Gazze Şeridi'nde yaşanan ve altıncı ayını dolduran katliamlar, bölgede devam eden insani krizin boyutlarını her geçen gün daha da ağırlaştırıyor. Bu zorlu süreçte, Türkiye ve İsrail arasındaki ticari ilişkilerin devam etmesi, Türkiye kamuoyunda önemli tartışmalara ve tepkilere neden oluyor. Türkiye'de yaşayan Gazzeli gazeteci Muin Naim, Serbestiyet platformunda Bülent Şahin Erdeğer'e konuşarak, bu karmaşık durumu ve Filistinlilerin bu konudaki görüşlerini detaylı bir şekilde ele alıyor.

Naim, konuşmasında İsrail ekonomisinin, 7 Ekim sonrasında yaşanan olaylar neticesinde zor duruma düştüğünü ancak Türkiye ve Ürdün ile yapılan ticaretin İsrail ekonomisine nefes aldırdığını vurguluyor. Özellikle, Ürdün'den sağlanan domatesin İsrail'deki fiyatları dengede tuttuğunu belirtiyor. Bu ticaretin, Türkiye'nin uluslararası alandaki imajına zarar verdiğine dikkat çekerek, Türkiye'nin bu politikasının yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini savunuyor.

Naim, İsrail ve Filistinliler arasındaki ticaretin gerçekte nasıl işlediğine dair yaygın yanlış anlamaları da ele alıyor. İsrail gümrüğünden geçse bile, uluslararası hukuka göre, Filistin'in ticaret kodunun farklı olduğunu ve bu durumun çeşitli karmaşıklıklara yol açtığını ifade ediyor. Gazze'de insanların temel ihtiyaç maddelerine bile ulaşmakta zorluk çektiği bir dönemde, İsrail işgal güçlerinin Türk malı su kullanmasının kabul edilemez olduğunu belirtiyor.

Türkiye'de "Kudüs hurması" olarak satılan hurmaların, işgal altındaki Eriha bölgesinde İsrailli şirketler tarafından yetiştirildiğini ve piyasada bulunan hurmaların büyük bir kısmının İsrail malı olduğunu açıklıyor. Kişisel kayıplarından ve yakın çevresinde yaşanan trajedilerden bahseden Naim, Filistin halkına yönelik maddi ve manevi desteğin önemini vurguluyor. Ayrıca, Türkiye'nin İsrail'e karşı askeri bir müdahalede bulunmasını istemediğini, bunun yerine siyasi ve ekonomik baskılar uygulanmasını tercih ettiğini dile getiriyor.

Naim, Türkiye'de İsrail'le ticaret yapan şirketlerin boykot edilmesi gerektiğini savunuyor. AK Parti tabanına seslenerek, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a ve devlet büyüklerine İsrail'e karşı siyasi ve ekonomik yaptırımlar uygulanması yönünde çağrıda bulunmasını istiyor. Bu çağrı, devletlerin toplumun talepleri doğrultusunda hareket etmesi gerektiğine dair genel bir vurgu içeriyor.

Türkiye ve İsrail arasındaki ticari ilişkilerin devam etmesi, Gazze'de yaşanan insanlık dramının gölgesinde daha fazla tartışma ve eleştiriye neden oluyor. Bu durum, bölgesel politikaların ve uluslararası ilişkilerin karmaşıklığına dikkat çekerek, insani değerlerin ve adaletin ön plana çıkarılmasının önemini bir kez daha hatırlatıyor. Gazze'deki durumun iyileştirilmesi için uluslararası toplumun daha fazla sorumluluk alması ve etkili adımlar atması gerektiği açıkça ortada.