hatırlatılması üzerine Bakan Çavuşoğlu, şunları  belirtti:

"Türkiye'de Suriyelilerin sayısı şu an 3,4 milyonu aşıyor. Suriye  krizinin başlangıcından bu yana insani gerekçelere uygun hareket ettik ve din,  kültür veya etnik kökene dayalı hiçbir ayrım yapılmaksızın milyonlarca Suriyeliyi  ülkemize kabul ettik. Türk devleti ve halkı, savaş, bomba, terör ve şiddetten  kaçan Suriyelilere kapılarını ve kalplerini açtı. Yaşam koşullarını iyileştirmek  ve bu insanların acısını azaltmak için tüm kaynaklarımızı harekete geçirmeye  devam ediyoruz. Suriyelilere yönelik harcamalarımız, krizin başlangıcından bu  yana 30 milyar dolara ulaştı. Ne yazık ki, ülkelerin çoğunun şu ana kadar  sorumluluk paylaşımı testinden başarısız olduğunu ifade etmek zorundayım. Bununla  birlikte Suriyelilerin yeniden yerleşimini kolaylaştıran sınırlı sayıdaki ülkenin  çabalarını takdir ediyoruz."

Çavuşoğlu, sınır kontrollerini güçlendirmenin veya sınır duvarları  oluşturma gibi tedbirlerin göçe karşı gerçek anlamda işe yaramayacağını  kaydederek, "Bu tedbirler tüm insanlığı ilgilendirdiği için, küreselleşmiş  sistemimizin gerçekleriyle uyuşmamaktadır. Öte yandan, 18 Mart Avrupa Birliği ile  imzalanan anlaşmadan doğan yükümlülüklerimizi yerine getirmeye devam ediyoruz.  Türkiye, bu konudaki muazzam çabalarını bir kenara bırakırsa, Ege Denizi yine  düzensiz bir göç yolu haline gelecektir. Türk vatandaşları için vizenin  serbestleştirilmesi, mevcut ihtiyaca göre gümrük birliğinin güncellenmesi ve  Türkiye'deki Suriyelilerin insani ihtiyaçları için ilk 3 milyar avronun hızla  devredilmesi gibi bazı AB taahhütleri uygulanmaya devam etmektedir. Ayrıca,  2018-2019 dönemi için 3 milyar avronun ikinci kısmının tahsis işlemlerinin  gecikmeden başlamasını bekliyoruz." yorumunu yaptı.

- "Kuzey Kore'nin füze denemeleri uluslararası hukuk ihlali"

Kuzey Kore'nin yaptığı nükleer denemeler ve balistik füze  denemelerinin uluslararası hukuku ihlal ettiğini vurgulayan Bakan Çavuşoğlu, şöyle devam etti:

"Bu eylemleri sürekli olarak kınadık. Bu toplantı, Kuzey Kore’nin  meydan okumasına karşı uluslararası bir birliktelikti. Türkiye, bu soruna her  zaman diplomatik bir çözüm çağrısında bulunmuştur ve bunu Kanada gibi  ortaklarımızla birlikte mümkün kılmak için elimizden gelenin en iyisini yapmaya  devam edeceğiz. Bu toplantı, bunun ulaşılabilir bir sonuç olduğunu  doğrulamıştır."

Çavuşoğlu, Türkiye'nin, Kuzey Kore'nin nükleer ve balistik füze  faaliyetleriyle ilgili tutumunun çok net olduğuna değinerek,  şunları  kaydetti:

"Son 25 yılda Kuzey Kore'den gelen uluslararası barış ve güvenlik  tehdidi giderek artmaktadır. BM Güvenlik Konseyi ve ilgili ülkeler nükleer  tehlikeyle başa çıkmak için çok çaba sarf ediyorlar. Çok zor ve karmaşık bir  problemle karşı karşıyayız. Diplomatik çabalar, BM Güvenlik Konseyi kararlarıyla  birleşince, hepsi de Kore Yarımadası'nda gerginliği azaltmayı amaçlıyor. Türkiye,  diplomatik çabaların başlatılması ve iş birliğinin sürmesini dört gözle  bekliyor."

- Kanada-Türkiye ilişkileri

Türkiye’nin Kanada ile ilişkilerine önem verdiğini bildiren Çavuşoğlu,  2018 yılının iki ülke arasında diplomatik ilişkilerin kurulmasının 75. yıldönümü  olduğunu hatırlattı.

Çavuşoğlu, "Başbakan Trudeau'nun Kasım 2015'te göreve başlamasından  sonra yaptığı ilk deniz aşırı ziyareti olan G20 Antalya Zirvesi'ne ev sahipliği  yapmaktan büyük mutluluk duyduk. Türkiye, ikili ilişkilerimizin güçlendirilmesine  büyük önem veriyor. Diplomatik ilişkilerimizin 75. yıldönümü düşünüldüğünde,  ülkeler arasında artan bir iş birliğinin yolunu açmak için üst düzey ikili  ziyaretler başlatmamızın zamanı geldi. Türkiye ve Kanada güçlü ticaret  ortaklarıdır ve ikimiz de sürdürülebilir, dengeli ve güçlü bir ekonomik büyümenin  sağlanması için şart olan serbest ticaret ve kapsayıcı büyümeyi destekliyoruz. Bu  genel çerçeve göz önüne alındığında, resmi Serbest Ticaret Anlaşması  görüşmelerinin gecikmeksizin başlanmasının ülkemiz için faydalı olacağına  inanıyoruz." değerlendirmesinde bulundu.

