ZİHNİ ÇAKIR
FETÖ’nün GARSON’la servis ettiği KUMPASIN komiliğine soyunanların gözüne sokulacak BELGE
26 Nisan 2017 günü 9103 Emniyet mensubunun İçişleri Bakanlığı kararıyla açığa alınmasına gerekçe gösterilen FETÖ’cü Gizli Tanık GARSON’un “teslim/servis” ettiği dijitallerde yer alan FİŞLEME listelerinin oluşturulmasında kullanılan “formların”, Emniyet Genel Müdürlüğü’nün POL-NET sistemindeki Personel Bilgi Sistemi (PBS) formları ile neredeyse birebir olduğunu AVAZTÜRK’ün dünkü (http://www.avazturk.com/26-nisan-kumpasinin-kilidi-iceriden-mi-acildi-47146h.htm ) haberinde okumuşsunuzdur.
FETÖ’nün Emniyet’i egemenlik alanı olarak seçtiğini ve Emniyetteki yapılanmasının 80’lerin başlarına dayandığını asla inkar etmedim, kimse de inkar edemez. 26 Nisan 2017 tarihli 9103 kişilik açığa alma listesinde emniyette herkesin bildiği FETÖ’cülerin bulunduğundan da zerre kuşkum yok. Hatta öyle ki; bir çoğuna 17/25’ten sonraki mücadele sürecinde hatta 15 Temmuz’dan sonra bile neden hiçbir işlem yapılmadığını, kimlerin koruyup kolladığını hep merak etmişimdir.
Öyle zannediyorum; 26 Nisan 2017 tarihli 9103 kişilik açığa alma listesindeki mağduriyetleri perdeleyen de FETÖ’cülüğü konusunda kimsenin kuşku duymadığı bu isimlerin de listede olması…
Ne var ki; bütün bu perdelemelere, FETÖ yargısı ve örgütün egemen olduğu kolluğun 17/25 süreci ve öncesinde yürüttüğü KUMPAS soruşturmalarda medya üzerinden sahnelediği “algı operasyonlarını” aratmayan medya operasyonlarına rağmen ne şahsım ne de yönetimimdeki AVAZTÜRK, 26 Nisan 2017 tarihli 9103 kişilik açığa alma listesinde yer alan mağdurları sahiplenmekten, açığa alma kararına kadar gelen sürece yönelik kuşkuları sorgulamaktan ve gerçeğin ortaya çıkarılması için mücadeleden geri durmadık.
Kısıtlı imkanlar ve aldığımız örtülü tehditlere rağmen 1 yıldır yaptığımız araştırmalarda ortaya çıkan bilgi kırıntıları ve belgeler, ortada FETÖ’nün zaten “deşifre olmuş” lakin 17/25 ve 15 Temmuz’a rağmen kimlerce koruduğu bilinmeyen isimlerin de eklendiği bir KUMPAS listesi olduğu kuşkumuzu haklı çıkardı.
Bu arada kimi medyanın KUMPAS kuşkusu güçlenen bu süreçteki kullanılış biçimi, FETÖ’nün 17/25 ve öncesindeki KUMPAS soruşturmalardaki kullanılış biçimini hiç aratmıyordu.
Mesela; 27 Nisan 2017 günü Hürriyet Gazetesi’nden Tolga Şardan imzalı haberde, “Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) ve Emniyet Genel Müdürlüğü Kaçakçılık Daire Başkanlığı’nda kurulan özel birimlerin yaptığı operasyonda gözaltına alınan örgütün Türkiye imamlığına vekalet eden FETÖ mensubunun evinde ele geçirilen 2 terabaytlık şifrelenmiş karttan örgütün ‘polis arşivi’ çıktı” diye yazıyordu.
Habertürk’ten Neşet Dişkaya imzalı haberde ise, “MİT'in yakaladığı, FETÖ'nün emniyet imamından elde edilen dijital arşivde, tam 273 bin polisin isminin çıktığı öğrenildi” deniliyordu.
Bu furyaya; iktidara yakın, Sabah, Akşam, Takvim, Türkiye gibi gazeteler de katılıyor, iktidara yakın televizyon kanallarında dev ekranlar karşısına geçen dünün FETÖ tetikçileri, çizilmiş grafikleri ellerindeki çubuklarla işaretlerken uydurdukları hayali senaryolarla büyük bir istihbarat operasyonu algısı oluşturmaya çalışıyorlardı.
FETÖ’nün yüzde 70’ler seviyesinde egemen olduğu söylenen Emniyet ile ilgili bir “FETÖ arşivi çıktığı, dijitallere yüklenmiş bu arşivde 200 bini aşkın emniyetçinin isminin olduğu” iddiaları en çok satın alınacak, gündem oluşturacak iddialardı.
Hal böyle olunca; “Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) ve Emniyet Genel Müdürlüğü Kaçakçılık Daire Başkanlığı’nda kurulan özel birimlerin yaptığı operasyon” algısı tutmuş bir çok çelişkili durum perdelenmişti.
Oysa; AVAZTÜRK’ün ulaştığı Ankara 5. Sulh Ceza Hakimliği’nin 18/04/2017 tarih ve 2017/2920 DEĞİŞİK İŞ KARARI’nda, ortada bir operasyon olmadığı, GARSON kod isimli Gizli Tanık’ın “kendisinin beyan verdiği, bu esnada da 2 adet mecrosd kart ve 1 adet cep telefonu teslim ettiği” açık bir şekilde yer alıyordu.
