Ufukta toz bulutları yükseldi, motor sesleri yankılandı ve bereketli toprakların yiğit temsilcileri, adeta bir destan yazarcasına meydanı doldurdu. Çiftçilerin alın teriyle yoğrulmuş traktörleri, birer özgürlük sembolü gibi dizildi; her biri, sessiz bir isyanın çelikten kanatlarıydı. Bu muhteşem konvoy, bir liderin kararlı duruşuyla birleştiğinde, ortaya unutulmaz bir tablo çıktı.

Saatler on dördü gösterdiğinde, miting alanı adeta bir insan seliyle dolup taştı. Çiftçiler, ellerinde bayraklar, yüreklerinde umut, traktörleriyle uzun bir kervan oluşturdu. Bu kervan, sadece bir ulaşım aracı değildi; yılların birikmiş öfkesi, adaletsizliğe karşı bir başkaldırı, milletin iradesine sahip çıkma yeminiydi. Konvoyun her bir traktörü, toprağın nabzını taşıyordu; her bir tekerlek, haklı bir davanın dönen çarkıydı.

Bir genel başkan, bu görkemli manzaranın tam ortasında yer aldı. Çiftçilerin yanında, onların alın terine saygı duruşunda bulunurcasına, konvoyun en önündeki traktörün direksiyonuna geçti. Tozlu yolları aşarak miting alanına ulaşan bu lider, sadece bir siyasetçi değil, aynı zamanda bir dayanışma abidesiydi. Çiftçilerin sesini yükseltmek için, onların arasında, onların makinesini kullanarak alana giriş yaptı. Bu an, adeta bir filmin en dokunaklı sahnesi gibiydi; kalabalık, coşkuyla haykırırken, meydan bir umut şölenine dönüştü.

Mitingin ruhu, sadece bu görkemli girişle sınırlı değildi. Çiftçiler, daha önce aynı dava uğruna traktörleriyle yollara düştüklerinde, devlet tarafından cezalarla karşılaşmıştı. Ancak bu cezalar, onların kararlılığını kıramadı. Genel başkan, bu cezaların yükünü omuzlayarak, çiftçilerin yanında olduğunu bir kez daha gösterdi. Her bir para cezası, liderin ve dava arkadaşlarının desteğiyle ödenmiş, adaletsizliğin gölgesi bir an olsun dağılmıştı.

Mitingde, bir başka duygu seli yaşandı. Cezaevinden gelen bir mesaj, kalabalığın yüreğine dokundu. Tutuklu bir belediye başkanının sözleri, meydanda yankılandı. Mesajda, yıllardır toprağa dert eken traktörlerin, borç biçen bir düzene karşı sabırla beklediği anlatılıyordu. Ancak bir sabah, hukukun ve demokrasinin temellerine indirilen ağır bir darbe, milletin sabrını taşırdı. Diplomaların iptal edilmesi, gözaltılar, tutuklamalar... Tüm bu haksızlıklar, milletin iradesini ezmek için planlanmıştı. Ama hesap edemedikleri bir şey vardı: Halkın gücü. Meydanları dolduran kalabalık, bu haksızlığa karşı dimdik ayakta durdu, tüm planları bozdu.

Bu muhteşem miting, bir ilin sınırlarını aşarak tüm ülkeye bir mesaj verdi. Çiftçilerin traktörleriyle, bir genel başkanın liderliğiyle ve bir belediye başkanının cesur sözleriyle, millet iradesine sahip çıkmanın ne demek olduğu bir kez daha gösterildi. Bu destansı buluşma, Yozgat’ta, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in öncülüğünde, Ekrem İmamoğlu’nun davasına destek için düzenlendi.