Google yardımıyla yeni bir gezegen keşfedebilirsiniz

Google yardımıyla yeni bir gezegen keşfedebilirsiniz

Geçtiğimiz Aralık ayında, Google ve NASA’da çalışan araştırmacılar bir sinir ağı kullanarak iki yeni ötegezegen (Güneş Sistemi dışında bulunan gezegen) bulduklarını açıkladılar.

Bu keşfin gerçekleşmesini sağlayan koda ise artık ücretsiz olarak ulaşılabiliyor.

Google’da çalışan kıdemli mühendislerden Chris Shallue şirketin Araştırma Blog sayfasında şunları yazdı: “Bu paylaşımın NASA’nın K2 (Kepler’in ikinci görevi) ve Ötegezegen Geçiş Tarama Uydusu (Transiting Exoplanet Survey Satellite) gibi diğer görevleri için benzer modeller geliştirmek adına faydalı bir başlangıç noktası olacağını umut ediyoruz”.

Artık araştırmacılar Kepler uzay teleskobu tarafından toplanan engin veri denizinde saklanan yeni dünyaları bulmak için bu kodu kullanabilir (ve uyarlayabilir).

Kepler görevi ve devamındaki K2, gökyüzündeki parlamalara bakarak ötegezegenler avlıyor. Bir gezegen bir yıldız ile teleskobun arasından geçerken geçici bir kararma oluşturur. 2009 ve Kepler görevinin sonlandığı 2013 yılları arasında teleskop gökyüzünün belirli bir bölümüne hedeflenip 150.000 yıldızı sürekli izledi.

Araştırmacılar, Kepler verilerini kullanarak 2342 ötegezegenin varlığını onayladı, ancak hala incelenecek çok fazla veri var. Araştırmacılar, Google’ın kodlar için kullandığı github sayfasında üç milyon dosyadan fazla (1 terabyte) Kepler verisi olduğuna dikkat çekiyorlar. Bu veriyi indirmek bile başlı başına bir hafta sürüyor. Verileri küçük parçalar halinde incelemek daha kolay, aslına bakarsanız Google ekibi iki ötegezegeni tam olarak bu şekilde buldular.

Otomatik yazılım hızla geçen bir gezegene işaret eden ışık değişimlerini inceliyor, bu da veri havuzunu hatırı sayılır bir biçimde daraltıyor. Yine de, bir gezegenin varlığının onaylanması için gök bilimcilerin kullandıkları veriyi manuel olarak kontrol etmesi gerekli. Anlaşılacağı üzere gök bilimciler en olası adaylar üzerinde odaklanıyor, geride incelenmemiş bir sürü veri kalıyor. İşte bu noktada Google’ın geliştirdiği sinir ağı devreye giriyor ve otomatik yazılımın gözden kaçırmış olabileceği sinyallere yeniden bakıyor ve olası adayları işaretliyor.

Tabi ki Google’ın programı mükemmel değil. Çift yıldızları ve yıldıza benzeyen diğer oluşumları gezegen sanabiliyor ve program hala geliştiriliyor.

Aslında bir süredir benzer bir yaklaşım  kullanılıyordu, fakat bir makine beyni kullanmak yerine araştırmacılar, sıradan vatandaşların verilere bakıp gök bilimcilerin daha ayrıntılı şekilde incelemeleri için potansiyel gezegenleri işaretlemelerine imkan sağlayan Ötegezegen Kaşifleri ve Gezegen Avcıları gibi projelere Kepler verisini dağıtarak dünyanın her yerindeki insanlardan yardım istediler.

Bilim insanları daha geçtiğimiz Ocak ayında bu kitle kaynak yaklaşımını kullanarak çoklu gezegen sistemi keşfettiler.

Ötegezegen araştırması devam ettikçe diğer veri setleri de giderek daha ulaşılabilir hale geliyor. Bu yılın başlarında bir grup üniversite yine ötegezegen arayışında olan yer tabanlı W.M. Keck Gözlemevi’nin 20 yılı aşkın süredir topladığı büyük bir veri setini yayımladı.

İster ötegezegen keşifleri ile ilgili haberler okumayı sevin, ister bir tane keşfetmek için şansınızı (ya da bilgisayarınızı) zorlayın ötegezegen araştırmaları her geçen gün artıyor. Önümüzdeki ay fırlatılacak ve bizim güneş sistemimize benzer başka yıldızlar olup olmadığını bulmak için 200.000 parlak yıldıza bakacak olan NASA’nın Ötegezegen Geçiş Araştırma Uydusu (TESS) fırlatıldıktan sonra ilgi daha da artacağa benziyor.

Acaba yakın yıldızlarda hangi bilinmeyen dünyalar saklanıyor? Bakmadan asla bilemeyeceğiz.

Naile Sarmaşık – Popular Science