Filistin'e Destek veren Türk öğrenci ABD'de Tutuklandı: Sürgün tehlikesi

Filistin'e Destek veren Türk öğrenci ABD'de Tutuklandı: Sürgün tehlikesi

Amerika Birleşik Devletleri'nde Filistin'e destek amacıyla düzenlenen protestolara katıldığı gerekçesiyle geçen ay tutuklanan Tufts Üniversitesi doktora öğrencisi Rümeysa Öztürk hakkında önemli bir karar verildi.

ABD göçmenlik yargıcı, Öztürk'ün kefaletle serbest bırakılması yönündeki talebi uygun bulmadı. Bu kararla birlikte genç akademisyen, tutuklu yargılanmaya devam edecek.

abdde-filistine-destek-veren-turk-ogrenciye-tutuklama-soku.jpeg

Filistin'e Destek Gösterileri ve Tutuklama Süreci

Rümeysa Öztürk, son dönemde dünya genelinde yankı uyandıran Filistin yanlısı eylemlerin bir parçası olarak, Massachusetts eyaletindeki Tufts Üniversitesi kampüsünde gerçekleştirilen bir protesto etkinliğine katılmıştı.

Etkinlik sırasında birçok öğrenci ve aktivist, Gazze'deki sivillere yönelik saldırıları protesto etmek ve Filistin halkına desteklerini göstermek amacıyla barışçıl bir şekilde toplandı.

Ancak bazı protestoların üniversite yönetimi ve yerel yetkililer tarafından izinsiz ilan edilmesi üzerine, güvenlik güçleri müdahale etti.

Göçmenlik statüsü nedeniyle federal otoritelerin dikkatini çeken Öztürk, geçtiğimiz ay gözaltına alındı. Hakkında herhangi bir şiddet eylemine karıştığına dair somut bir suçlama olmamakla birlikte, mevcut vize koşullarını ihlal ettiği iddiasıyla tutuklandı.

abdde-filistine-destek-veren-turk-ogrenciye-tutuklama-soku-001.jpeg

Kefaletle Serbest Kalma Talebi Reddedildi

ABD Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza Bürosu’na (ICE) bağlı olarak yürütülen işlemlerde Öztürk’ün avukatları, müvekkillerinin herhangi bir suç işlememiş olduğunu, sadece anayasal haklarını kullandığını vurguladı.

Ancak göçmenlik yargıcı, kefalet talebini değerlendirdiği duruşmada, Öztürk’ün serbest kalmasının kamu güvenliği veya yasal prosedürler açısından risk taşıyabileceğini ifade ederek talebi reddetti.

Mahkeme kayıtlarına göre, kararın gerekçeleri arasında Öztürk’ün ABD’deki göçmenlik durumunun hassasiyeti ve olası sınır dışı süreciyle bağlantılı idari riskler öne çıktı. Bu durum, Rümeysa Öztürk’ün cezaevinde kalmaya devam edeceği anlamına geliyor.

abdde-filistine-destek-veren-turk-ogrenciye-tutuklama-soku-002.jpeg

Uluslararası Kamuoyundan Tepki ve Destek Mesajları

Rümeysa Öztürk’ün tutuklanması, sadece akademik çevrelerde değil, aynı zamanda insan hakları örgütleri ve sivil toplum kuruluşları arasında da ciddi tepkilere yol açtı.

Pek çok kuruluş, ABD’deki anayasal haklar çerçevesinde barışçıl protestoların suç teşkil etmemesi gerektiğini ve Öztürk gibi yabancı uyruklu öğrencilerin haklarının da korunması gerektiğini savundu.

Özellikle sosyal medya platformlarında “#FreeRumeysa” etiketiyle başlatılan kampanyalar geniş bir yankı buldu.

Destek verenler arasında aktivistler, akademisyenler ve öğrenciler yer alırken, bazı uluslararası medya kuruluşları da konuyu yakından takip etti.

abdde-filistine-destek-veren-turk-ogrenciye-tutuklama-soku.jpg

Türkiye’den Resmî Girişimler

Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı da gelişmeleri yakından izliyor. Diplomatik kaynaklardan edinilen bilgilere göre, Boston Başkonsolosluğu aracılığıyla Öztürk’ün durumu takip edilmekte ve gerekli konsolosluk desteği sağlanmaktadır.