Bu belge ve ayrıntıyı destekleyen bir başka bilgi de İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosu savcılarından Can Tuncay ve Mesut Erdinç Bayhan tarafından hazırlanan 118 sayfalık iddianamede yer alıyordu. İddianamede, “Mahrem nitelikli sözde emniyet teşkilatı yapılanmasında üst düzey görev üstlenen bir kişinin, 18 Nisan 2017 tarihinde Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına müracaat ederek örgütün mahrem imamlarıyla ilgili açıklamalarda bulunduğu” da yer alıyor "Garson ismi verilen kişinin cep telefonunu ve örgütsel işleyiş ile örgüt mensuplarına ilişkin bir çok bilgiyi içerir 2 adet SD kartını da savcılığa verdiği” anlatılıyordu.
Yine FETÖ’cü Gizli Tanık GARSON’un 27 Nisan 2017 günü Ankara’da KOM’da verdiği Savcılık ifade tutanaklarında da “18 Nisan 2017 günü Cumhuriyet Savcılığına kendisinin müracaat ederek FETÖ’ye dair önemli bilgiler vermek istediği ve iki adet dijital teslim ettiği” bilgisi yer alıyordu.
Bütün bu gerçekliklere rağmen; FETÖ’nün GARSON’la “teslim/servis ettiği” FİŞLEME dijitalleri iktidara yakın medya tarafından itibar görmeye ve bu dijitallerin “büyük bir operasyonla ele geçirildiği” algısı desteklenmeye devam ediyordu.
Mesela; geçtiğimiz günlerde Türkiye Gazetesi’nden Ebru Karatosun imzasıyla yayınlanan haberde, “FETÖ’nün firari imamı ‘Kozanlı Ömer’ kod adlı Osman Hilmi Özdil’den sonra emniyet imamlığına getirilen örgüt mensubuna yönelik yapılan operasyonda, içinde FETÖ’nün sivil imamlarının da aralarında bulunduğu son emniyet yapılanmasının yer aldığı bir SD kart ele geçirilmişti” ifadeleri öne çıkarılarak, “SD kart incelemesinde FETÖ'nün 70 bin polisi farklı renk ve rakamlarla kodladığı belirlenmişti. Bunun üzerine 9 bin 500 kripto isim FETÖ’yle bağlantılı olduğu gerekçesiyle açığa alınmıştı” vurgusu dikkat çekiyordu.
Türkiye Gazetesi’nden sonra bu kez de Akşam Gazetesi devreye giriyor ve açığa alınan 9103 kişi için (9500’e yuvarlayarak) “HAİN” yaftası vuran algıyı canlı tutmaya çalışıyordu.
Yukarıda da aktardığım gibi FETÖ yargısı ve FETÖ’cü polis şefleri, 17/25 Aralık ve öncesindeki KUMPAS soruşturmalara toplumsal destek bulabilmek, kamuoyunu ikna edebilmek için medyayı etkin bir şekilde kullanırdı.
Şimdi de o medyadan bir kısmı; bir FETÖ’cünün 15 Temmuz darbesinden neredeyse 1 yıl sonra kendi isteğiyle Savcılığa başvurup yasa ve anayasaya göre suç olan bir fiille hazırlanmış, mezheplerinden cinsel tercihlerine kadar üstelik çelişkilerle dolu FİŞLEME listelerinin olduğu “KUMPAS” dijitallerine itibar kazandırmak için o dönemi aratmayan bir çabanın içinde.
Oysa; 2015’te güncellendiği söylenen listede 2014’te emekli olmuş isimler yer alıyor. FİŞLEME listesinde yer alan bazı emniyet mensuplarının 2012’deki görev yerleri son görev yeri görünüyor. Bazıları hiç görev yapmadığı illerde görev yapmış görünüyor. Bazıları Yüksekokul mezunu olmasına karşın Lise mezunu olarak FİŞLENMİŞ.
Hele haklarında adli süreç başlayanlar, soruşturma ya da dava sürecinde kendileriyle ilgili tutulan FİŞLEMELERDEKİ çelişkileri gördüklerinde kendileri olduğundan bile kuşku duyar hale geliyorlar.
Bütün bu çelişkilere, mesleğe girdiği günden bu yana FETÖ ile mücadelesi örgütle ilgili tuttuğu tutanaklara, yazdığı raporlara ve tanıklık ettiği idari ve adli soruşturmalardaki ifadelere yansıyanlar “FETÖ’ye yakın/sempati duyan” diye kodlanmasına rağmen medyanın FETÖ’cü Gizli Tanık GARSON ve “teslim/servis ettiği” dijitallere itibar kazandırma çabası sadece mesleki yeterliliklerini sorgulatmıyor, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın işaret ettiği Emniyetteki KILIÇ ARTIKLARINA HİZMET ettikleri yönündeki iddiaları da güçlendiriyor.
Ama olsun; varsın iktidardan güç devşirenler halen varlığını sürdüren FETÖ'nün KILIÇ ARTIKLARININ GARSON eliyle iktidara çektiği operasyonunun medya ayağı ve aparatı olmaya, listedeki mağdurların siyasi eğilimlerine bakıldığında 24 Haziran öncesi Cumhur İttifakını hedef aldığı tartışılmaz olan KUMPASA itibar kazandırmaya devam etsinler, bizler AVAZTÜRK ailesi olarak, listedeki tek bir mağdur için de olsa BU KİRLİ OYUNU BOZANA kadar yazmaya devam edeceğiz.