Filistin Kurtuluş Örgütüne bağlı Ayrım Duvarı (Utanç Duvarı) ve Yahudi Yerleşim Birimleriyle Mücadele Konseyi, son dönemde Filistinli bedevi topluluklarına yönelik artan saldırıların vahametini ortaya koyan bir açıklama yaptı. Eriha kentinin kuzeybatısındaki Arab el-Melihat bölgesinde yaşayan sakinler, İsrail ordusu ve polisinin koruması altında hareket eden terörist yerleşimci çetelerin baskınına uğradı. Yapılan açıklamada, bu saldırıların amacının, topluluk mensuplarını topraklarını ve yaşadıkları yerleri terk etmeye zorlamak olduğu belirtildi.

Konsey, sosyal medya hesapları üzerinden silahlı ve yasa dışı Yahudi yerleşimcilerin Filistinli bedevi topluluklara ait ahırlara yaptıkları saldırıların görüntülerini paylaşarak, uluslararası toplumun dikkatini bu insanlık dışı eylemlere çekmeye çalıştı. Bedevi Haklarını Savunma Örgütü BEYDER'in Başkanı Hasan Melihat ise, onlarca Yahudi yerleşimcinin el-Muarrecat bölgesindeki Arab el-Melihat bedevi topluluğuna baskın düzenlediğini ve bu saldırılarla Filistinli bedevileri rahatsız etmeyi amaçladıklarını ifade etti.

Melihat, yerleşimcilerin sabah saatlerinde koyunların ağıllardan çıkarılmasını engelleyerek, bedevi topluluğunun göçe zorlandığını vurguladı. Arab el-Melihat bedevileri, yıl başından bu yana İsrail ve yerleşimcileri tarafından her gün saldırılara maruz kaldıklarını belirtti. BEYDER, İsrail askerleri ve yerleşimcilerin Filistinli bedevilere ait bir keçi sürüsünü çevreleyerek çalmaya çalıştıkları anların fotoğraf ve videolarını sosyal medya hesaplarından paylaştı.

Bu olaylar, İsrail'in işgal altındaki topraklarda yürüttüğü politikaların ve yerleşimci faaliyetlerinin, Filistinli topluluklar üzerindeki yıkıcı etkisini bir kez daha gözler önüne seriyor. Yerleşimci saldırılarının artması, bölgede yaşayan bedevi topluluklarının yaşam koşullarını daha da zorlaştırırken, uluslararası toplumun tepkisini çekiyor. Filistinli bedevilerin direnişi ve yaşadıkları zorluklar, İsrail-Filistin çatışmasının insan yüzünü ortaya koyuyor ve çözüm için uluslararası müdahale çağrılarını güçlendiriyor.

Eriha'daki durum, sadece bir bölgenin sorunu olmaktan çıkarak, insan hakları ve uluslararası hukukun ihlali bağlamında küresel bir mesele haline gelmiştir. Bu durum, sadece Filistin ve İsrail arasındaki uzun süreli çatışmanın bir yansıması değil, aynı zamanda uluslararası toplumun adalet ve barışı sağlama konusundaki acil eylem ihtiyacını da göstermektedir.