Bakan Selçuk: Okullar Arasındaki Farkı Azaltmak Gerek
Millî Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, Beyoğlu Anadolu İmam Hatip Lisesi´nde düzenlenen 2023 Eğitim Vizyonu Paylaşım Toplantısındaki konuşmasında okullar arasındaki farklılıkları azaltmak gerektiğini ifade etti.
21. yüzyıl hayatın her alanında olduğu gibi eğitim ve öğretim süreçlerinde de hızlı bir değişim ve dönüşüm sürecini beraberinde getiriyor. Millî Eğitim Bakanlığımız, 2023 Vizyonu Belgesi doğrultusunda eğitim ekosisteminde yapılması planlanan çalışmaları planlı bir şekilde yürütüyor. Vizyon Belgesinde Bakanlığımızın yeni dönemde oynayacağı rol, talim ve terbiyeyi ülkenin ortak hedefine dayalı toplumsal bütünleşmesinin şimdi ve gelecek tasavvurunun inşasına öncülük etmek şeklinde tanımlanıyor.
2023 Vizyon Belgesi, zamanın ruhunu önemseyen yeni bir okul anlayışını eğitimle ilgili tüm aktör ve kuruluşların iş birliğiyle ortaya konmasını önceliyor. Bu perspektiften hareketle İstanbul’daki çalışmaların çoklu iş birlikleri çerçevesinde yürütülmesi için dün saat 09.00’da Beyoğlu Anadolu İmam Hatip Lisesi’nde bir toplantı düzenlendi. Toplantıya Millî Eğitim Bakanımız Ziya Selçuk´un yanı sıra Valimiz Sayın Ali Yerlikaya, İl Millî Eğitim Müdürümüz Sayın Levent Yazıcı, üniversite rektörleri, ilçe kaymakamları, resmî kurum il müdürleri, ilçe millî eğitim müdürlerimiz, ilçe emniyet müdürleri ve sivil toplum kuruluşları temsilcileri katıldı.
Temel Meselemiz İnsan
Saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşının okunmasının ardından başlayan toplantıda Bakanımız Ziya Selçuk bir konuşma yaptı. Bakanımız Selçuk, “Bütün Anadolu´da karşılaştığımız çocuklarımız, öğrencilerimiz ve öğretmenlerimiz bu bayrağı nasıl yükseltiriz konusunda güven inşa ediyorlar. Ben Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan´ın liderliğinde eğitim ile ilgili yeni bir soluk ve nefesle yola devam edebileceğimizi düşünüyorum. Bunu söylerken elbette bir güvencem var. Bu zamana kadar yapılan çok güzel işler var. Türkiye´de eğitim ile ilgili ne yapılabilir konusunda birçok meslektaşımız ve müdürler rahatlıkla ifade edebilir. Bu işin omurgasında yer alan merkezi düşünce şöyle özetlenebilir. Biz okullarımız arasındaki imkân farklılıklarını azaltabilirsek, başarı farkları da azalacaktır. Sınav merkezli bir Türkiye´den de biraz kurtulmuş olacağız. Bundan kurtulmuş olduğumuzda da eğitim sistemi, mahiyetine uygun bir insan yetiştirme düzenine hizmet edecektir. İnsan yetiştirme derken, sistemimizin tam da omurgasına yerleşmelidir. Çünkü insan meselesi halledilmeden fiziki meselelerin ya da teknik meselelerin halledilmesi gerçekten çok mümkün değildir” dedi.