Bakanlık, ABD makamlarıyla temasa geçerek hukuki sürecin şeffaf ve adil bir şekilde yürütülmesi çağrısında bulundu.

Ankara’dan yapılan açıklamalarda, yurtdışındaki Türk vatandaşlarının haklarının her koşulda savunulacağı ve bu tür davaların titizlikle izleneceği vurgulandı.

Akademik Toplulukların Tepkisi

Tufts Üniversitesi öğrencileri ve öğretim üyeleri, Öztürk'ün tutuklanmasının ardından üniversite kampüsünde dayanışma etkinlikleri düzenledi.

Üniversite Senatosu tarafından yapılan açıklamada, öğrencilerin ifade özgürlüğü haklarının temel bir değer olduğu belirtilerek, Öztürk’e destek mesajı verildi.

Ayrıca, bazı üniversitelerde de benzer dayanışma gösterileri gerçekleştirildi. Akademik özgürlük ilkeleri çerçevesinde hareket ettiklerini belirten meslektaşları, Rümeysa Öztürk’ün yaşadıklarının diğer uluslararası öğrenciler üzerinde caydırıcı bir etki yaratabileceğini ifade etti.

Avukatlardan Açıklama: Barışçıl Gösteri Suç Değildir

Rümeysa Öztürk’ün avukatları, müvekkillerinin herhangi bir yasa dışı faaliyet içinde bulunmadığını bir kez daha vurgulayarak, tutukluluk kararına itiraz edeceklerini bildirdi.

Yapılan yazılı açıklamada, “Rümeysa yalnızca anayasal bir hakkını kullandı. Barışçıl bir gösteriye katıldığı için tutuklanması, ifade özgürlüğüne açık bir müdahaledir. Bu karara karşı tüm yasal yollar kullanılacaktır” ifadeleri yer aldı.

Avukatlar ayrıca, sürecin göçmenlik yasaları çerçevesinde yürütülmesinin, davanın siyasileştirilmesine zemin hazırlayabileceği uyarısında da bulundu.

Bir Sonraki Duruşma ve Sürecin Geleceği

Rümeysa Öztürk’ün bir sonraki duruşma tarihi henüz netleşmiş değil. Ancak hukuki kaynaklara göre, davanın gidişatına göre ilerleyen haftalarda yeni bir değerlendirme yapılması bekleniyor. Avukatlar, kefaletle serbest bırakılma talebini tekrar gündeme getirmeyi planlıyor.

Uzmanlara göre, göçmenlik mahkemelerinde bu tür süreçler uzun sürebiliyor ve siyasi ya da toplumsal konularla ilişkili dosyalar daha hassas ele alınıyor.

Rümeysa Öztürk’ün durumu, ABD’deki göçmenlik politikalarının ve ifade özgürlüğü uygulamalarının yeniden tartışılmasına yol açtı.

Bir yandan hukuki süreç devam ederken, diğer yandan kamuoyunun baskısı ve uluslararası desteğin seyri, bu sürecin sonucunu etkileyebilir.

Tüm gözler şimdi bir sonraki adımda... Rümeysa Öztürk cezaevinde kalmaya devam ederken, avukatlarının atacağı adımlar ve uluslararası destek kampanyalarının etkisi önümüzdeki günlerde belirleyici olacak.

Amerika Birleşik Devletleri'nde Filistin'e verdiği destek sebebiyle geçtiğimiz ay gözaltına alınan Tufts Üniversitesi'nde doktora öğrencisi olan Rümeysa Öztürk, Louisiana eyaletindeki göçmenlik mahkemesinde hâkim karşısına çıktı.

Basına kapalı olarak gerçekleşen duruşmada Öztürk’ün avukatları, öğrenciler için yayınlanan üniversite gazetesine yazdığı bir köşe yazısı nedeniyle müvekkillerinin hedef alındığını savundu.

Savunma ekibi, bu yazının ardından Donald Trump yönetiminin talimatıyla gözaltı sürecinin başladığını ve bu sürecin siyasi saiklerle yürütüldüğünü öne sürdü. Avukatlar, müvekkillerinin serbest bırakılması için kefalet talebinde bulundu.

Buna karşın, İç Güvenlik Bakanlığı’na bağlı avukatlar, Öztürk’ün kefaletle salıverilmesinin toplum güvenliği açısından bir tehdit oluşturabileceğini ve kaçma riski bulunduğunu ileri sürerek, serbest bırakılmasına karşı çıktı.

