Erzincan'ın İliç ilçesinde yer alan Anagold Madencilik sahası, geçtiğimiz günlerde yaşanan ve ulusal medyanın gündemine oturan toprak kayması olayıyla sarsıldı. Bu olay, madencilik endüstrisindeki güvenlik önlemleri ve çalışma koşullarının yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini hatırlattı.

Ancak olayın ardından gelen bir gelişme daha da dikkat çekti: Anagold Madencilik'in taşeronu olan Çiftay şirketi, göçük altında kalan 9 işçi için sürdürülen arama kurtarma çalışmalarına rağmen işçileri vardiyaya çağırdı.

Şirketten yapılan açıklamada, işçilerin normal vardiyalarına devam etmeleri gerektiği belirtildi. İşçilere gönderilen mesajlarda, "Arkadaşlar normal vardıya devam ediyor. İşe çıkacakmış gibi hazır bir şekilde vardiya saatlerinde duyarlı olalım. Gereksiz haberlere kulak asmayalım.

Gelişmelerden haberdar edeceğiz, kimse yazılı bir izin almadan bir yere gitmesin" ifadeleri kullanıldı. Bu durum, madencilik sektöründe çalışanların güvenliği ve refahı konusunda ciddi soru işaretleri uyandırdı.

Daha sonraki mesajlarda ise işçilere akşam vardiyasında işe çıkacakları ve vardiyada olan kamyon personelinin toplanıp iş dağılımı yapacakları bildirildi. "Eksiksiz herkes gelecektir. İzinde olan arkadaşlar hariç" denilerek, şirketin iş sürekliliğine verdiği önem vurgulandı. Bu talimat, özellikle mevcut koşullarda işçilerin moral ve motivasyonu üzerinde nasıl bir etki yaratacağı konusunda endişelere yol açtı.

Bu durum, sadece yerel bir mesele olarak kalmayıp, geniş bir kamuoyu tartışmasını da beraberinde getirdi. Madencilik sektöründeki güvenlik standartları, işçi sağlığı ve güvenliği önlemleri, acil durum yönetimi ve kriz iletişimi gibi konular yeniden gündeme geldi. Ayrıca, madencilik şirketlerinin ve taşeronların bu tür olaylara nasıl tepki vermesi gerektiği, etik ve sorumluluk boyutlarıyla da ele alınmaya başlandı.

Olay, sivil toplum kuruluşları, iş güvenliği uzmanları ve sendikalar tarafından da yakından takip ediliyor. İlgili tarafların, işçilerin güvenliğini sağlamak ve benzer trajedilerin önlenmesi adına alınması gereken önlemler üzerinde durdukları görülüyor. Bu kapsamda, ilgili yasal düzenlemelerin gözden geçirilmesi ve güncellenmesi, denetim mekanizmalarının güçlendirilmesi ve işçi haklarının korunması konusunda daha etkin adımlar atılması gerektiği vurgulanıyor.

Erzincan İliç'te yaşanan bu olay, madencilik sektöründeki riskler ve zorluklar karşısında, işçi sağlığı ve güvenliğinin her koşulda öncelikli olması gerektiğini bir kez daha hatırlatıyor. Bu tür olayların tekrarlanmaması için gerekli tüm önlemlerin alınması, hem sektördeki şirketlerin hem de ilgili devlet kurumlarının üzerine düşen bir sorumluluk olarak öne çıkıyor.