- Türkiye-Rusya ilişkileri

Rusya ile Türkiye’nin son dönemdeki yakınlaşmasına ilişkin de Bakan  Çavuşoğlu, şunları belirtti:

"2017, Türk-Rus ilişkileri için verimli bir yıl oldu. Bu yoğun  diyalog, ekonomik ilişkiler üzerinde olumlu bir şekilde yansıyor. Rusya şu anda  bizim üçüncü en büyük ekonomik ortağımız. Bununla birlikte bazı konularda doğal  olarak farklılıklar gösteririz, ancak bu farklılıklara rağmen mümkün olan  yerlerde iş birliğine ihtiyaç duyulduğunu düşünüyoruz. Bu diyalog ve iş birliği  somut ve olumlu sonuçlar doğurmaktadır. En iyi örnek Astana sürecidir. Bazı  çevrelerde Rusya ile ilişkilerimizle ilgili kaygı görüyoruz. Bu endişeler  asılsızdır. Rusya'yla ve müttefiklerimizle olan ilişkilerimiz birbiriyle  çelişmemekte, bunun yerine birbirimizi tamamlamaktadır."

- "Türkiye, NATO planlarının merkezinde yer alıyor"

Türkiye-NATO ilişkilerine dair bir soruyu cevaplayan Çavuşoğlu,  Türkiye'nin NATO'ya karşı taahhütlerini yerine getirdiğini ve müttefiklerden de  aynı şeyi beklediklerini vurguladı.

Çavuşoğlu, "NATO, Türkiye'nin savunma ve güvenlik planlarının  merkezinde yer alıyor. Türkiye, tarihsel olarak yerini NATO içinde belirledi ve  eşit kararlılıkla bunu sürdürüyor. NATO Genel Sekreteri'nin son sözleriyle,  'Türkiye, ittifaka önemli katkılarda bulunan değerli bir müttefiktir.' En başta,  biz de terörle mücadelede, özellikle DAEŞ gibi terörist gruplara karşı öncü bir  aktörüz. Türkiye, NATO ve ortakları arasında daha yakın ilişkilerin kurulmasında  da önemli bir rol oynamaktadır ve NATO'nun açık kapı politikasının güçlü bir  destekçisidir. Türkiye, NATO'nun gururlu bir üyesidir." ifadelerini kullandı.

- Türkiye'nin AB'ye üyelik süreci

Türkiye’nin hala Avrupa Birliği (AB) üyesi olmayı isteyip  istemediğinin sorulması üzerine Çavuşoğlu, "AB üyeliği bizim için stratejik bir  hedeftir. Bununla birlikte, şu anda Türkiye ile AB arasında bir güven krizinden  bahsedebiliriz. Açık diyalog kanallarını sürdürerek bunun üstesinden gelmeye  kararlıyız." değerlendirmesinde bulundu.

Bakan Çavuşoğlu, AB'nin çifte standartlarından vazgeçip sözlerini  tutmasını beklediklerine dikkati çekerek, "Türkiye'deki anketler, halkımızın  çoğunluğunun AB üyeliği istediğini ancak büyük bir çoğunluğunun bunun olacağına  inanmadığını göstermektedir. Ne yazık ki bunun nedeni, karşılaştığımız çifte  standart ve AB'nin taahhütlerini yerine getirmekteki başarısızlığından  kaynaklanmaktadır. Bir kez daha tam üyelik yerine 'özel ortaklık' teklif ediliyor  ve biz bunu tartışmayı bile reddediyoruz. Ancak bir kez daha Avrupa idealinden  vazgeçmeyeceğimizi vurgulamak isterim." açıklamasında bulundu.

- Tutuklu gazeteciler

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi sonrası  bazı gazetecilerin tutuklandığının anımsatılması üzerine Çavuşoğlu, "Gazeteci  olduklarını iddia edenlere karşı yapılan soruşturmalar, terör örgütlerini  destekleme ve bunlarla bağlantı kurma eylemleri nedeniyle yürütülüyor. Bazı medya  organlarında iddia edilenlerden farklı olarak bu 'gazeteciler' sadece  'gazetecilik yaptıkları' için tutuklu değillerdir. Gazetecilik, cezai  faaliyetlerde ceza önermemektedir. Aslında, herhangi bir mesleği cezai faaliyette  bulunmak için kullanmak kabul edilemez. Bu aynı zamanda gazetecilik ilkelerine  aykırıdır. Onların yasal hakları korunuyor ve yargı süreci devam ediyor. Yasal  işlemler ilerledikçe, bazı tutuklular duruşmalarına kadar serbest bırakıldı."  ifadesine yer verdi.