Malatya, tarihi ve kültürel zenginlikleriyle bilinse de, coğrafi konumu itibarıyla sıkça depremlerin yaşandığı bir bölge. 6 Şubat’ta yaşanan depremin ardından, bölgedeki artçı sarsıntılar vatandaşların endişelerini artırdı. Özellikle, "Malatya'da 7 ve üzeri bir deprem ne zaman olacak?" sorusu, yer bilimci Baturhan Öğüt'ün dikkat çekici açıklamalarıyla yeniden gündeme geldi.

Öğüt, Malatya ve çevresindeki fay hatları üzerinde yaptığı çalışmalar sonucunda, 7 ve üzeri bir depremin gerçekleşmesi için gerekli koşulların oluşması ve bu büyük depremin etkileri hakkında bilgi verdi. Yaptığı detaylı analizlerle, bu tür depremlerin meydana gelme sıklığının ve olası etkilerinin altını çizdi.

Öğüt'e göre, Malatya'da 7 ve üzeri bir depremin olabilmesi için en az 2 bin yılın geçmesi gerekiyor. Bu, kıta içi fayların özellikleri göz önüne alındığında, büyük bir depremin kısa süre içinde meydana gelme ihtimalinin oldukça düşük olduğunu gösteriyor.

Kıta içi faylar, yıllık kayma hızlarının çok yavaş olması nedeniyle kolay kolay deforme olmaz ve bu yüzden kısa süreler içinde büyük depremler üretemez. Malatya Ovacık fay zonu da bu tip faylara bir örnek teşkil ediyor. Öğüt, bölgede 4 ile 4.8 arasında depremlerin olmasının olağan olduğunu, ancak bunların büyük bir depremin öncüsü olarak görülmemesi gerektiğini belirtiyor. Bu bilgiler, bölge halkının tedirginliklerini bir nebze olsun hafifletebilir.

Bununla birlikte, Malatya'da meydana gelebilecek büyük bir depremin, çevre iller üzerindeki etkileri de merak konusu. Özellikle, Tokat ve Sivas gibi komşu şehirler, büyük bir sarsıntının dolaylı etkileri açısından risk altında olabilir. Deprem dalgalarının yayılımı, yer şekilleri ve zemin özellikleri, bu etkilerin şiddetini ve kapsamını belirleyen ana faktörlerdir. Malatya'da yaşanabilecek büyük bir depremin, bu şehirlerde de yapısal hasarlara yol açabileceği, ekonomik ve sosyal hayatı olumsuz etkileyebileceği unutulmamalıdır.

Bu bağlamda, yerel ve ulusal yönetimlerin, bölge halkını olası bir büyük depreme karşı hazırlıklı tutmak için gerekli önlemleri alması büyük önem taşımaktadır. Deprem riski taşıyan bölgelerde, yapısal güçlendirmeler, eğitim programları ve acil durum müdahale planlarının güncellenmesi, can ve mal kaybını minimize etmek adına kritik adımlardır.

Malatya ve çevresindeki deprem riski, sadece yerel halk için değil, tüm Türkiye için önemli bir konudur. Baturhan Öğüt'ün analizleri, bu tür doğal afetlere karşı bilinçlenmemiz ve hazırlıklı olmamız gerektiğini bir kez daha hatırlatıyor. Gelecekteki olası depremlere karşı alınacak önlemler, hem bireysel hem de toplumsal düzeyde yaşam kalitemizi korumanın anahtarıdır.