Fethullah Gülen’in “copları”, “askerleri”, “hakimleri savcıları” yazıldı; ama yumrukları unutuldu. Fethullah Gülen, durduk yere  Fethullah Gülen olmadı. Gladyonun bu hatırlı evladı; hep korunup kollandı.

12 Mart 1971’de sürecinde  İzmir’de gözaltına alındı Fethullah Gülen, ondan öncekiler hep suyuna tirit soruşturmalardı. İlk ciddi davada hakim ve savcı; Fethullah Gülen’i itham etmek yerine, bir birlerine düştü.

Fethullah Gülen yüzünden davada yumruklaştı hakim ve savcı. O yıllarda İzmir’de meşhur Ziraat Bankası aracı soygunu davası da görülüyordu. Hakimin adı Kaya Arpkartal’dı. Savcı ise Nurettin Soyer.

Tartışma Hâkim Albay Kaya Alpkartal'ın, Savcı Nurettin Soyer’e, 'Sen solcular hakkında ciddi delil toplamamışken Nur talebelerini suçlu göstermek için delil diye lüzumsuz şeyleri dosyalara doldurmuşsun!' sözleriyle başlıyordu. Solcuları mahkum etmeden, Fethullah Gülen’e ceza verilmesine karşı çıkıyordu Alpkartal. Sözlü tartışma büyüdü; Hakim Alpkartal çaktı yumruğu Nurettin Soyer’e…

(Alpkartal, 12 Eylül döneminde avukatlık yaptı. Merhum Alparslan Türkeş’in de avukatlığını üstlendi)

Yumruk demişken, sonraları Fethullah Gülen adına devlete yumruk atan çok oldu. Kimi paşaları attı Silivri’ye kimi, aydınları, kimi de gazetecileri….

Madem ki yumruk mühimdi devlet işlerinde; Fethullah Gülen’in yumruklarından birinin de sonradan davadan dönen Nurettin Veren olduğu ortaya çıktı. Üstelik dönemin Başbakanı Tansu Çiller’in gözleri önünde Nurettin Veren, dönemin Bakü Büyükelçisi Ömür Orhun’u  yumruklamıştı.

Gelin işin aslını Fethullah Gülen’in kalemlerinden Faruk Arslan’ndan okuyalım:
"Çiller'in Nisan 1995 Bakü ziyaretinde, Türkiye'nin Bakü Büyükelçisi Ömür Orhun, Kafkas Üniversitesi'ni ziyareti programa sonradan sokmak isteyen Veren'e karşı çıkınca suratına sert bir tokat yedi. Hızını alamayan Veren birde sağ kroşede çaktı ve ' Monşerler, şerefsizler sürüsü' diye hakaret etti. Araya girip ayrılmasaydı tıfıl biri olan Orhun, sol kroşeyi de yemek üzereydi."

Hazır söz Fethullah Gülen’in kalemlerine geldi. Hala meşhurları var onların. Faruk Arslan gibi vakıf değil bunlar!
Cemaatin embedded’ları, yani ilişkilendirilenler. Onlar hala işlerinin başında. Sadakatlarını 28 Şubat sürecinde göstermişler cemaate!  Dosya, bilgi belde taşımışlar. Sırf bu yüzden “Özel” teşekkür etmiş bu kişiye Faruk Aslan, “28 ŞUBAT’IN ASIL MAĞDURU FETHULLAH GÜLEN HOCAEFENDİDİR” başlıklı yazısında.