Dolar ve Altın biriktirenler için kötü haber! Merkez bankası kararıyla yasağa takıldık!
Türkiye’de dolar ve altın biriktirenler için kötü bir haber geldi. Merkez Bankası’nın aldığı kararla, dolar ve altın biriktirmek resmen yasaklandı. Ekonomist Alaattin Aktaş, Merkez Bankası’nın bu kararının ekonomi yönetimi için kötü olduğunu ifade etti.
Ayrıca, ülkedeki havuzdaki paranın 125 milyar doların üzerinde olmasının bir “saatli bomba” olduğu konusunda uyarılarda bulundu. Bu karar sonucunda dolar ve altın biriktirenler büyük bir ters köşe yapmış oldular. Bu durum, ekonomiye olan güvenin azalmasına ve finansal belirsizliklerin artmasına neden oldu. Türkiye’deki ekonomik kriz, halkın dolar ve altın gibi güvenli limanlara yönelmesine sebep olmuştu.
Kur korumalı mevduat hesapları rekor kırdı! TCMB alarmda!
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu raporuna göre, 11 Ağustos tarihinde tüm zamanların rekorunu kıran Kur Korumalı Mevduat hesaplarındaki biriken miktar 3 trilyon 357 milyar 708 milyon TL'ye ulaştı. Bu durum, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nı endişelendirdi.
KKM hesapları, 21 Aralık 2021 tarihinde kur artışlarına karşı tedbir olarak hayata geçirildi. 2022 yılında başlayan 'seçim ekonomisi' dönemi ve TCMB'nin teşvik edici politikalarıyla birlikte KKM hesapları istenmeyen bir duruma dönüştü. Bunun üzerine, KKM sistemine girişleri sınırlamak amacıyla Resmi Gazete'de yayımlanan kararlar alındı.
Türk lirasının güçlenmesi hedefleniyor
Döviz ve altın hesaplarına yönelik yapılan düzenlemelerle birlikte, döviz dönüşümü için kullanılan Kurumsal Kaynak Yaratma mekanizmasına darbe vuruldu. 4 tebliğ kararıyla zorunlu karşılıklar artırıldı ve yabancı para mevduatın KKM’ye dönüşüm hedefi ve TL payına göre menkul kıymet uygulaması sonlandırıldı.
Bu önlemlerle Türk lirasının güçlendirilmesi amaçlanırken, KKM havuzundan TL’ye geçişin artması halinde dolar kurunda belirgin bir düşüş öngörülüyor. Özellikle yabancı para mevduatın yerel para birimine dönüşmesi, dolar kuru üzerinde büyük etkiler yaratabilir.
Bu değişiklikler sadeleşme sürecinin bir parçası olarak kabul edilirken, ekonomiye yönelik önemli bir adım olarak değerlendiriliyor. Döviz dönüşümlerinin sınırlanmasıyla birlikte, Türk lirasının değer kazanması ve yerel ekonomiye olan güvenin artması hedefleniyor.