Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), ekonomik istikrarı sağlama ve finansal sistemdeki likiditeyi yönetme çabaları kapsamında önemli adımlar atmaya devam ediyor. Son dönemde alınan yeni kararlar, hem tüketici finansmanı alanında hem de bankacılık sektörünün genel yapısını etkileyen önemli değişiklikleri içeriyor. Bu adımların temelinde, kredi kartı ve kredili mevduat hesaplarından nakit çekim işlemleri için faiz oranlarının artırılması ve bankacılık sisteminde Türk Lirası (TL) mevduatın payını artırmaya yönelik stratejiler yer alıyor.

Son zamanlarda, ihtiyaç kredisi faiz oranlarında görülen artışların ardından, kredi kartlarından yapılan nakit avans işlemleri ve kredili mevduat hesapları için uygulanan aylık azami akdi faiz oranlarında bir düzensizlik ortaya çıktı. Bu durum, kredi kartı ve kredili mevduat hesaplarından yapılan nakit çekim işlemlerinde uygulanan faiz oranlarının, ihtiyaç kredisi faiz oranlarına göre daha düşük kalmasına neden oldu. TCMB, bu dengesizliği gidermek ve sistem içinde bir uyum sağlamak amacıyla, kredi kartı işlemleri ve kredili mevduat hesapları için uygulanan faiz oranlarında önemli bir artışa gitme kararı aldı.

Resmi Gazete'de yayımlanan yeni tebliğe göre, TCMB kredi kartlarından yapılan nakit avans işlemleri ve kredili mevduat hesaplarında uygulanacak aylık azami akdi faiz oranını yüzde 4,42'den yüzde 5'e yükseltti. Bu oranlar, bugünden itibaren geçerli olmak üzere, ihtiyaç kredisi faiz oranlarıyla uyumlu bir seviyeye getirildi.

Ekonomik politikaların bir diğer önemli ayağını ise TL mevduatın bankacılık sistemdeki payını artırma çabaları oluşturuyor. TCMB, bankalara gönderdiği uygulama talimatı ile gerçek ve tüzel kişiler için uygulanan TL mevduat payı hedeflerini güncelledi. Özellikle tüzel kişilerin TL mevduat payı için, bankaların aylık artış hedefleri belirlendi. Bu yeni hedefler, bankaların TL mevduat seviyelerini artırma ve Türk Lirası'nın değerini destekleme yönündeki genel stratejinin bir parçası olarak görülüyor.

Bu yeni düzenlemeler, TCMB'nin ekonomik istikrarı koruma ve finansal sistemin sağlığını iyileştirme yönündeki kararlı adımlarını yansıtıyor. Kredi kartı ve kredili mevduat hesaplarından nakit çekim işlemlerinde faiz oranlarının artırılması, tüketicilerin borçlanma maliyetlerini etkileyebilirken, TL mevduatının bankacılık sistemdeki payını artırma çabaları, uzun vadede Türk ekonomisinin dengelenmesine katkıda bulunabilir. Bu gelişmeler, hem bireysel tüketiciler hem de genel ekonomik yapı açısından önemli sonuçlar doğuracak ve Türkiye'nin finansal istikrarına yönelik uzun vadeli stratejilerin bir parçası olarak değerlendirilmelidir.