Saadet nasıl kurtulur?
Saadet Partisi, bu günlerde hiç olmadığı kadar meşhur ve arananlardan.
Yıldızı durup durup parlıyor Saadet Partisi’nin. Çünkü Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi gelip çattığında herkes Saadet’i yanında görmek istiyor. Temel Karamollaoğlu da bunun farkında ve aranır, sorulur olmanın, el üstünde tutmanın haliyle hazzını yaşıyor.
ALTIN HİSSE
SP, Milli Görüş’ün lideri merhum Necmettin Erbakan’dan sonra bir türlü aradığı saadeti bulamadı. Asrı Saadet özlemi, vefa beklentisi ve her seçimde uğranan ağır yenilgi, zaman zaman moralleri bozsa da Necmettin Erbakan Hoca’nın rahle-i tedrisinden geçen Ak saçlılar grubunun durgun akışına uygun rota çiziyor Saadet Partisi. Ne Mustafa Kamalak’ın liderliği ne de BBP ile kurulan seçim ittifakı SP’yi bir türlü asrısaadet günlerine döndüremedi. Bu kez dümene Temel Karamollaoğlu geçti. Şansı vardı Temel Karamollaoğlu’nun 16 Nisan referandumu ile birlikte Türkiye Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine gidiyordu. Öyle ki, neredeyse bir oy sile altın değerindeydi. Hele yüzde 1’lik oy oranı tam da Altın Hisse!
HER KAPI AÇILIYOR
İşte bu Altın Hisse sahibi olduğu düşünülen SP’nin kapısını sık sık dünürler çalmaya başladı. Hele ki, erken seçim, ya da cumhurbaşkanlığı seçimleri ile ilgili fallar açıldıkça, SP’nin yüzüne renk, yüreğine coşku geldi. BP ile yollar ayrılsa da Temel Karamollaoğlu, için işler iyi gidiyordu. Bir Külliye’de Cumhurbaşkanı Recep tayyip Erdoğan tarafından ağırlanıyor, bir CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile el sıkışıyor, bir İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener ile yan yan fotoğraf veriyor Temel Karamollaoğlu. Anlayacağınız, kapısı da çalınıyor SP’nin kapıları da rahatlıkla çalıyor. SP’nin kapısına gelen eli boş gelmiyor, SP de çaldığı kapılara koltuk altı dolu gidiyor.
ÖZGÜL AĞIRLIK
SP dedik ya halinden memnun. Bu memnuniyet sadece aranmak, sorulmaktan kaynaklanmıyor. El üstünde tutulmasının asıl nedeni SP’nin özgür ağırlığı. Seçimlerde yüzde 1 ila 2.5 arasında oy alsa da AK Parti ile MHP arasında kurulan Milli İttifak’ta yerini alması dengeleri alt üst edecek cinsten bu özgül ağırlık. Öyle ki bugün Milli İttifak yüzde 51’i konuşurken, SP’nin de direksiyonu buraya kırması halinde yüzde 60-65’lerin telaffuz etmek, hatta merhum Necmettin Erbakan’ın nüktesiyle, “ Seçimi sandıktan değil, noterden almak” mümkün hale geliyor hesaplarda…
HERKESE BİR ADIM YAKIN, BİR ADIM UZAK
SP, tam da kız evi naz evi havasında. Hadi naz demeyelim ama, öz güveni yerine geldi Temel Karamollaoğlu ve SP’nin. “Bize tav olan çok” havası mütevazılığıyla perdeliyor Temel Karamollaoğlu. Sırf bu yüzden, herkese bir adım yakın ve bir adım uzak durmaya özen gösteriyor. İttifak Ak Parti’nin de CHP’nin de İyi Parti’nin de hatta ve hatta dışlanan, ötelenen HDP’nin de yeri var. Zaten Temel Karamollaoğlu da , belki de HDP ile de ittifak kurulabileceğini korkmadan, ürkmeden dillendirebilen tek isim. HDP’ye CHP yakıştırılsa da zor görünüyor bu birlik.
