Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın bugün yaptığı açıklamadan sonra FETÖ’nün ByLock tuzağı “resmen” çökerken, AVAZTÜRK, büyük tartışmalar ve TBMM’de şiddetli kavgalara sahne olan ve kamuoyunda “İç Güvenlik Paketi” diye bilinen, “Polis Vazife Ve Salahiyet Kanunu, Jandarma Teşkilatı Görev Ve Yetkileri Kanunu, Nüfus Hizmetleri Kanunu İle Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” çerçevesinde 2015 yılında PMYO’dan başarıyla mezun olmasına karşın, polislik hakları gasp edilen 1803 kişinin mağduriyetindeki FETÖ izine ulaştı.
“İç Güvenlik Paketi” olarak bilinen kanunun 23 Maddesiyle, 3201 Sayılı Emniyet Hizmetleri Kanunu’nun Ek 1’inci maddesine eklenen, “Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihte öğrenime devam edenler dâhil, bu Kanun ve 4652 sayılı Polis Yüksek Öğretim Kanunu gereğince, polis eğitim kuramlarında ya da Emniyet Genel Müdürlüğü adına diğer yükseköğretim kurumlarında öğrenim gören öğrencilerin, Emniyet Genel Müdürlüğü kadrolarına Polis Memuru ve Komiser Yardımcısı rütbelerine aday memur olarak atanmaları için öğrenim süresini başarıyla tamamlamaları ve eğitim sonunda Polis Akademisi Başkanlığınca yapılacak sınavda başarılı olmaları şarttır” fıkrasıyla öngörülen mülakat sonucu eğitimini tamamlayıp mesleği hak eden 1803 polisin ataması engellenmişti.
Yaklaşık 6500 kişinin mezuniyetine sayılı günler kala çıkarılan İç Güvenlik Paketi’ne “FETÖ ile ilişkili adayları eleme” kamuflajıyla bu fıkranın eklenmesi üzerine yapılan mülakatta 1803 polisin “mesleğe yetersiz görüldüğü” gerekçesiyle ataması yapılmamıştı.
O ÖNERGEYİ VEREN ÇANKIRI’DAKİ FETÖ ÇATI DAVASININ EN KRİTİK SANIĞI
İç Güvenlik Paketi’ne sonradan eklenen bir önerge ile ataması engellenip hakları “gasp edilen” 1803 polis, başvurdukları her makama durumlarını anlatıp, bir güvenlik soruşturmasıyla FETÖ ile uzaktan yakından ilişkisi olmayanların haklarının verilmesini talep ederken, önergeyi verenin kimliği şok etti. AVAZTÜRK’ün edindiği bilgilere göre; İç Güvenlik Paketi’ne önerge ile sonradan eklenen fıkranın “mucidi”, dönemin AK Parti Çankırı Milletvekili ve TBMM İçişleri Komisyonu Üyesi İdris Şahin’di. Şahin, 15 Temmuz sonrası FETÖ ile mücadele kapsamında başlatılan soruşturmalarla Çankırı’da gözaltına alınıp tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılan biri. Soruşturma kapsamında Çankırı Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan ve ilk defa sitemiz Genel Yayın Yönetmeni Zihni Çakır tarafından sosyal medyada yayınlanan iddianamede İdris Şahin'in, “örgüt içerisindeki hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte örgüte bilerek ve isteyerek yardım yapma” gibi iddialar yer alıyor.
İddianamede Şahin için; “… FETÖ/PYD terör örgütünün kontrolü ve denetimi altında bulunan kurum, şirket ve kuruluşları ile örgüt mensuplarıyla irtibat durumunun olağan sosyal ilişkiden öte suça yönelik amacı ve hedefi kapsayan ilişki olduğu…” şeklindeki tespitler de dikkat çekerken, Şahin'in Türk Ceza Kanunu 220/7 maddesi kapsamında cezalandırılmasının talep edildiği görülüyor.
Bilindiği gibi TCK 220/7 madde, “Örgütün hiyerarşik yapısında yer almayıp örgüte gönüllü olarak yardım eden kişinin ÖRGÜT ÜYESİ olarak yargılanmasını” öngörüyor.
1803 polisin haklarının gasp edilmesine sebep olan önergenin sahibi İdris Şahin’in, Çankırı Ağır Ceza’da görülen ve 29 Aralık 2017 günü üçüncüsü görülecek olan FETÖ Çatı Davası’nın da en kritik sanıklarından biri olarak hakim karşısına çıkacağı biliniyor.
MAĞDURLARIN HERKESİN KULAK TIKADIĞI HAKLI ÇIĞLIĞI
Öte yandan halen Çankırı’da süren FETÖ Çatı Davası’nın en kritik sanıklarından birinin son dakika önergesi olarak İç Güvenlik Paketine eklenen fıkra ile hayalleri ve meslekleri “gasp edilen” 1803 kişiden AVAZTÜRK’e ulaşanlar, “Biz okula girerken YGS puanı, PMYO mülakatı, PMYO yazılı sınavı, intibak eğitimi ve 2 yılda okulda gördüğümüz yazılı ve uygulamalı sınavlar sonucunda, sene sonunda her okulda başarı sıralamasına girdik. Bazı okullarda derece yapan arkadaşlar (okul 1.’leri, ilk 10’a giren devrelerimiz) 2 dakika süren sene sonu mülakatında elenmiş, okulu zorla bitiren okul sonuncuları başarılı bunup mesleğe atanmışlar. Soruyoruz; 2 yılda yapılan onca sınav uygulama mı sağlıklıdır yoksa 2 dakika süren saçma sapan sorular sorulan sözlü mülakat mı? Eğer ki bizi FETÖ mensubu ithamıylaeledilerse,
Şu anda 1803 kişiden özel güvenlik görevlisi, subay, astsubay, uzman çavuş veya devlet kademesinde herhangi bir memur birçok devremiz var, bunla güvenlik soruşturması yapılıp ta mesleğe atandılar.
Bizim elendiğimiz dönem FETÖ’nun EGM içinde cirit attığı bir dönem, böyle bir ortamda FETÖ mensuplarının göreve başlamama gibi bir ihtimali var mıdır?
MÜLAKAT KOMİSYONUNDAKİLER BİLE FETÖCÜ ÇIKMIŞ
Elendiğimiz dönemde 7000 istihbarat elemanın 6500’ünün FETÖ’cü olduğunu dönemin İçişleri bakanı Efkan Ala söyledi, kaldı ki; bizi eleyen kurul üyeleri, okuldaki rütbelilerin büyük bir çoğunluğu Bylok’çu çıktı, ihraç edildi, hapse atıldı. Biz sadece tekrardan güvenilir kurum ve kişilerce araştırılıp temiz olanlarımızın mesleğe atanmasını istiyoruz” dediler.
AVAZTÜRK Özel