İstanbul’da Medya ve Siyaset Çarkının Perde Arkası: “Kimin Kalemi, Kimin Cebi?”
İstanbul’un siyasi koridorlarında fısıltılar dolaşıyor, mikrofonlar susuyor, kalemler ise görünmez bir el tarafından yönlendiriliyor!
Son dönemde İBB bütçesinden medyaya akan kaynaklar, gazetecilerin “bağımsızlık” iddialarını yeniden sorgulatıyor. Peki, hangi isimler kamu kaynaklarıyla besleniyor? Hangi yayın organları reklam gelirleriyle değil, “elden gelenlerle” ayakta duruyor?
“Elden Dağıtılanlar Sadece Maaşlar Değil!”
Kulislerde konuşulan ancak yüksek sesle dile getirilmeyen bir gerçek var: İBB’nin kuryeleri sadece evrak taşımıyor, aynı zamanda “özel” zarf dağıtıyor! MASAK raporlarına yansıyan para trafiği, bazı gazetecilerin hesap hareketlerini mercek altına aldı. Savcılık dosyalarında isimleri geçenler, “Biz sadece reklam aldık” dese de, kamuoyunun aklındaki soru işaretleri büyüyor: Hangi hizmet karşılığında bu ödemeler yapıldı?
“Eleştiri Yok, Övgü Bol Keseden!”
Ekranlarda ve köşe yazılarında dikkat çeken bir çifte standart: CHP ve İmamoğlu eleştirileri adeta “yasaklı bölge” ilan edilmişken, Mansur Yavaş hakkında en ufak bir olumsuz cümle kurulduğunda ortalık ayağa kalkıyor. Peki bu “kayırmacılık” tesadüf mü, yoksa bir “finansal bağlantı” mı?
İşte İddiaların Odağındaki İsimler:
Can Kakışım ve Şükrü Küçükşahin: Resmi danışman olarak kayıtlılar, ancak hangi projelerde imzaları var?
Halk TV, Tele 1, Sözcü, Karar: Son 6 yılda İBB’den ne kadar reklam aldılar? Faturalar nerede?
İsmail Saymaz, Nevşin Mengü, Fatih Altaylı: MASAK raporlarında geçen transferler, Rize’deki mülkler… Kamuoyuna açıklama vakti!
Ruşen Çakır: “Medyascope’a reklam aldım” diyor, peki ya diğerleri?
“CHP’nin İç Çekişmeleri: Şehitkâmil’de Neler Oldu?”
Gaziantep’te yaşananlar, CHP’nin içindeki çürümüşlüğü gözler önüne seriyor. Umut Yılmaz’ın istifa açıklaması adeta bir “parti içi darbe” senaryosu:
Silahlı saldırılar,
Meclis binasında kavgalar,
Aileye yönelik tehditler,
CİMER’e 24 şikâyet,
CHP’lilerin kendi başkanlarını savcılığa verme yarışı!
“Genel Merkez Neden Sessiz?”
En çarpıcı detay ise CHP yönetiminin bu skandaki rolü: “Sessizlik, suça ortaklıktır” diyen Yılmaz’ın sözleri, partinin içine düştüğü ahlaki çöküşün kanıtı.
Tüm bu iddiaların merkezinde bir adres var: İstanbul Büyükşehir Belediyesi! MASAK raporlarına yansıyan “elden para” trafiği, İBB’nin medyaya aktardığı kaynaklar ve CHP’li isimlerin birbirine girmesi, siyasetin kirli çarkını bir kez daha gözler önüne seriyor. Soru basit: “Bu işin sonunda milletin parası nereye gidiyor?”