Türkiye'de emekliler arasındaki maaş farklılıkları 2023'te daha da belirginleşiyor. Yılbaşı itibarıyla, 2.5 milyon memur emeklisine yaklaşık yüzde 49-50 civarında bir zam yapılırken, 13.3 milyon işçi, esnaf ve çiftçi emeklisine yalnızca yüzde 37-38 civarında bir artış öngörülüyor. Bu durum, emekliler arasında ciddi bir maaş dengesizliği yaratıyor ve toplumsal açıdan önemli sorunlara yol açıyor.
Ekonomik Eşitsizliğin Artan Boyutları
Bu maaş farklılığının somut sonuçları, emeklilerin yaşam standartlarına doğrudan etki ediyor. Örneğin, bugün aylık 10 bin lira alan bir memur emeklisinin geliri, yılbaşı itibarıyla 14 bin 900 liraya yükselecek. Buna karşılık, aynı miktarda aylık alan bir işçi emeklisinin zamlı aylığı ise 13 bin 700 lira seviyesinde kalacak.
Bu durum, memur emeklileri ile işçi emeklileri arasında aylık bazda 1.200 lira gibi önemli bir gelir farkına yol açıyor. Temmuz ayında her iki emekli grubuna yapılabilecek eşit oranlı bir zam bile bu farkı tamamen kapatamayacak ve aylık fark bin 440 liraya çıkacak.
Maaş Farklılıklarının Nedenleri ve Toplumsal Etkileri
Bu maaş farklılıklarının temelinde, memur emeklilerine, sendikalı memurlara verilen ‘toplu sözleşme zammı’ kadar artış yapılması yatıyor. İşçi, esnaf ve çiftçi emeklileri ise bu tür bir zamdan mahrum bırakılarak sadece geçmiş enflasyon oranında zam alabiliyorlar. Bu durum, toplum içinde ‘Harranlı emekli-sendikalı emekli’ gibi bir ayrımın yaşanmasına ve emekliler arasında zam farkının giderek artmasına neden oluyor.
Bu artan gelir uçurumu, Türkiye'deki emeklilerin yaşam koşulları üzerinde büyük bir etkiye sahip. Emeklilerin ekonomik durumlarının iyileştirilmesi ve maaş farklılıklarının azaltılması için yapısal reformların ve adil bir gelir dağılım politikasının hayati önemi bulunuyor.