Esenyurt’un Kan Donduran Tekel Bayi Katliamında Adaletin Çelik Yumruğu: Dört Sanığa Çifte Müebbet, Türkiye’nin Yüreği Soğudu!

Esenyurt’un Kan Donduran Tekel Bayi Katliamında Adaletin Çelik Yumruğu: Dört Sanığa Çifte Müebbet, Türkiye’nin Yüreği Soğudu!

Türkiye’nin yüreğini dağlayan, Esenyurt’un sakin sokaklarını kana bulayan o korkunç gece! 28 Temmuz 2023’te, Güzelyurt Mahallesi’nde bir tekel bayiinde patlayan silahlar, iki masum canı hayattan kopardı, bir aileyi yasa boğdu ve tüm ülkeyi dehşete...

Yunus Emre Erzen ve Batuhan Bayındır’ın vahşice katledildiği, Yusuf Erzen’in ise ölümden döndüğü bu iğrenç cinayet, nihayet adaletin keskin kılıcıyla yüzleşti! Bakırköy 2. Ağır Ceza Mahkemesi, Tarık, Murat, Azat ve Servet Özer adlı dört caniye, iki masum genci hayattan kopardıkları için ayrı ayrı iki kez müebbet hapis cezası yağdırdı. Mahkeme salonunda gözyaşları sel olurken, sanıkların pişkin savunmaları kan dondurdu, müşteki Mehmet Erzen’in isyanı ise yürekleri parçaladı. Bu destansı karar, Türkiye’nin adalete olan inancını tazeledi! İşte, tarihe kazınacak o inanılmaz detaylar!

Katliamın Perde Arkası: Kanlı Husumetin Acı Sonu!

28 Temmuz 2023, saat 23:20. Esenyurt Güzelyurt Mahallesi Mehmet Akif Ersoy Caddesi’ndeki Baray Tekel-Gold Park Şarküteri, adeta bir savaş alanına döndü. İki aile arasında, borç-alacak meselesinden alevlenen husumet, korkunç bir katliama dönüştü. Cantürk Erzen’in şirketi ile Özer ailesinin şirketleri arasındaki 1 milyon 300 bin liralık çek krizi, sosyal medyada hakaret dolu paylaşımlarla doruğa ulaştı. Cantürk Erzen’in WhatsApp durumunda Özer ailesine yönelik küfürlü paylaşımı, Tarık, Murat, Azat ve Servet Özer’i çıldırttı. Cantürk’ü bulmak için tekel bayiine baskın düzenleyen bu dört cani, dükkânda Cantürk’ün oğlu Yunus Emre Erzen, yeğeni Yusuf Erzen ve masum bir misafir olan Batuhan Bayındır’ı buldu. Tartışma, saniyeler içinde silahlı bir katliama dönüştü. Yunus Emre, sekiz kurşunla can verdi; Batuhan, iki kurşunla hayata veda etti. Yusuf Erzen ve Murat Özer ise yaralı kurtuldu. Güvenlik kameralarına yansıyan bu vahşet, Türkiye’nin kanını dondurdu!

Mahkeme Salonunda Fırtına: Mehmet Erzen’in İsyanı, Sanıkların Pişkinliği!

Bakırköy 2. Ağır Ceza Mahkemesi, 21 Nisan 2025’te tarihi bir duruşmaya ev sahipliği yaptı. Tutuklu sanıklar Tarık, Murat, Azat ve Servet Özer, Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile demir parmaklıklar ardında boy gösterdi. Müştekiler Solmaz Erzen, Cantürk Erzen ve başka bir suçtan cezaevinde olan Mehmet Erzen, avukatlarıyla salonda hazır bulundu. Duruşma, adeta bir duygu seliyle başladı. Yunus Emre’nin abisi Mehmet Erzen, gözyaşları ve öfkeyle haykırdı: “Bu iğrenç katliam bir günde olmadı! Özer ailesi, dükkânımı taradı, bizi yok etmek için plan yaptı. Sağda solda ‘Tekeli basacağız’ diye böbürleniyorlardı. Kardeşim Yunus Emre, bu kirli işlerle alakası olmayan bir melekti. Oraya cinayet işlemek için geldiler! Öz kardeşim öldü, onun için canımı veririm, ama cezaevindeyim. Bu canilerden sonuna kadar şikayetçiyim!” Mehmet’in sözleri, salondaki herkesi gözyaşına boğdu. Solmaz ve Cantürk Erzen de sanıkların en ağır cezayı almasını talep etti.

