Gayrimenkul satışında son nokta! Ekonomik özgürlüğü kısıtlama eylemi taşıdığı iddiası ile satılan gayrimenkulde…
Evli çiftler arasında karşılıklı görüş almadan gerçekleşen gayrimenkul satışı “Ekonomik özgürlüğü kısıtlama’ eylemi taşıdığını biliyor muydunuz? Peki Ekonomik özgürlüğü kısıtlama eyleminde bulunan kişilere uygulanacak cezayı? İşte detaylar...
Evli çift, arasında karşılıklı görüş olmadan gayrimenkul satışı yapılmasından sonra soluğu mahkemede alan davalı eşinin kendi rızası ve olmadan evlerini sattığı konusunda ifade verdi. Mahkemede sonuçlanmayan dava Yargıtay’a taşındı. Yargıtay’dan ise emsal niteliğinde yeni karar bir geldi. Yargıtay’dan tarafından alınan kararın ayrıntılar haberimizin devamında sizlerle birlikte...
Evli çiftler arasında bu konu bilmeyenin başı dertte!
Evli çift, arasında karşılıklı görüş olmadan gayrimenkul satışı yapılmasından sonra soluğu mahkemede alan davalı eşinin kendi rızası ve olmadan evlerini kocasının ilk evliliğinden olan oğluna ev alma nedeni satıldığı konusunda ifade verdi. Kadın Aile Mahkemesi’ne boşanma davası açarak eşini boşamak istedi. Davacı taraf ise önceki evliliklerinden olan çocuğuna ev aldıktan sonra, evli olduğu eşinin kendi adına ev istediğini dile getirdiğini, bu istek ve arzularına ret cevap alamayınca da evi terk ettiğini savundu.
Davalı tarafı ise davacı tarafının açıklamış olduğu savunmasını reddederek, iddiaların asılsız olduğunu dile getirdi. Davalı taraf davacı eşinin kendini evi terke zorlandığını, davacı bağımsız konut temin etmediği gibi eve dön ihtarını da bağımsız olmayan bu konuta yaptığını açıkladı. Ayrıca davalı taraf Bölge Adliye Mahkemesine manevi tazminat adı altında 100 bin TL tazminat ödenmesini talep etti. Bu talebe Bölge Adliye Mahkemesi ret cevabı verince olay Yargıtay’a taşındı.
Yargıtay tarafından alınan karar odak noktası oldu!
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin söz konusu kararı şu şekilde açıkladın;
Erkeğin ’kendi adına kayıtlı taşınmazı eşinin görüşünü almadan satması kusur olarak tanımlandığından, davalı taraf tarafından habersiz bir şekilde yapılan bu satışın ekonomik anlamda güven sarsıcı bu durum sergilediğinin anlaşıldığı ifade edilerek, söz konusu kusurun kadının kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği anlaşıldığından. Ana yasa hukuku kapsamında yer alan maddeler çerçevesinde şartları kadın yararına olduğu gözlenmekte olduğu ve durum böyle olunca da Bölge Adliye Mahkemesi tarafından alınan kararın uygun miktarda manevî tazminat hükmedilmesi talebin reddine karar verilmesi doğru olmadığı nedeniyle bozmayı gerektirdiği kararına varıldı.