RP DÖNEMİNDE İTTİFAK KONUŞULDU
HDP tu kaka olsa da; dokunan eli yakma tehlikesi olsa da SP Lideri Karamollaoğlu ve Ak Saçlılar grubu hiç de öyle düşünmüyor. Geçmişlerinde aynı yapının partileri ile ittifak arayışları var. Durduk yere söylemiyor :emel Karamollaoğl bu sözleri:
"Kardeşliği hakiki manada Türkiye'de ihdas etmek durumundayız. Gererek, hakaret ederek ve aşağılayarak değil. Hep yağ gibi suyun üstünde kalmaya kalkacaksın, hiçbir hatanı görmeyeceksin. Onun için siyaset yapma anlayışımız bugünkü iktidardan farklı. İktidar fikirlerini net bir şekilde ortaya koyamadığı için kamplaştırarak, seçime gitmek istiyor. Bizim herkesi kucaklamamız isabetli bir tavır. Biz kararlıyız, herkese elimizi uzatacağız. Yeri geldiği zaman iktidar partisiyle de tokalaşacağız, yeri geldiği zaman CHP ile de tokalaşacağız bilmem Meral Hanım ile de tokalaşacağız, MHP'lilerle de yeri geldiğinde HDP'lilerle de tokalaşacağız."
İnce ince düşünülüp, üzerinde tartışılan bir fikri dillendiriyor Temel Karamollaoğlu. SP Başkanlık Divanı üyelerinin de kafa yordukları bir konu HDP ile ittifak. Bazı toplantılarda getirisi-götürüsü bile konuşuluyor SP’nin kapalı toplantılarında.
GÖZDE ABDULLAH GÜL
SP; gözdeyse gözdenin de gözdesi var. Siyaset bu. Milli Görüş hareketine ilk isyan eden ve Ak Parti’nin doğuşuna önderlik eden eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, SP’nin yeni gözdesi. AK Parti’ye uzak durdukça, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile polemiğe girdikçe Abdullah Gül değil ama SP bir adım daha yaklaşıyor kendisine. Temel Karamollaoğlu, haniyse “Kop da gel” diyecek Abdullah Gül’e…
Olası 2019 Cumhurbaşkanı seçimine Abdullah Gül ile gitmek tek arzusu Temel Karamollaoğlu’nun. Doğrudan olmasa da dolaylı yollardan nabzı tutuluyor Abdullah Gül’ün. El altından cesaretlendirici mesajlar da gidiyor haliyle. Sorun Gül cephesinde. Hep ketum, hep ikircikli, hep hesaplı. Renk koku vermiyor SP’ye. Ancak “çıkmadık candan umut kesilmiyor” Temel Karamollaoğlu, bir şekilde ikna olacağını düşünüyor Gül’ün. Ya da ikna edileceğini!
Eğer bu öngörü, istek gerçekleşirse, SP’nin Cumhurbaşkanı adayı tartışmasız Abdullah Gül.
KERHEN BABACAN
Yine merhum Necmettin Erbakan’a atıfta bulunalım, eski Başbakan merhum Bülent Ecevit, siyasi literatüre “Sayın” sözcüğünü yerleştirmişse, Erbakan Hoca’da ondan aşağı kalmadı, “kerhen” ifadesini de o yerleştirdi. 12 Eylül 1980’den önce AP-MSP ve MHP’nin kurdukları Milliyetçi Cephe hükümetin güven oylamasında söyledi ”kerhen destekliyoruz”, yani “istemeyerek, istemeye istemeye, gönülsüz olarak” sözünü Erbakan Hoca…
O gün bu gündür, gönülsüz, isteksiz girilen işlerde söylenir oldu bu deyim.
Ve dedik ya SP’nin gönlü Abdullah Gül’de…
Ama Abdullah Gül, hesap adamı, bir de “Armut piş ağzıma düş” felsefesinin sahibi. Böyle olunca da SP de seçenek aranıyor cumhurbaşkanı adaylığı için. Abdullah Gül olmazsa alternatifi de düşünülüyor. Yani “kerhen” de olsa Ak Parti Ankara Milletvekili Ali Babacan da cumhurbaşkanlığı adaylığı için fena durmuyor SP’lilerin kafasında…