Sanıkların savunmaları ise adeta bir tiyatro oyunu gibiydi! Tarık Özer, pişkinlikle şunları söyledi: “Oğlum ‘baba’ diye bağırınca şuurumu kaybettim! Kardeşimi, oğlumu, kendimi korumak için ateş ettim. Öldürme kastım yoktu, sadece Yunus Emre’nin ayaklarına sıktım, silahını almaktı amacım. Batuhan’ı ben öldürmedim, kim yaptıysa ortaya çıksın! Kafasına ateş etmedim, öldürsem yapardım. Hayatımda karıncayı bile incitmemişim, nasıl insan öldüreyim? Herkesin hayatı boşuna mahvoldu!” Azat Özer, “Cantürk ve Yunus Emre’yi bile tanımıyordum, babam ve amcam çağırdı, arbede çıktı, ne olduğunu hatırlamıyorum. Ateş etmedim, amcamı korudum, çok pişmanım!” diyerek kendini savundu. Murat Özer, “Cantürk’le aramda sorun yoktu, Emre o gün alkollü ve agresifti, silahını çekti. Ben iyi niyetle şişeyle vurdum, silah kullanmadım. Tavuk bile kesemem, çiftliğim var! Ayağımdan vuruldum, asıl mağdur benim!” diye akıl almaz bir savunma yaptı. Servet Özer ise, “Ben sadece izledim, hiçbir şey yapmadım, delil varsa göstersinler!” diyerek suçu reddetti. Ancak mahkeme, bu savunmaları kâğıttan bir kale gibi yıktı!

Mehmet Erzen’in Öfkesi Salonu Sarsıyor: Su Şişesi Fırlattı!

Duruşma sırasında tansiyon öyle yükseldi ki, Mehmet Erzen adeta bir volkan gibi patladı! Cumhuriyet savcısının talebiyle, duruşmanın düzenini bozduğu gerekçesiyle dışarı çıkarılmak istenen Mehmet, jandarma eşliğinde salondan ayrılırken sanık avukatlarına su şişesi fırlattı. “Kardeşimin katillerini savunuyorsunuz, utanmazlar!” diye haykıran Mehmet’in öfkesi, salonu titretti. Sanık avukatları, müvekkillerinin beraatini talep ederken, “Olay spontane gelişti, tasarlanmış bir cinayet yok” iddiasını öne sürdü. Ancak güvenlik kameraları, sanıkların tekel bayiine silahlarla geldiğini ve soğukkanlılıkla ateş açtığını açıkça gösteriyordu. Sanıkların son sözleri, “Beraat istiyoruz” oldu, ama adaletin terazisi başka bir karar yazdı!

Mahkemeden Tarihi Karar: Çifte Müebbet, Adalet Yerini Buldu!

Bakırköy 2. Ağır Ceza Mahkemesi, Türkiye’nin nefesini tutarak beklediği kararı açıkladı: Tarık, Murat, Azat ve Servet Özer, Yunus Emre Erzen ve Batuhan Bayındır’ı “kasten öldürme” suçundan ayrı ayrı iki kez müebbet hapisle cezalandırıldı! Bu, dört caninin ömür boyu demir parmaklıklar ardında çürüyeceği anlamına geliyor. Mahkeme, sanıkların Yusuf Erzen’e yönelik “kasten öldürmeye teşebbüs” suçundan da ayrı ayrı 11 yıl hapis cezası almasına hükmetti. Tarık ve Azat Özer, “ruhsatsız silah taşıma ve bulundurma” suçundan ek olarak 1 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırıldı. Diğer dört sanık, “suçluyu kayırma” suçundan ayrı ayrı 1 yıl 6 ay hapis cezası aldı. Kalan sanıklar ise beraat etti. Bu karar, Erzen ve Bayındır ailelerinin gözyaşlarını bir nebze dindirdi, Türkiye’nin adalete olan güvenini perçinledi!

İddianamenin Kan Donduran Detayları: Planlı Bir Katliam!

Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’nın hazırladığı iddianame, olayın vahşetini tüm çıplaklığıyla ortaya koydu. 28 Temmuz 2023’te, saat 23:20’de, Baray Tekel-Gold Park Şarküteri’de başlayan tartışma, Özer ailesinin Cantürk Erzen’e duyduğu öfkeyle alevlendi. İddianameye göre, Tarık ve Murat Özer, Cantürk’ün sosyal medya paylaşımlarına öfkelenerek Azat ve Servet Özer’i yanlarına aldı. Silahlarla donanmış olarak tekel bayiine baskın yaptılar. Yunus Emre Erzen, sekiz kurşunla delik deşik edilerek olay yerinde can verdi. Batuhan Bayındır, iki kurşunla vurularak hastanede hayata veda etti. Yusuf Erzen ve Murat Özer ise çeşitli yerlerinden yaralandı. İddianame, sanıkların “tasarlayarak kan gütme saikiyle kasten öldürme”, “kasten öldürme”, “tasarlayarak kasten öldürmeye teşebbüs” ve “ruhsatsız silah” suçlarından cezalandırılmasını talep etmişti. Mahkeme, bu talepleri büyük ölçüde kabul ederek adaletin terazisini dengeledi!