Çocukların Tabiatını Korumak
Türkiye´de eğitimle ilgili yapılması gereken şeyler üzerinde birçok eğitimcinin hemfikir olduğunu belirten Bakanımız Selçuk, “Bazen uluslararası toplantılarda kendime soruyorum. Biz dünyanın gitmek istediği yere gitmek istiyor muyuz? Şahsen ben gitmek istemiyorum. Çünkü insanı endüstrinin ihtiyaçlarıyla sınırlayan ve ilgili becerilerle sınırlı gören bir eğitim bakışıyla insan geleceğini kurtaramayız. Bugün dünyadaki eğitim seviyesi yükseldikçe, silahlanma, obezite, açlık ve çevre kirliliği de artıyor. Bir şeyin yanlış gittiğini çok net görebiliyoruz. Biz sadece madde de mükemmel olarak insanın hizasını koruyamayız. Çocuğun hizasını ise hiç koruyamayız. Çocuğun hizası bozulursa, insanlığın hizası bozulur. Bu sebeple bizim çocuğun tabiatına muhakkak suretle riayet etmek konusunda duyarlı olmamız icap ediyor.” şeklinde konuştu.
Hem Evrensel Hem Millî
Selçuk, eğitim vizyonunda ısrarla vurgulamak istedikleri şeylerden birisinin de eğitimin amacı konusunda bir sadeleştirme yapıp, buna uygun organizasyon kurmak olduğunu dile getirdi. Bu organizasyonu kurduktan sonra da süreç tasarımına geçileceğini bildiren Selçuk, sonrasında ise fonksiyonları icra etmek istediklerini kaydetti. Bütün yapmak istedikleri şeyin sistemli, evrensel ve milli boyutuyla dengeli şekilde götürmek olduğunu vurgulayan Bakanımız Selçuk, “Eğer evrensel ve milli olanı birlikte düşünmezsek o zaman bizim çocuklarımızın ayağı pergel metaforunda olduğu gibi dolaşmakta güçlük çekecektir. Bütün bu süreçte valilerimizden şunu istiyorum; Okullarımızdaki imkân farklılıklarını azaltmak çok ama çok önemli. Eğer biz imkân farklılıklarını azaltabilirsek, o zaman velilerin talepleri konusundaki harita değişecek. İki okul arasında fark olmazsa belli okullara rağbet azalmış olacak. Bu azaldığında da eğitim gerçek işini yapacak. Arızi kurumlara da pek ihtiyacımız kalmayacak. Eğitim sistemi okuldan yükselecektir.” diye konuştu.
Eğitimi ve Geleceği Tasarlamak
İstanbul Valimiz Sayın Ali Yerlikaya ise Türkiye´nin bugün pek çok meseleyi aştığını ifade ederek, küresel iddiaları, büyük hedef ve idealleri bulunduğunu söyledi. Küresel iddiaları sebebiyle buna uygun bir eğitim sistemi kurmakla mükellef olduklarını ifade eden Yerlikaya, asıl kafa yorulması gereken meselenin eğitimi ve geleceği tasarlamak olduğunu kaydetti.
Dünyanın hızla değiştiğini ve öğrencileri yeni dünyaya hazırlamak gerektiğini anlatan Yerlikaya, şunları aktardı: “Bir fütürist, ´Çocuklarınıza ya kodlamayı ya da hızlı silah çekmeyi öğretin diyor. Silahla işimiz yok. Başka bir şey söylüyoruz. 19. asırda yaşanan değişim dalgasına toplum hazır olmadığı için hala adaptasyon sürecini sağlamış değiliz. Yeni çağ bütün değer yargılarımızı tartışılabilir hâle getiriyor. Yapay zekâ ve algoritmalar insana ekonomik değer biçiyor. İnsanın madde olarak kaç kuruş değeri var. İnsanı insan yapan ruhudur. Göklerle bağını koparan insan hangi menzile, hangi mertebeye vasıl olabilir ki? Baş döndürücü bir çağ hızla üstümüze geliyor. Bize çarpacak. Hazırlıksız yakalanırsak darmadağın oluruz. İletişime, iş birliğine açık, yaratıcı düşünce kabiliyetine sahip nesiller yetiştirmeliyiz.”
İstanbul’da bir ülke, bir millet ödevi olan eğitim doğrultusunda çoklu iş birlikleri kapsamındaki toplantılar sonraki aylarda da devam edecek.