Dolmuşta kızın eteğine takar, yetmez laf atar, üstüne bir de tokat... Ötekisi sevgilisinin üzerinden kamyonetle geçer, kız komada herif elini kolunu sallar, neyse ki haber olur da savcılık harekete geçip tutuklama talebiyle mahkemeye sevk eder.Bir başkası karısına çocuğunun dışkısını yedirmeğe kalkar...Daha sayacak halim yok, sinirim bozuluyor. Rakamlar ise korkunç. Bu yılın Temmuz ayı dahil tablo şöyle;

234 kadın öldürüldü,

162 kadın ve 226 çocuk cinsel saldırıya uğradı derken

Temmuz ayı içerisinde ayrıca 8 kadına da kıyafeti bahanesiyle fiziki saldırıya mağruz kaldı.

Sadece 7 ayda ki tablo bile vehameti anlatmaya yeter. 

“Ay şekerim niye oluyor ki bunlar böyle” ya da “neünzübillah din elden gidiyor herhalde” çıkışlarıyla açıklanacak bir durum söz konusu değil.Kılık kıyafetle alakalı olsaydı Avrupa’da kan gövdeyi götürürdü. Aslında daha derin ve sarsıcı bir sebebi mevcut. 

Toprağa bağlı Ataerkil aileden, sanayi toplumuna geçerek hızla şehirlere akan iç göç yüzünden, karşı cinsle daha fazla muhattap olan taşralılar yine aynı hızla varoşlaşırken "fallosantrik" saldırganlığa saplanıp kaldı. Bütün resmi erkek cinsel organının kutsanması üzerinden okuyan, kadın bedenini günaha davet gibi gören zihinsel bir kanserle karşı karşıyayız. Yani cinsiyetin, bütün değerlerin üzerine taşınması söz konusu... 

Çözüm, çok basit. Sıfır tolerans. İyi hal, ağır tahrik ve benzeri indirimler olmaksızın damda çürüteceksin.Ee ya gerçekten ağır tahrik altında olan bir erkek varsa diyecek olursanız 234 kadının hayatını kurtaracaksak birkaç erkeği feda edebiliriz bir şey olmaz, nüfus sürekli artış eğilimin de zaten.

Lakin kamu otoritesi işin kolayını bulmuş, medya abartıyor. Anlamadıkları şeyse tam olarak şu; zaten ülkenin lanet bir gündemi var, bir de ilkel konuları yazmıyor muyum, abartmak ne alaka! İnsan sinirlerini korumak için çırpınıyor bir de üstüne..