Ailelerin Acısı ve Toplumun Öfkesi: “Bu Caniler Hak Etti!”

Yunus Emre Erzen’in annesi Solmaz Erzen, duruşmada gözyaşlarıyla güvenlik kamerası görüntülerini izledi ve “Oğlum masumdu, saygılıydı, bu caniler onu planlayarak katletti!” diye feryat etti. Baba Cantürk Erzen, “Oğlumu 600 bin lira için mi öldürdünüz? Dünya oğlumun ölümünü izledi, cezanızı çekeceksiniz!” diyerek sanıklara lanet okudu. Batuhan Bayındır’ın ailesi, oğullarının olayla hiçbir ilgisi olmadığını, sadece yanlış yerde yanlış zamanda bulunduğunu belirtti. Sosyal medyada, karar sonrası binlerce kişi “Adalet yerini buldu!” diyerek sevincini paylaştı. Kullanıcılar, “Bu katiller ömür boyu çürüsün, masum gençlerin kanı yerde kalmadı!” yorumlarıyla duygularını ifade etti. Ancak bazıları, “Sanıkların pişkin savunmaları mide bulandırıcı, nasıl bu kadar rahat konuşuyorlar?” diyerek öfkesini dile getirdi.

Olayın Kökleri: Borç, İhanet ve Kan Davası!

İddianameye göre, her şey Cantürk Erzen ile Özer ailesi arasındaki ticari anlaşmazlıkla başladı. Cantürk’ün Özer ailesine 1 milyon 300 bin liralık çek borcu, bir çekin ödenmemesiyle krize dönüştü. Tarık Özer, Cantürk’e icra takibi başlattı. Cantürk, bu takibi WhatsApp durumunda paylaşarak Özer ailesine hakaret etti: “Şerefsizler, paranızı mı vermedim? Beni ancak öldürürsünüz!” Bu paylaşım, Özer ailesini çileden çıkardı. Tarık ve Murat, Cantürk’ü bulmak için tekel bayiine gitti, yanlarına Azat ve Servet’i de aldılar. Ancak Cantürk yerine oğlu Yunus Emre’yi buldular. Tartışma, silahların konuşmasıyla sonuçlandı. Mehmet Erzen’in iddiasına göre, bu sadece bir borç meselesi değildi; Özer ailesi, Erzen ailesini tamamen yok etmek için plan yapmıştı. Dükkân taramalar, tehditler ve sokak ortasında çekilen restler, bu katliamın habercisiydi.

Sanıkların Pişkin Savunmaları: “Karıncayı Bile Öldürmem!”

Sanıkların savunmaları, adeta bir Hollywood filmini aratmadı. Tarık Özer, “Oğlum ‘baba’ diye bağırınca kendimi kaybettim, sadece ayaklara ateş ettim!” diyerek kendini masum göstermeye çalıştı. Murat Özer, “Tavuk bile kesemem, çiftliğim var, mağdur benim!” diyerek akıl almaz bir senaryo yazdı. Azat Özer, “Ne olduğunu hatırlamıyorum, ateş etmedim!” diyerek suçu reddetti. Servet Özer ise, “Ben sadece izledim, delil varsa göstersinler!” diyerek sıyrılmaya çalıştı. Ancak güvenlik kameraları, sanıkların tekel bayiine silahlarla geldiğini, Yunus Emre ve Batuhan’ı vahşice vurduğunu ve Yusuf Erzen’e de ateş açtığını açıkça gösterdi. Mahkeme, bu yalanları bir bir çürüterek sanıklara hak ettikleri cezayı verdi!

Adaletin Zaferi: Türkiye Nefes Aldı!

Bakırköy 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin bu tarihi kararı, Türkiye’nin adalet sistemine olan güvenini tazeledi. Dört sanığın çifte müebbet alması, Yunus Emre ve Batuhan’ın ailelerine bir nebze teselli oldu. Ancak Solmaz Erzen’in gözyaşları, Cantürk Erzen’in feryatları ve Mehmet Erzen’in öfkesi, bu kaybın acısını asla dindiremeyecek. Sosyal medyada, “Esenyurt’un katilleri cezasını buldu, ama iki gencimiz geri gelmeyecek!” yorumları yankılanıyor. Bu olay, borç-alacak meselelerinin nasıl kanlı bir katliama dönüşebileceğini ve toplumsal barışın ne kadar kırılgan olduğunu bir kez daha gösterdi. Türkiye, bu vahşeti unutmayacak, Yunus Emre ve Batuhan’ın anısı sonsuza dek yaşayacak!