Erenlere İhanet

Mezhep çatışmasını çok uzun yıllar denediler. 80 öncesi denemeler sadece yerelde kalırken uluslararası kamuoyunun gündemine taşınacak daha etkili projeler üzerinde çalışıldı. Önce Alevi kimliğini ve kültürünü yeniden tasarladılar. Ali’siz ve Ocak’sız inşaa süreci başladı. Sonra bu yeni tasarımı bazı aydınların katılımıyla söyleşi ve dinleti faaliyetleriyle süslediler. Derken Sivas katliamına giden Pir Sultan Abdal Şenliği düzenlendi. Bu katliamın en önemli özelliği öldürülenlerin toplumsal kimlikleridir. Yeni tasarım Alevi kimliği ile muhalif kişilikler bir katliamın paydaşları haline getirildi. Mezhebin siyasallaşmasında proje organizatörü önceleri sadece Alman Dış İstihbarat Servisi BND idi.

Neden CIA değil de BND? Çünkü 80 darbesi sonrası Almanya’ya kaçan bir kısım sözde solcu-devrimci sayesinde devşirmeğe münasip yeterli insan kaynağı ve STK işlerini iyi becermeleriydi. Hatta CIA bile bu STK devşirme işini BND’den öğrenmiştir.

E-e biz de de yobaz sünni kaynağı yeterliydi.... Şimdi iş bunları birbirine kırdırmaktı. Zaten Sünniler çok önce vakıf, dernek ve tarikat derken kendi mevzilerini oluşturmuştu. Bu tarafı da CIA motive ve finanse ediyordu. CIA’in kontrolünde Şeriat çığlıkları atanlara karşılık BND kontrolünde Alevileşen ya da bu kimlik altında birleştirilen azınlıklar (Kürtler vb) için daha geniş bir çatışma sahası oluşturuldu. Gazi Mahallesi olayları ise (Mart 1995) projenin kamusal otoriteye bir mesajıydı. Ancak hala yeterli verim alınamıyordu. Çünkü “Canların” sağduyusu, çatışmaların dozunu düşürüyordu. İş bu sebeple karışım biraz daha Kürtleştirildi. Hem Alevi hem de Kürt oldukları için daha fazla ezilen kitle ön plana çıkarıldı. Ki Alevi Kürt kimliği tarihsel açıdan çok tartışmalıdır ama belki başka bir yazının konusu olabilir.

İnanç kavramından uzaklaştırılan Alevilik, şarkılı türkülü tv programlarının konuk sanatçısı haline getirildi. Sanki Alevilik bir gösteriydi. Derken adını Cem, Alevilik ve benzeri koydukları derneklerle dışardaki kuşatmayı içerdeki çürümeyle birleştirdiler.

Kim bunlar... Avrupa’dan ülkemize doğru yayılan ve Halk Evleri benzeri yasal ve yasa dışı örgütlenmelerin Aleviliği başta Erdoğan olmak üzere bir karşıtlık gibi okuyan bölücülerin (HDP – PKK) çizgisiyle birleştiren YENİ TASARIMLARDI!

Hepsinin arkasında/altında BND yani Alman gizli servisi mevcuttur. Amaçları euro üzerinden maaşa bağladığı bu rezillerin sahiplendiği kimliği bölücülerin öfkesiyle birleştirip Türkiye karşıtı bir cephe oluşturmak. Cem Evlerinde terörist cenazesi defni bu işin en pratik halidir. Ki bu defin sürecinde CIA-BND işbirliğinde daha özel bir mevzu vardır!

Her nedense Tikko, Dhkp-c, Pkk ve benzeri terör örgütlerinin mensuplarının cenaze törenleri hususunda ki bir ayrıntı Medyanın dikkatinden kaçmaz. Cenazelerinin Cem Evinden kaldırılıyor olması. Oysa ki camide cenaze namazı kılınan terörist yok mu? Fazlasıyla var ama biz bu sahneyi asla görmez ve/veya duymayız. Çünkü Cem Evleri özellikle Din ve Devlet karşıtlarının merkezi gibi gösterilir. Tamamen bilinçli ve planlı bir uygulamadır. Haberi giren Editörün bile bu kirli operasyondan haberi yoktur.

Aysel Tuğluk’un annesinin Cem Evinde ki cenazesine saldıran mahluklar, nerden bilsinler ki Pavlov’un Şartlı Refleks deneyinde ki kuçu kuçular gibi motive edildiklerini. Demek ki CIA-BND işbirliğinde yürütülen OPERASYON sonuç verdi. Şartlı Refleks toplumun bilinçaltına işlendi. Cen evlerinde ki cenazelere saldırılar her zaman vardı ama her nedense medyanın konuya bu denli ilgi göstermesi yine dikkat ediniz “HDP”li Aysel Tuğluk üzerinden oldu.

Nerden başladık nereye geldik. Çok uzun oldu devamı bir sonraki yazıya bırakalım.

Önceki ve Sonraki Yazılar