İstanbul'daki Kentsel Dönüşümün Gerçekleri: Değişim mi, Rant mı?

İstanbul'daki Kentsel Dönüşümün Gerçekleri: Değişim mi, Rant mı?

İstanbul'un son 11 yılda yaşadığı kentsel dönüşüm süreci, İstanbul Planlama Ajansı raporlarına göre, yetersiz ve rant odaklı kaldı. 800 bin binadan yalnızca 84 bini dönüştürüldü. Yeni yasa düzenlemeleri ve kentsel dönüşüm politikaları ele alınıyor.

İstanbul, son 11 yıl içinde önemli bir kentsel dönüşüm sürecine tanıklık etti. İstanbul Planlama Ajansı'nın verilerine göre, bu süreçte 2000 yılı öncesine ait 800 bin binadan sadece 84 bininde dönüşüm gerçekleştirildi. 20,8 milyon metrekarelik riskli alan ve 418 milyon metrekarelik rezerv alanın ilanına rağmen, bu dönüşüm çalışmalarının yetersiz kaldığı ortaya çıktı.

Kentsel Dönüşüm Yasa Değişikliği: Kimin Yararına?

İstanbul Planlama Ajansı'nın yayımladığı "Kentsel Dönüşüm Yasa Değişikliği: Dönüşüm Kimin İçin?" raporu, 2012'deki 6306 sayılı yasanın değişikliklerini mercek altına alıyor. Raporda, son 11 yılın kentsel dönüşüm uygulamaları ve yeni yasanın getirdiği riskler değerlendiriliyor. Rapor, dönüşüm çalışmalarının depreme hazırlık yerine rant odaklı projelere kaydığını vurguluyor. Bu durumun yeni yasayla daha da güçleneceği belirtiliyor.

İstanbul'da Öncelikli Müdahale Alanları ve Eksiklikler

İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin (İBB) tespit ettiği 33 milyon metrekarelik 142 adet öncelikli müdahale alanı, 6306 sayılı kanun kapsamında sadece 73 bin metrekarelik 2 noktada riskli alan olarak ilan edildi. Bu durum, kentsel dönüşüm politikalarının eksikliklerini ve önceliklerini sorgulamamıza sebep oluyor.

Rant ve Yeni Yerleşim Alanları: Dönüşüm Politikalarının Eleştirisi

Rapor, "rezerv yapı alanı" ilanlarının suistimal edilerek gelir kaynağı haline getirildiğini ve bunun mevcut riskli yapıların köhneleşmesine yol açabileceğini belirtiyor. Ayrıca, yeni yasa düzenlemesinin bütüncül bir konut politikası oluşturmadığı, afet odaklı değil, inşaat odaklı bir yaklaşım sergilediği eleştiriliyor.

Sonuç ve Gelecek Perspektifi

İstanbul'un kentsel dönüşümü, hem yerel yönetimler hem de vatandaşlar için önemli bir konu. Yapılan çalışmaların ve yasal düzenlemelerin, şehrin ve halkının ihtiyaçlarına cevap verip vermediği, gelecekteki planlamalar için kritik bir gösterge olacak. Raporlar ve veriler, bu sürecin yalnızca binaların yeniden inşasından ibaret olmadığını, aynı zamanda şehrin sosyal ve ekonomik yapısını da dönüştürdüğünü gösteriyor.