2024 yılında Türkiye, ekonomik bir dönüm noktasıyla karşı karşıya. Ülkede yaşanan ekonomik dalgalanmaların etkisiyle asgari ücret ve açlık sınırı arasındaki ilişki gündemin odağına oturdu. Türk-İş'in Kasım 2023 verilerine göre, Ankara'da yaşayan dört kişilik bir ailenin gıda için yapması gereken asgari harcama, bir önceki aya göre %2,49 artarak 14.025 TL'ye ulaştı. Bu durum, asgari ücretle geçinmeye çalışan milyonlarca vatandaş için ciddi bir endişe kaynağı haline geldi.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) sinyalleri, para politikasındaki sıkılığın devam edeceğini gösteriyor. Bloomberg HT'nin analizine göre, 2024 için uygulanacak asgari ücrete gelen yüzde 49'luk zam, enflasyon beklentilerini yeniden yukarı çevirdi. Bu zam ile birlikte, asgari ücret 11.402 TL'ye yükselse de, açlık sınırının altında kalmaya devam ediyor.
Açlık sınırı, bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken aylık gıda harcamasını ifade eder. Ancak bu rakam, konut, giyim, faturalar, eğitim, sağlık ve ulaşım gibi diğer temel ihtiyaçları kapsamıyor. Son iki senede yüzde 303 artan asgari ücret, vatandaşların bu temel ihtiyaçlarını karşılamada yetersiz kalıyor.
Ekonomideki bu dalgalanmaların arka planında, dünya genelindeki enflasyon endişeleri yatıyor. OECD raporuna göre, Euro Bölgesi'nde enflasyon bu yıl %5,5'ten sonra gelecek yıl %2,9'a gerileyecek ve 2025'te %2,3'te sabitlenecek. Bu durum, Türkiye'nin ekonomik politikalarını ve bütçe dengelerini etkileyerek, asgari ücret ve açlık sınırı arasındaki farkın daha da büyümesine sebep olabilir.
Türkiye'nin 2024 ekonomik görünümü, sadece yerel dinamiklerle sınırlı kalmayıp, küresel ekonomik değişiklikler ve jeopolitik gerilimlerden de etkileniyor. Tüm bu faktörler, hükümetin ekonomi politikalarını ve vatandaşların yaşam standartlarını derinden etkiliyor.
Sonuç olarak, 2024 yılında Türkiye'deki asgari ücretli çalışanlar için yaşam mücadelesi, ekonomik istikrarsızlık ve yükselen enflasyon oranları ile daha da zorlaşıyor. Asgari ücretin açlık sınırını geçip geçemediği konusu, hem hükümet politikaları hem de vatandaşların günlük hayatları açısından kritik bir öneme sahip.