ZİHNİ ÇAKIR
O Komiser Yardımcılarının çığlığını siz duyun bari sayın Süleyman Soylu!
9 Mart 2016 günü Yeni Söz Gazetesi’nde kaleme aldığım bir yazıda, Emniyet Genel Müdürlüğü’nün komiser yardımcılığı sınavlarında, alt limitin biraz üzerinde puanlar alarak başarılı olan 358 kişinin tenzil-i rütbeye uğratılmasını ele almıştım. Hatta o dönem bu konuda iki ayrı yazı daha yazmış ve bu işlemin, FETÖ kontrolünde yapılan son 5 yıllık sınavlarda başarılı sayılan yaklaşık 4 bin FETÖ mensubu komiser yardımcısını örtme çabasının ürünü olduğuna dikkat çekmiştim.
Bu FETÖ operasyonuna da, konuyu “358 paralel komiserin rütbeleri söküldü” şeklinde manşetlerine çıkaran sözde mahalle medyasının teşne olduğunu yazmıştım.
Bir gazeteci sorumluluğu ve insani refleksle araştırıldığında, Emniyet Genel Müdürlüğü'nün düzenlediği komiser yardımcılığı sınavlarında son 5 yılda yaklaşık 4 bin kişinin başarılı sayıldığı ortaya çıkıyordu. Bu sınavların 2015 yılı hariç kahir ekseriyetinde, Fetullahçı Terör Örgütü mensuplarına soruların ve cevapların dağıtıldığı, bu vesileyle örgüt mensuplarının yüksek puanlar aldığı herkesçe biliniyordu.
Öyle ki; soruları Emniyet Genel Müdür Yardımcılarının da bulunduğu komisyonca hazırlanan sınavlarda yanlış çıkan soruların bile sınavları en yüksek puanlarla kazananlar tarafından doğru işaretlendiği anlaşılıyordu.
Yani FETÖ etkisiyle sınavı kazananları anlamak için sınav sonuç çizelgesini önünüze koyup incelediğinizde 3-5 sapma ile nokta atışı tespit yapmanınız önünde hiçbir engel yoktu.
Bu kadar basit bir işlem bile yapılmadığı için tartışmalar ayyuka çıkınca, 358 komiser yardımcısının rütbelerinin sökülmesine karar verildi. Yargıya itiraz edilse de, idari yargıdaki Fetullahçı yapılanma hakimiyetine güvenilmiş olacak ki; bu 358 kişinin rütbeleri söküldü. İade edildi, yeniden söküldü falan…
Mahalle medyasının manşetten verdiği destek ile Emniyet Genel Müdürlüğü yönetimi, 4 bine yakın Fetullahçı Komiser Yardımcısının rütbelerini teminat altına alan 358 Komiser Yardımcısının rütbelerinin sökülmesi işlemini, FETÖ ile mücadele kahramanlığı olarak sundu.
Oysa bu kişiler içerisinde birkaç istisna haricinde tek bir FETÖcü olmadığını o gün avazımız çıktığı kadar bağırdık.
Bu insanlar, gittikleri her yerde FETÖ mensubu, soru hırsızı gibi yaftalamalarla tecrit edilirken, o komiser yardımcıları ve ailelerinin yaşadıklarını hep gündemde tutmaya çalıştım.
Ne hikayeler vardı, ne acılar yaşandı o dönem...
Kiminin daha 10'lu yaşlardaki çocukları, okullarındaki akranlarınca “soru hırsızının çocuğu” olmakla suçlandı, kiminin çocukları da bu suçlamalar eşliğinde TEOG sınavlarından çıkmak zorunda kaldı.
Her fırsatta bu dramları da aktarmaya çabaladım. EGM yönetiminin bu çığlıkları duymasını zaten beklemiyordum; onlar ki kurgusu ABD’de yapılan, bu milletin iradesine kasteden 17/25 Aralık’ı bile seyirci koltuğunda izlemişlerdi.
Dönemin İçişleri Bakanı Efkan Ala’nın duyması ve el koyması tek umuttu, ancak ne yazık ki belki koltuğundan oluşunda da önemli bir etken olan FETÖ’cü bürokratlarının ördüğü duvarların arkasından bu çığlıkları duyması, bu hukuksuzlukları görmesi pek mümkün değildi, olmadı da.
O dönem yazdığım bir yazıyı “Ve ümit ediyorum, halihazırda Devlet Denetleme Kurulu tarafından tahkik edilen rütbe tenzili konusunda da bu insanların uğradığı ve hatta uğratıldığı mağduriyetleri bir an önce ortadan kaldırılır. Belki o zaman bu insanlara yaşatılan acının arkasında perdelenen binlerce FETÖCÜ komiser yardımcısı için gereken yapılır” temennisiyle tamamlamıştım.
Maalesef DDK’nın başına büyük umutlarla getirilen Yunus Arıncı da bu çığlığı bir türlü duymadı, görmedi...
Ve bugün; 15 Temmuz Kanlı Darbe girişimi sonrasında başlatılan soruşturmalar kapsamında haklılığımız bir kez daha ortaya çıktı. Bu insanların çığlıklarında ne kadar haklı oldukları bir kez daha ispatlandı. FETÖcü yaftası vurulan o 358 komiser yardımcısından, -bir örgüt yöntemi olarak- içlerine serpiştirilen 15-16 isim, örgüt mensubu oldukları gerekçesiyle gözaltına alındı, tutuklandı ya da meslekten atıldı. Diğer isimlerin FETÖ mağduriyeti bir kez daha tescillendi.
Elbette bütün bu süreçte hem de o insanların mağdriyetine katkıda bulunarak yer alan EGM yönetiminden bu mağdurlara dair adım atması yönünde bir beklentim yok. Ancak yeni İçişleri Bakanı sayın Süleyman Soylu’nun, bu çığlığa kulak vereceğini, bu insanlara yaşatılan zulme dur diyeceğini ümit ediyorum.
Evet sayın Soylu, sizin FETÖ ile mücadele kararlılığınızdaki samimiyetiniz ve örgüte karşı cesur ve onurlu duruşunuzdan şüphe duymayan biri olarak, bu örgütün mağdur ettiği emniyet mensuplarının mağduriyetini giderip FETÖ ile mücadele sistemine dahil etmenin de çok önemli bir mücadele hamlesi olacağını hatırlatmak istiyorum.
Umarım Efkan Ala’nın etrafında kalın duvarlar örerek, bilhassa mülki idare ve emniyette FETÖ’nün cirit atmasına sebep olan kripto bürokratların İçişlerindeki o duvarlarını tarumar eder de bu çığlığı duyarsınız.