İstanbul'da Eğitimde Dini Uygulamaların Artışı: Ataşehir İlçesi'nde Cuma Namazı Düzenlemesi Tartışmaları

İstanbul'da Eğitimde Dini Uygulamaların Artışı: Ataşehir İlçesi'nde Cuma Namazı Düzenlemesi Tartışmaları

İstanbul Ataşehir'deki okullarda cuma namazına uygun ders programları düzenlenmesi ve bu kararın yankıları üzerine derinlemesine bir bakış sunuyor. Eğitimdeki dini uygulamaların artışı ve laik eğitim sistemine yönelik etkileri ele alınıyor.

Türkiye'nin eğitim sistemi, son zamanlarda AKP'nin 'dindar nesil' projesi ve ÇEDES (Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum) Projesi aracılığıyla, dini eğitim ve uygulamalarda önemli değişiklikler gördü. Bu değişiklikler, İstanbul Ataşehir İlçesi'ndeki okullarda somut bir örnek buldu.

Ataşehir'deki Düzenlemeler 31 Ekim'de Ataşehir İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü, okullara cuma namazı saatlerine uyumlu bir ders programı düzenlemesi yapılması talimatını içeren bir yazı gönderdi. Bu talimatlar arasında, cuma namazı saatine göre öğle aralarının düzenlenmesi, ders programlarının bu saate çakışmayacak şekilde ayarlanması ve cuma namazına gitmek isteyen personele kolaylık sağlanması gibi maddeler yer alıyor.

Eğitimdeki Dini Yönelim Bu adımlar, AKP hükümetinin eğitimde dini unsurları güçlendirmeye yönelik genel politikasının bir parçası olarak görülüyor. ÇEDES Projesi ile okullarda imam ziyaretlerinin artması ve din derslerinin yoğunlaştırılması, eğitimdeki bu dönüşümün diğer örnekleri arasında yer alıyor.

Tepkiler ve Eleştiriler Eğitim Sen 2 No’lu Şube'nin Hukuk Sekreteri Çayan Çalık, bu uygulamaların Türkiye'nin laik eğitim ilkelerine aykırı olduğunu ve 2016 tarihli genelgelerin yasal dayanaktan yoksun olduğunu belirtiyor. Çalık, bu tür uygulamaların öğrencilerin beslenme saatlerini olumsuz etkileyerek çocukların sağlığını ve yüksek yararını göz ardı ettiğini vurguluyor.

Sonuç ve Çözüm Önerileri Ataşehir'deki bu düzenlemelerin, eğitimdeki genel laik yapı üzerinde daha geniş etkiler yaratması muhtemel. Eğitim uzmanları ve sivil toplum örgütleri, laik eğitim ilkelerine sadık kalınması ve öğrencilerin çıkarlarının korunması için daha fazla çaba gösterilmesi gerektiğini vurguluyor. Bu konuda atılacak adımların, Türkiye'nin eğitim geleceğini şekillendirmede kritik öneme sahip olduğu düşünülüyor.