İstanbul’u sarsan 6.2 büyüklüğündeki deprem, yalnızca binaları değil, şehrin kalbini de titretti. Silivri açıklarında patlayan bu doğa alarmı sonrası, milyonlarca İstanbullu gökyüzü örtüsü altına sığındı. Parklar, bahçeler, sahiller... Hepsi doldu taştı. İstanbul, adeta açık hava kampına döndü.

Millet Bahçeleri, Halk Bahçesi Oldu! – Dronlar Kalabalığı Görüntüledi

Fatih Millet Bahçesi, deprem sonrası İstanbul’un en kalabalık adreslerinden biri haline geldi. Çocuk sesleri, battaniye rüzgarı, korku dolu fısıltılar havada yankılandı. Dronlar yukarıdan bakınca manzara netti: İstanbul uyumadı, İstanbul bekledi.

Çadırlar Kuruldu, Battaniyeler Sarıldı – “Üşürüz Ama Giremeyiz”

Halkalı’da, Beylikdüzü’nde, Kağıthane’de ve Bahçelievler’de çadırlar yükseldi. Bazıları marketten alışveriş yapıp evine koşarken, çoğu kişi artçılar nedeniyle dışarda kaldı.
Bir yurttaşın sözleri ise gecenin manşeti gibiydi:

“Hava soğuk, ama o binanın içi çok daha ürkütücü…”

Kadıköy'de Adım Atacak Yer Kalmadı – Özgürlük Parkı, Korkunun Sığınağı Oldu

Kadıköy Özgürlük Parkı’nda oluşan yoğunluk dronla görüntülendi. Yaşlı, genç, çocuk demeden herkes çimlerin üstüne yayılmıştı. Piknik örtüsüyle korkunun üstünü örten yüzlerce aile, bir yandan artçıları bekledi, bir yandan da dayanışmanın sıcaklığında ısındı.

Beylikdüzü Sahili: Battaniyeler, Kamp Sandalyeleri, Yanan Ateşler

Sahilde toplanan vatandaşlar ateş yakıp geceyi battaniyeye sarılarak geçirdi. Sahil, denizin kıyısında bir kamp alanı gibi görünüyordu. O anlar hem ürkütücü hem de İstanbul’un direniş ruhunu ortaya koyuyordu.

“Parklara Kaçanlar” Değil, “Hayatta Kalma İçgüdüsünün Yüzü”

Kağıthane Hasbahçe Mesire alanı da tıklım tıklım doldu. Kimi insanlar arabalarında, kimileri taşların üstünde oturdu. Ortak bir cümle vardı herkesin ağzında:

“Ev değilse bile, park en azından çökmüyor.”