'Kamçı da yesek, çifte de yesek, hakkı tutup kaldırmaktan' asla vazgeçmeyeceğiz

Öyle zannediyorum beni uzun zamandır takip edenler, mücadele anlayışımın nasıl bir istikamet üzere şekillendiğini anlamıştır. Anlamayanlar için Milli Şairimiz Mehmet Akif’in her daim destur aldığım;

Üçbuçuk soysuzun ardından zağarlık yapamam;

Hele hak namına haksızlığa ölsem tapamam.

Dizelerini hatırlatayım…

Nereden çıktı şimdi bu demeyin…

Hani deriz ya sohbetlerde; “yeter ya hu burnuma kadar geldim artık” diye… Tam öyle bir hal benimkisi.

Eğer alkış, slogan, goy goy üzere bir istikametiniz yoksa, hiç yılmadan, usanmadan yanlışlıkları, haksızlıkları ve çarpıklıkları ortaya koyuyorsanız -hangi mahallede olduğunuz hiç kıymeti yok- kovulmaya, kovmaya güçleri yetmediğinde dışlamaya onunla da sonuç alamadıklarında iftira atmaya kadar varan saldırıların hedefindesiniz demektir.

Hele haksızlıktan, hukuksuzluktan, kendilerine gösterilen vefayı istismardan beslenenlerin sesi, haksızlık ve hukuksuzlukla mücadele edenlerin, sistematik bir şekilde üretilen mağduriyetler üzerinden yaratılmak istenen kaos planını bozmaya çabalayanların sesinden daha gür çıkıyorsa, ağır bedeller ödemeye bile hazır olmalısınız.

Bu bağlamda altını çizerek söyleyeyim ki; biz bu yola çıkarken en ağır bedelleri ödemeyi göze almışız. En ahlaksız kumpasların kurulma ihtimalini göz ardı etmeden çıkmışız bu yola. O yüzden, bugün elimizdeki bu mecra, AVAZTÜRK devam ettiği sürece bu mücadeleden bir milim bile sapmayacağımızı herkes bellesin.

Çünkü bizim mücadele istikametimizi belirleyen en önemli hasletlerden biri yine Milli Şairimiz Mehmet Akif Ersoy’un;

Kanayan bir yara gördümmü yanar ta ciğerim,

Onu dindirmek için kamçı yerim, çifte yerim!

Adam aldırmada geç git diyemem, aldırırım.

Çiğnerim, çiğnenirim, hakkı tutar kaldırırım!

Dizelerinde gizlidir…

Bu istikamet üzeredir; 15 Temmuz’u fırsata çeviren karanlık ellerin FETÖ çuvalına doldurduğu binlerce mağdurun sesi olma çabamız…

Bu istikamet üzeredir; bu ülke için gözünü kırpmadan can verecek binlerce polisin FETÖ yaftasıyla hain ilan edilme girişimine itirazımız, onların sesini duyurmak için attığımız çığlığımız.

Varsın birileri 15 Temmuz şehitlerinin acı hatıraları üzerinde tepinerek rant devşirmeye çalışsın.

Varsın birileri 15 Temmuz gazilerinin ters yüz olan hayatlarından aklınıza gelebilecek her türlü rantı devşirme çabası içine düşedursun.

Biz o şehitlerin acı hatıraları üzerinde tepinenlere, gazilerin ters yüz olan hayatlarından rant devşirme çabasında olanlara inat; haksızlık ve hukuksuzluklara, FETÖ’nün yarım bıraktığı işi tamamlamaya çalışanlara AVAZIMIZ çıktığı kadar itiraz edeceğiz.

Belki bizim AVAZIMIZ, adına kayıtlı GSM hattında ByLock çıkan bu sebeple gözaltına alınıp ayrıcalıklı hukuk yoluyla serbest kalan ve halen soruşturması devam eden biri sırf AK Parti Ankara İl Yönetimine giremedi diye “Aramızdaki dürüst insanlara nişan alıp onları tek tek düşürüyorlar. Namuslu, ahlaklı, temiz, bu davanın fedakâr neferi olan isimleri hedefe koyup, ‘FETÖ’cü’ diyerek ya da ‘FETÖ ile mücadele etmiyor’ iftirası atarak kollarını, kanatlarını kırıyorlar” şeklinde yazı döşeyenler kadar gür çıkmayacak.

Dün Erdoğan’ın konuşma metinlerine serpiştirdiği FETÖ’ye övgü sözlerinden yüzü bile kızarmadan bugün AYDIN edalarında ahkam kesenler kadar itibar görmeyeceğiz belki; ama kamçı da yesek, çifte de yesek, hakkı tutup kaldırmaktan asla vazgeçmeyeceğiz.

Önceki ve Sonraki Yazılar