Necip Fazıl Kısakürek'in ölüm yıldönümü
YAYINLAMA:
GÜNCELLEME:






çok da manidar bir ifadeyle kestirdi, onunla kesip attı. Sıra bize geldi biz de bir cümleyle üstad işi bize yıktı" dedi.

"Halbuki üstadı anlatanlar mütevazı olmadığını, tam aksine hep gururlu, kibirli olduğunu söylerler ama orada da tam aksine 4 A4 safyası okunmaya başlanınca 3. sayfada kestirdi,

Necip Fazıl'ı bir tek cümleyle bir tek sıfatla takdim etmenin aslında mümkün olmadığını ancak Kısakürek'in bir başka tevazu gösterdiğini anlatan Erdoğan,

"Necip Fazıl'ı bir tek cümleyle bir tek sıfatla takdim etmek asla mümkün değil"

Gerçekten tıklım tıklım oraları doldururcasına gecelerimizi yapardık ve geleceğe yönelik bütün heyecanımızı, aşkımızı oralarda tazelerdik."

Muhteşem bir geceydi, unutulmaz bir geceydi. O zaman gecelerimizin heyecanı, coşkusu çok çok farklıydı. Milli Türk Talebi Birliği'nin konferans salonu veyahut da şu anda Lütfi Kırdar diye bildiğimiz yer o zaman İstanbul'un tek kapalı spor salonuydu oralar bizim toplantı merkezlerimizdi,

Zaten daha fazla dinlemedi, ondan sonra 'beni bu genç takdim etsin' dedi. Şiirlere geldik, şiirlerde de Zindandan Mehmet'e Mektubu fakire emretti, onu da biz okuduk.

İki arkadaş seçildik ve diğer arkadaşım çok uzun bir methiye sunmuştu, 4 A4 sayfası, ben de kısa bir ifadeyle 'bizi 4 kıta, 7 iklim hakim kılan ruhun mimarı' diye Üstadı takdim etmiştim.

Sene 1975, Üstad'a Milli Türk Talebe Birliği bir jübile yapacak. İşte biz o zaman cılız, Mirza kadar olmasa bile, işte biraz daha ondan şöyle böyle boyu bosu yerinde bir genç. Takdimi yapacak, şiirlerinden şöyle bir demet sunacak gençler aranıyor.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Birlik Vakfı tarafından düzenlenen, "Büyük Doğu Düşüncesi ve Necip Fazıl Kısakürek'in Eserlerinde 'İdeal Türk Gençliğinin Nitelikleri" konulu makale yarışmasının ödül töreninde Üstad'la bir anısını anlatmıştı.

1943'te yayımladığı Büyük Doğu ise, 14 Haziran 1978 tarihine kadar haftalık, aylık ve günlük olarak aralıklarla çıktı. Kısakürek'in etkisi ise sadece edebiyatımızla sınırlı kalmadı. Bugün bile siyasetimize ve düşünce iklimimizde derin izleri bulunuyor.

Edebiyat dünyasına 17 yaşında girdi ve ilk şiirleri 1922'de Yeni Mecmu'da yayımlandı. Milli Mecmua ve Yeni Hayat dergilerinde çıkan şiirleriyle kendisinden söz ettirdi. 1934 yılında Abdülhakim Arvasi'yi tanıdıktan sonra fikir hayatında görülen büyük değişme, yazı ve şiirlerinede yansıdı.

Türkiye'ye döndüğü 1928 yılından sonra çeşitli işlerde çalıştı. İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi, Ankara Devlet Konservatuarı, Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi'nde hocalık yaptı(1939-43).

İlk ve orta öğrenimini Amerikan ve Fransız kolejleri ile Bahriye Mektebi'nde tamamladı. Lisedeki hocaları arasında Yahya Kemal de vardı. İstanbul edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü'nü bitirdikten sonra gönderildiği Fransa'da Sorbonne Üniversitesi Felsefe Bölümü'nde okudu.

Kahramanmaraşlı bir aileden gelen Necip Fazıl'ın çocukluğu, emekli mahkeme reisi büyük babasının İstanbul Çemberlitaş'taki konağında geçti.

79 yaşında vefat eden Üstad Necip Fazıl, Cumhuriyet dönemi Türk edebiyatının ve düşünce hayatının çok yönlü, çok özel, yaşamı ve eserleriyle derin izler bırakan simalardan biridir.

1905 yılında doğan Üstadstad Necip Fazıl Kısakürek, 25 Mayıs 1983'te hayata veda etmişti.

Bugün Türk edebiyatının Sultanü'ş Şuara (Şairler Sultanı) unvanlı şairi Necip Fazıl Kısakürek'in aramızdan ayrılışının 33. yıldönümü.