Mahkeme hâkimi, sunulan savunmaları değerlendirdikten sonra, Rümeysa Öztürk’ün tutukluluk halinin devamına hükmetti ve kefalet talebini reddetti.

Avukatlardan Sert Tepki: Hukuk Çiğneniyor

Duruşma sonrası basına açıklamada bulunan Öztürk’ün avukatlarından Marty Rosenbluth, müvekkilinin hukuki sürecinin ciddi usulsüzlükler içerdiğini belirtti.

Rosenbluth, “Rümeysa adil bir şekilde yargılanmıyor. Hukukun üstünlüğü tamamen ihlal ediliyor,” ifadelerini kullandı.

Ayrıca Rosenbluth, davanın dayandığı hukuki temelin son derece zayıf olduğunu ve elde hiçbir somut delil bulunmadığını kaydetti.

Öztürk aleyhine açılan dava dosyasının, yalnızca ABD Dışişleri Bakanlığından Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza Dairesine (ICE) gönderilmiş kısa bir muhtıraya dayandığını vurguladı.

Vermont’taki Dava Süreci ve Sağlık Durumu

Öte yandan, Öztürk’ün Vermont bölge mahkemesinde süren başka bir davası da bulunuyor. Bu süreçte avukatları, müvekkillerinin sağlık durumuna dikkat çekerek, ya serbest bırakılması ya da en geç 18 Nisan tarihine kadar Louisiana’dan Vermont’a sevk edilmesi talebiyle mahkemeye yeni bir dilekçe sundu.

Gözaltı Süreci ve Tepkiler

Rümeysa Öztürk, Massachusetts eyaletinde yer alan Tufts Üniversitesi’nde doktora çalışmalarını sürdürürken, 25 Mart akşamı iftar için arkadaşlarıyla buluşmaya giderken sivil ve maskeli ICE ajanları tarafından sokakta gözaltına alınmıştı.

Gözaltına alındıktan sonra ilk olarak Vermont’a, ardından ise Louisiana’daki bir gözaltı merkezine sevk edilmişti.

Öztürk’ün avukatları, gözaltı sürecinin ardından Massachusetts Bölge Yargıcı Denise Casper’a acil başvuruda bulunmuştu.

Casper, bu başvuru üzerine sınır dışı işlemlerini durdurma yönünde karar vermiş ve 4 Nisan tarihli raporunda, Öztürk’ün yargılanmasının Vermont’ta yapılmasının daha uygun olacağını ifade etmişti.

Yargıç Casper, bu kararına gerekçe olarak, Öztürk’ün ICE görevlilerince gözaltına alındığı saatlerde hâlâ Vermont’ta tutuluyor olmasını ve Louisiana’ya henüz nakledilmemiş olmasını göstermişti. Bu detay, yargılamanın yetki alanı açısından önem arz ediyor.

Siyasi Tepkiler ve Açıklamalar

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, kamuoyuna yaptığı açıklamada Öztürk’ün öğrenci vizesinin iptal edildiğini ve sınır dışı edileceğini duyurmuştu. Rubio’nun bu açıklaması, Öztürk’ün destekçileri tarafından siyasi bir müdahale olarak değerlendirilmişti.

Rümeysa Öztürk’ün durumu, ABD genelinde göçmen hakları savunucuları ve akademik çevrelerde de geniş yankı buldu.

Birçok sivil toplum kuruluşu, Öztürk’ün ifade özgürlüğü kapsamında yazdığı yazı nedeniyle cezalandırılmak istendiğini savunarak bu süreci kınadı. Sosyal medyada da #FreeRumeysa etiketiyle kampanyalar başlatıldı.

Özgürlük Mücadelesi Devam Ediyor

Rümeysa Öztürk’ün avukatları, dava sürecinin hem hukuki hem de siyasi açıdan ciddi hak ihlallerine sahne olduğunu belirterek, müvekkillerinin özgürlüğüne kavuşması için tüm yasal yolları sonuna kadar kullanacaklarını bildirdi.

Öztürk’ün destekçileri, tutukluluğunun sona erdirilmesi için kamuoyu oluşturma çabalarını sürdürüyor. Avukatlar ise bir sonraki duruşmada daha güçlü deliller ve tanık beyanları sunarak, müvekkillerinin serbest bırakılması için yeni bir talepte bulunmayı planlıyor.