Kim Milyoner Olmak İster yarışmacısı deprem anını bakın nasıl anlattı
Kahramanmaraş merkezli meydana gelen 7.7 ve 7.6 şiddetindeki deprem binlerce kişinin enkaz altında kalmasına neden olurken depremin üçüncü gününde ölü sayısı git gide artmaya devam ediyor.
ATV ekranlarında yer alan ekranların en çok izlenen yarışması Kim Milyoner Olmak İster yarışmasında 2019 yılında yarışan başarılı isim Arda Ayten depremde yaşadıklarını büyük bir korkuyla anlattı. O korku dolu anları anlatan Ayten bakın neler söyledi.
Kahramanmaraş merkezli meydana gelen 7.7 ve 7.6 şiddetindeki deprem binlerce kişinin enkaz altında kalmasına neden olurken depremin üçüncü gününde ölü sayısı git gide artmaya devam ediyor. Kim Milyoner Olmak İster yarışmasında 1 milyon TL'nin sahibi olmaya hak kazanan Arda Ayten deprem bölgesinden biri olan İskenderun'da korku dolu anlara tanıklık etti.
ARDA AYTEN O ANLARI ANLATTI!
Depreme İskenderun'da yakalanan Arda Ayten dehşet verici anları anlattı. Kahramanmaraş merkezli meydana gelen depremden etkilenen yerler arasında İskenderun yer alırken depremden etkilenen ve binaları çöken Arda Ayten enkaz altında kaldı. Enkazın altından komşularının yardımıyla çıkmayı başardığını söyleyen Arda Ayten Ayten, "Biri yetişerek dolabı kaldırdı ve gövdemi altından çıkarabildik" dedi.
Sosyal medya hesabından meydana gelen şiddetli depremle ilgili paylaşımda bulunan Arda Ayten deprem anı ve sonrasında yaşadıklarını dile getirdiği bir paylaşımda bulundu. Sosyal medya hesabından yaşadığı o zor anları ifade etmeye çalışan Arda Ayten "Deprem anı... 04.00 civarı uyumaktaydım. Uyanmama az kalmış olmalıydı. Annemin her seferinde şiddeti artan 'Arda, Arda?' seslerine uyandım. Gözümü açar açmaz üzerime devrilmekte olan dolabın kapaklarını fark ettim. Kendimi korumaya çalışarak dolaba direndim. Annem kapının açıklığında bana seslenirken dolabın altına sıkışıp kalmıştım. Komşularımızdan biri yetişti, dolabı kaldırdılar ve gövdemi altından çıkarabildik. Üzerimize ne bulduysak giydik. Dışarı çıktık. Arabayla kenara çekip ne olduğunu anlamaya çalıştık. Önümde akın akın süregiden araba konvoyunu görünce aklım başıma gelmeye başladı. Sandığımızdan daha büyük bir şeydi bu." dedi.
KOMŞULARI SAYESİNDE KURTULMAYI BAŞARDI!
Depremin ilk gününde kurtulmayı başaran Ayten ikinci günde bir kurtarma ekibi oluşturduklarını belirtirken paylaşımında "Olayları kestirmeye başlayınca bana ihtiyaç olacağını anladım. Annemi ve komşumuzu arabada bırakıp güvenli bir yer bulmalarını söyleyerek hastane acilinde onlardan ayrıldım. İçeri girdim. Resüsitasyon odasında hızlıca bir ekip kurduk. Gelen hastaları başımızdaki Yavuz ve Özlem hocaların eşliğinde değerlendirip yaşayıp yaşamadıklarını anlamaya çalışıyorduk. Bu ancak savaşlarda olacak bir ayrım noktasıydı. Dün ben nöbette iken hiç kimse bu resüsitasyon odasına düşmemişti. Oysa şimdi her gelen hastaya ilk müdahaleyi yapıyorduk. Ben kendimce ölüleri saydım. Söylemeye dilim varmıyor. Kimisini beşerli, kimisini üçerli sedyelerle taşıdık durduk. Saat 5 civarı girdiğim hastanede saat 15'e geliyordu." ifadelerini kullandı.
Bir hastayı tedaviye götürdüğü sırada ikinci depremi yaşadığını ve hastane tavanında pek çok şey düştüğünü dile getiren Arda Ayten o korku dolu anları şöyle ifade etti:
Stabillediğimiz bir hastayı MR'a götürme ve grafisini çekme ile görevlendirilmiştim. Alt katta iken bir deprem daha oldu. Üzerimize tavandan bir sürü şey düştü. Hastayı güvene alıp beklemeye başladık. Acil servise döndüğümde ortalıkta kimse kalmamıştı. Hastaneyi tahliye etmeyi konuşuyorlardı zira ikinci depremde de hasar almıştı. Anneme ulaştım. Beni de almasını söyledim. Eczanelerin önünde buluştuk.
YAĞMALAMAYA ŞAHİTLİK ETTİ!
Deprem sonrası yağmalamaya şahitlik ettiğini belirten Arda Ayten 'İnsanları suçlamıyorum' derken paylaşımında son olarak "Yağma denen şeyin nasıl bir şey olduğunu gördüm. Süpermarketlerin birinde her yer talan edilmişti. İnsanları suçlamıyorum. Yetkilileri suçluyorum. İnsanlar kar ve kışın içinde hem depremzede hem de aç bırakıldıkları için. Haberleri izlemeye yetecek kadar erişime kavuştuğumda da medyanın haline bir kez daha acıdım. Aynı görüntüleri gösterip durmaktan, hayal satmaktan ve artık nereden geldiyse o okudukları kağıt önündekileri okumaktan başka hiçbir şey yapmıyorlardı. Kimse bizim sesimizi dinlemiyordu. Koskoca şehirler enkazın altından seslerini duyurmaya çalışıyorlardı. Ancak seslerini duyan bir basın yoktu." dedi.