Bir gün padişah vezirine sormuş: “Vezirim cibilliyet mi, eğitim mi? “ daha önemli?

Vezir düşünmeden cevap vermiş: Cibilliyet Padişahım!

Padişah “peki” demiş ve memleketin her yerine tellallarla emir vermiş.

En iyi hayvan terbiyecisine 100 altın vereceğim 6 ay müddet verile.

Altı ay sonra bir kedi terbiyecisi gelmiş. Hünerini padişaha sunmuş.

Kedi terbiyecisi, kediye bir tepsi vermiş, üzerine bir fincan çay koymuş ve padişaha ikram etmesini emretmiş. Kedi iki ayaküstünde fincandaki çayı hiç dökmeden padişaha götürürken on adım kala;

Padişah vezire dönmüş “Vezir gördün mü, bak:

Eğittim mi, cibilliyet mi? demiş?

Vezir cebinden bir fare çıkarmış, yere atmış. Kedi fareyi görür görmez tepsiyi fırlatmış, başlamış farenin peşinden koşmaya…

Sonra vezir padişaha dönmüş “Cibilliyet padişahım, cibilliyet…”

Cibilliyetsizler önüne bir fırsat geçtiği an, yüksek eğitimli olsa dahi çıkarları için vatanını, milletini, emeğini, eğitimini hiç tereddüt etmeden satarlar demiş…

TÜRK-İSLAM davası kişilere kaim değildir. Bu dava kellesini koltuğuna alanların davasıdır. Millete deva olmak ayrıdır, bela olmak ayrı!

Siyasi partilerin görevi hendek açmak, akademisyenlerin görevi teröre destek olmak değildir.

Sanmayın ki Türkiye sadece PKK/YPG ile savaşıyor. Türkiye içeride ve dışarıdaki hainlerle savaşıyor.

Her geçen gün yavaş yavaş mayaları ortaya çıkıyor.

Türkiye vurdukça ses bunlardan geliyor.

Alman, Fransız, Ermeni, Sırp, ateist, satanist, komünist, fetöist ne ararsan var hani…

Senteze bakın hele!

Ne zaman ki bu millet gerçeği gördü, sahnenin arkasına geçtiler.

Barış, kardeşlik dediler, askeri, polisi, sivil halkı katlettiler,

Hizmet, himmet dediler siyonistlere hizmet ettiler,

Başörtülü ablaların paralarıyla başörtüsü düşmanları ile hareket ettiler.

“Atam izindeyiz” deyip terörist leşlerine şehit dediler.

Bu millet tek bir söz, çirkeflik, hakaret, hıyanet etmeden birlik olabiliyor iken, çok saygı değmez sözde aydınlarımız,

Akademilitanlarımız,

Süper zekalarımız,

Akıl küplerimiz, Einsteinlerimız,

Bir halta yaramayanlarımız,

Anca laf kalabalığı yapıp, katil dedikleri devletin parasını yiyorlar.

Bunlar bilim adamı değil film adamı!

Özgür düşünceymiş, barışmış… Yersen tabii.

PKK denilen it sürürsü gencecik askerleri, sivilleri katlederken neredeydiniz?

Şu aşamada barış demek Türk Silahlı Kuvvetleri “teröristi” vurmasın demek!

Bırakın Allah aşkına sizin elinizden kör eşek bile su içmez.

Daha düne kadar hâkim olduğunuz üniversiteler de sizler gibi düşünmeyenleri, başörtülüleri üniversitelere sokmadınız.

Hangi bilimi ürettiniz, bilim adına hangi buluşa imza attınız?

Anca Nişantaşı-Bebek’te PKK şakşakçılığı yaptınız.

Kim demiş bunların vatanı Türkiye diye?

Bunlar vatansız, bunlar omurgasız, bi’ keleşleri eksik ellerinde.

Aklı başında, akıl ve izan sahibi, insan gibi topluma yararlı bir işe el vurun bir kere de be kardeşim.

Darbelerle, provokasyonlarla, galeyanlarla, algılarla, imzalarla değil.

Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmaktan nasibini alamamış zavallılar!

İnsan bir parçacık ülkem der, vatanım der, ay yıldıza hürmet besler.

Bir de çıkıp barış dedik, özgürlük dedik, neyimiz eksik diye soruyorsunuz şaka gibi…

EVLADIM…

VATAN SEVGİNİZ,

MİLLET SEVGİNİZ,

BAYRAK SEVGİNİZ,

SAMİMİYETİNİZ EKSİK...

NERDE ÜLKEYİ TALAN ETMEK İSTEYEN VAR ARKASINDASINIZ.