BBC’nin gözüyle Türkiye-Rusya ilişkileri
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin bugün iki günlük bir ziyaret için Türkiye'ye gidecek.
Vladimir Putin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile birlikte Ankara'dan telekonferansla Türkiye'nin ilk nükleer santrali olan Akkuyu Nükleer Güç Santrali'nin temel atma törenine katılacak. Santral, Rusya Devlet Nükleer Enerji Kurumu (Rosatom) tarafından inşa edilecek.
Putin ayrıca Türkiye-Rusya Üst Düzey İşbirliği Konseyi'nin (ÜDİK) 7. toplantısına katılacak.
Çarşamba günü ise Putin, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ile birlikte Ankara'da Suriye konulu Üçlü Zirve'ye katılacak.
BBC İzleme Servisi, Türkiye-Rusya ilişkilerinde son durumu derledi.
İddialı projeler
Akkuyu Nükleer Güç Santrali, modern Türkiye tarihindeki en iddialı enerji projelerinden biri. Türkiye ve Rusya arasındaki stratejik ortaklığı da temsil ediyor.
Her iki ülke Batı tarafından gittikçe artan bir şekilde soyutlandıkça, daha da yakın müttefik oluyor.
Enerji, Türkiye ile Rusya arasındaki temel işbirliği alanlarından biri. İki ülke Akkuyu Nükleer Güç Santrali Anlaşması'nı 2010 yılında imzaladı.
Nükleer tesis, 4 bin 800 megavatlık kapasiteye sahip olacak ve tahminen 20 milyar dolara mâl olacak.
Santral, Türkiye Cumhuriyeti'nin 100. yılı olan 2023'te faaliyete geçecek.
Analist Metin Gürcan 22 Mart'ta Al Monitor sitesinde yayımlanan yazısında, "Rusya santralde çalışanları eğiteceğinden ve nükleer yakıtı sağlayacağından, Türkiye tesisin faaliyete geçebilmesi için Moskova'ya oldukça bağımlı" diyor ve ekliyor:
"Bu yüzden Rusya-Türkiye ilişkileri gerçek bir ittifak olmasa da, ülkeler kesinlikle yakın ortaklar haline gelecek. Bu da Moskova'ya etkili jeopolitik faydalar getirecek."
Anlaşma Rusya'nın lehine mi?
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2016 yılında duyurduğu projeden "stratejik yatırım" olarak bahsetmişti.
İnternet sitesi T24'ün mevcut mevzuattan derlediği bilgilere göre Akkuyu'ya "stratejik yatırım" statüsü verilmesi, Rusya'nın Türkiye'den yardım alması ve vergi indirimlerine tabi tutulması anlamına geliyor.
Bu da, finansal anlamda anlaşmadan Rusya'nın kârlı çıkması demek.
Reuters haber ajansının 2017 yılında yayımladığı bir habere göre, Türkiye Rosatom'a 15 yıl boyunca kilovat saat başına 12.35 sent (ABD dolarının yüzde biri) ödeyecek.
Analist Metin Gürcan yazısında, "Bu dünya ortalamasının 2-3 kat üzerinde" diyor.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), anlaşmanın koşullarını eleştirmiş ve Akkuyu Projesi'nin Türkiye ile Rusya arasındaki ilişkileri normalleştirmek için kullanıldığını öne sürmüştü.
İki ülkeyi bağlayan bir diğer enerji projesi de, 1000 kilometrelik bir boru hattı ile Rus doğalgazını Türkiye üzerinden Avrupa başkentlerine taşıyacak Türk Akımı.
İlişkilerde kopma noktasından bugüne
Türkiye'nin bir Rus jetini Kasım 2015'te düşürmesinin ardından iki ülke arasındaki ilişkiler kopma noktasına gelmişti.
Rusya, Türkiye'ye ekonomik ve siyasi yaptırımlar uygulamıştı.
Türkiye, Rusya ile ilişkileri düzeltmek için birçok adım atsa da, ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın mevkidaşı Putin'e Haziran 2016'da yolladığı mektubun ardından ilişkiler iyileşme işaretleri göstermeye başladı.
Bozulma, Batı ile kötüleşen ilişkiler karşısında Rusya'yı değerli bir müttefik olarak gören Türkiye için bir darbe niteliğindeydi.
Ekonomik ilişkileri geliştirme hedefi
İki ülke arasındaki ekonomik ilişkiler orta seviyede ilerlese de her iki ülke de ticareti geliştirme hedeflerinden söz etti.
Sputnik sitesinin Rusya Federal Gümrük Servisi'ne dayandırdığı habere göre, 2017 yılında Türkiye ile Rusya arasındaki ticaret hacmi 21 milyar dolara ulaştı.
Bu sıçrayış, Rusya'nın lehine oldu.
2016 yılında ise iki ülke arasındaki ticaret hacmi 16 milyar dolardı.
Türkiye ise iki ülke arasındaki ticaret hacmini 100 milyar dolara çıkarmak istiyor.
Ankara ile Moskova arasındaki ticaret yakın zamanda askeri boyuta da taşındı.
Türkiye, Batılı müttefiklerinin karşı çıkmasına rağmen, Rusya'dan S-400 füze savunma sistemi satın almak için anlaştı.
Jeopolitik çıkarları hizalama
Türkiye ve Rusya, uzun süre Suriye savaşında karşıt tarafları desteklediler. Rusya, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'ın yanında yer aldı, Türkiye onu devirmeye çalışan muhalif grupları destekledi.
Bu farklılıklara rağmen iki ülke Ocak 2017'den bu yana Astana barış süreciyle birlikte Suriye'de iç savaşın son bulması için İran ile ortaklaşa çalışıyor.
NATO müttefikleri Türkiye ve ABD, savaşın başında aynı tarafta yer alsa da Washington'ın Kürt muhalif gruplara verdiği destek nedeniyle iki ülke daha sonra karşı karşıya geldi.
Bu Türkiye'nin bölgedeki etkisini korumak için Suriye'de kontrolünü artıran Rusya ile daha yakın çalışmasına yol açtı.
Bölgede yakın zamanda askeri varlığını artıran Türkiye, bu yakınlaşmanın hasadını topluyor gibi.
Türkiye, Şam yönetimi ile muhalifler arasındaki ateşkesi gözlemlemek için Suriye'nin İdlib vilayetine askeri birlikler sevk etmiş, Ocak ayında da Afrin'e yönelik Zeytin Dalı Harekâtı'nı başlatmıştı.
Türk Silahlı Kuvvetleri ile muhalif Özgür Suriye Ordusu'nun 18 Mart'ta Afrin'e girdikleri harekât ancak Rusya'nın Suriye hava sahasını Türk jetlerine açması sonucu mümkün olabilmişti.