İstanbul'un Yenişehir Projesinde Büyük Dönüşüm: Kanal İstanbul İmar Planları İptal Edildi
2011'de başlatılan ve "çılgın proje" olarak nitelendirilen Kanal İstanbul çevresindeki Yenişehir inşaat planları, İBB'nin hukuki mücadelesi sonucu iptal edildi.
Kanal İstanbul, Türkiye'nin en tartışmalı projelerinden biri olarak, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından 2011 yılında "çılgın proje" olarak ilan edilmişti. Projenin çevresinde kurulması planlanan Yenişehir için, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından etap etap hazırlanan imar planları, İstanbul'un doğal ve tarihi dokusuna yönelik endişeleri beraberinde getirmişti. Bu planlar, özellikle İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) tarafından sıkı bir hukuki mücadelenin konusu oldu.
İBB'nin başlattığı hukuki süreç, İstanbul'un geleceği açısından kritik bir dönemeç olarak değerlendirilebilir. İstanbul 11. İdare Mahkemesi, İBB'nin açtığı davalar neticesinde, Kanal İstanbul Yenişehir Rezerv Yapı Alanı'nın 1., 2. ve 3. etap imar planlarını iptal etti. Mahkeme, planların şehircilik ilke ve esaslarına, planlama tekniklerine ve hukuka uygun olmadığını belirterek, bu kararları oybirliği ile aldı. Bu iptaller, projenin çevresel ve sosyal etkilerine dair ciddi soru işaretlerini de beraberinde getiriyor.
Mahkeme kararlarında, nüfus yoğunluğunun nasıl hesaplandığı, mezarlık alanlarının nasıl kullanılacağı ve plan notlarının neden değiştirildiği gibi konularda yeterli açıklığın sağlanamadığına dikkat çekilmişti. Bu tespitler, planlama sürecindeki şeffaflık ve hesap verilebilirlik eksikliğini ortaya koyuyor.
Yenişehir projesinin iptali, İstanbul'un kentsel dönüşümünde yeni bir sayfa açıyor. Bu karar, şehircilik ilkelerine ve sürdürülebilir kalkınma hedeflerine uygun, daha dengeli ve katılımcı bir planlama anlayışının önemini vurguluyor. Aynı zamanda, İBB'nin çevre ve şehircilik politikaları konusundaki ısrarlı tutumunun, hukuki alanda da karşılık bulduğunu gösteriyor.
Kanal İstanbul projesi ve çevresindeki Yenişehir inşaat planları hakkında devam eden tartışmalar, Türkiye'nin çevresel ve kentsel politikalarını şekillendirmede önemli bir dönüm noktası teşkil ediyor. İBB'nin Kanal İstanbul için verilen "ÇED olumlu" kararına karşı açtığı dava da Danıştay'da görülmekte olup, bu süreç Türkiye'nin çevre yönetimi ve kentsel planlama uygulamaları açısından önemli bir referans noktası oluşturacak.
Bu gelişmeler, İstanbul'un kentsel geleceği, çevresel sürdürülebilirlik ve kamu yönetimi pratiklerinde şeffaflık ve hesap verilebilirliğin önemini bir kez daha ortaya koymaktadır. İstanbul, bu hukuki mücadeleler ve kararlar ışığında, kentleşme ve çevre politikalarında yeni bir yol haritası çizmekte, kent sakinlerinin ve çevrenin korunması yönünde önemli adımlar atmaktadır.