İstanbul'un Yeni Vizyonu Kanal İstanbul Projesinde Son Durum: İptal Kararları ve Yansımaları
Kanal İstanbul projesi kapsamında planlanan Yenişehir'in imar planlarına yönelik son gelişmeleri ele alan bu detaylı makalemiz, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin hukuki zaferini, projenin çevresel ve şehircilik ilkelerine uygunluk tartışmalarını ve iptal
İstanbul, dünyanın en büyük metropollerinden biri olarak tarih boyunca pek çok medeniyete ev sahipliği yapmış, kültürel ve doğal mirasıyla göz kamaştıran bir şehirdir. Ancak son yıllarda İstanbul'un bu benzersiz dokusu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından 2011 yılında "çılgın proje" olarak ilan edilen ve şehrin el değmemiş tarım ve orman arazilerine yapılması planlanan Kanal İstanbul projesi ile tehdit altına girdi.
Bu projenin etrafında kurulması planlanan Yenişehir için Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından etap etap hazırlanan imar planları, verimli arazilerin konut imarına açılmasını öngörüyordu. 2021'de onaylanan bu planlar, İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) tarafından hukuki bir mücadele başlatılmasına neden oldu.
Son zamanlarda yaşanan gelişmeler, İstanbul'un geleceği adına umut verici bir dönüm noktasını işaret ediyor. İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun açıklamalarına göre, İBB'nin açtığı dava sonucunda İstanbul 11. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Yenişehir Rezerv Yapı Alanı'nın 1., 2. ve 3. etaplarına ilişkin imar planlarını iptal etti. Bu kararlar, projenin çevresine kurulması planlanan Yenişehir'in konut inşaatları yapılacak bütün etaplarının planlarının iptal edildiğini gösteriyor.
Mahkemenin aldığı iptal kararları, şehircilik ilkelerine, planlama tekniklerine ve hukuka uygun olmayan unsurlar içerdiğini ortaya koydu. Ayrıca, kararlarda mezarlık alanlarının ağaçlandırma alanı olarak gösterilmesi gibi mevzuata aykırı durumlar ve plan notlarının değiştirilmesi veya kaldırılmasının gerekçelerinin açıkça ortaya konulamaması gibi eksiklikler vurgulandı. Bu durum, planların yeterli teknik ve nesnel açıklayıcılıktan uzak olduğunu gösteriyor.
Bu tarihi karar, İstanbul'un doğal ve kültürel mirasının korunması adına büyük önem taşıyor. Şehrin sürdürülebilir kalkınmasını ve doğal dokusunun korunmasını hedefleyen bu karar, aynı zamanda şehircilik ve planlama alanında hukukun üstünlüğünün ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor. İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin çevre, şehircilik ve iklim değişikliği konularında attığı adımlar, şehrin geleceği için umut verici bir yol haritası sunuyor.
İBB'nin Kanal İstanbul için verilen "ÇED olumlu" kararına karşı açtığı dava da Danıştay'da görülmeye devam ediyor. Bu süreç, İstanbul'un geleceğinin nasıl şekilleneceği konusunda kritik bir öneme sahip.