Covid-19’un Omicron varyantının bir alt türü olarak bilinen Eris varyantı dünyada yayıldı. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Eris’i ‘Dikkati çeken varyant’ şeklinde tanımladı. Bu varyantın daha hızlı bulaştığı ve kalp krizi ve felç riskini arttırdığı belirtiliyor. Türkiye’de ise Eris varyantının görülmediği iddia edilse de uzmanlar bunun mümkün olmadığını söylüyor.

Eris varyantı nedir?

Eris varyantı, Omicron varyantının bir alt türü olarak tanımlanıyor. Omicron, Covid-19’un SARS-CoV-2 virüsünün B.1.1.529 soyundan gelen bir varyantıdır. Eris ise Omicron’un EG.5 adlı bir alt soyundan gelmektedir. Eris’in diğer adı EG.5’tir.

Eris varyantının Omicron’dan farklı olarak daha hızlı yayıldığı ve daha bulaşıcı olduğu belirtiliyor. DSÖ, Eris’i ‘Dikkati çeken varyant’ olarak ilan etti ve bu varyantın küresel sağlık açısından önemli bir tehdit oluşturabileceğini duyurdu.

Eris varyantının klinik belirtileri ise Omicron ile aynıdır. Ateş, öksürük, boğaz ağrısı, baş ağrısı, yorgunluk, tat ve koku kaybı gibi semptomlar göstermektedir. Ancak Eris’in daha ciddi sonuçlara yol açabileceği de ifade ediliyor. Eris’in kalp krizi ve felç vakalarını arttırabileceği, ayrıca aşı karşıtlarının iddia ettiğinin aksine aşının değil hastalığın bu riskleri yükselttiği vurgulanıyor.

Türkiye’de Eris var mı?

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada Eris varyantının Türkiye’de görülmediğini söylemişti. Ancak Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, bu iddiaya katılmadığını belirtti. Ceyhan, Cumhuriyet’e yaptığı açıklamada, “Eris varyantı Türkiye’de de mutlaka var. Bakmazsanız görmezsiniz. Dünyanın bütün ülkelerinde görüldü. Türkiye’de yurtdışından gelenlere özel bir önlem uygulanmıyor. Turizm döneminde çok yoğun turist geldi” dedi.

Ceyhan, son zamanlarda Türkiye’de vakaların arttığını da gözlemlediğini ve bunun nedeninin muhtemelen Eris varyantı olduğunu söyledi. Ceyhan, “Şu anda Türkiye’de test yapmak çok zor çünkü insanların bunu güvenle yapabilmesi için Sağlık Bakanlığı’nın belli kriterleri olmalı. Bu kriterler salgının yaygın olduğu ve ağır seyrettiği ilk dönemde çıkarıldı. Vakalar daha hafif seyretmeye başladığından beri kriterler karşılanmadığı için test yapılamıyor” diye konuştu.

Eris’e karşı ne yapmalıyız?

Ceyhan, Eris’e karşı alınması gereken önlemleri de sıraladı. Ceyhan, “Artık salgının yayılması için mevsim fark etmiyor. Salgın zamanında alıştığımız önlemleri yeniden uygulamakta fayda var. Okulların da alması gereken önlemler var. Özellikle sınıflar iyi havalandırılmalı, yemek saatlerinin üçe bölünerek kalabalık sayısının azaltılması gibi. Ortak kullanılan alanların da dezenfektanla temizlenmesi gerekir. Eğer varsa risk grubundaki çocukların maskeyle derslere girmesinde yarar var ama genel bir maske uygulaması şimdilik önermiyoruz” dedi.

Ceyhan, ayrıca riskli grupların yeniden aşılanabileceğini de belirtti. Ceyhan, “Daha önce yaptırdığımız aşılar bir miktar koruyucu. Buna rağmen vakalar artıyor çünkü koruyuculuk giderek azalıyor. Aşıyla olan ve hastalığı geçirenlerde oluşan bağışıklık giderek azalıyor. Yeniden aşı yapmak konusunda bir öneri henüz gelmedi. Ancak bazı tıp dernekleri bunu öneriyor, özellikle yaşlı, kronik rahatsızlığı olan kişiler için öneriyorlar. Eğer altı aydan fazla zaman geçmişse ki geçti, bu insanların aşı olmalarında yarar var” diye konuştu.