Pandemi süreci ile birlikte gerilemeye başlayan ülke ekonomileri, şu anda da Rusya- Ukrayna savaşı ile birlikte gelen ekonomik gerginlik ile mücadele etmeye çalışıyor. Ülkemizde de gözlenen yüksek enflasyon problemi tüm dünya ülkelerinde ciddi bir problem haline dönüşürken özellikle küresel piyasalara yön verici pozisyonda olan Amerika Birleşik Devletleri, borçlar ile mücadele etmenin yollarını aramaya başladı.
Amerika Merkez Bankası’ndan gelen faiz artırımı kararları ve şahin tonlu açıklamalar sebebi ile küresel piyasalar günden güne sıkıntıya düşerken 31,4 trilyon dolarlık borç sınırına ulaşmış olan ülkede yeni yöntemler üzerine tartışılmaya başlandı. Milyonlarca kişinin işten çıkarılmasına sebep olabilecek olan temerrütten kaçınmak için yeni yollar arayan ABD yönetimi, daha önce hiç denenmemiş olan bir yöntem için kolları sıvadı.
O YÖNTEMİ KONUŞMAYA BAŞLADILAR!
31,4 trilyon dolarlık borç sınırına ulaşan ABD için çanlar çalmaya başladı. Borç temerrüdünden kaçınmak için yeni yöntemler üzerinde tartışmaya başlayan yetkililerin, 1 trilyon dolarlık madeni para basmak istediği ortaya çıktı. Moody’s Analytics Baş Ekonomisti Mark Zandi ise bu yöntemin uygulanamaz bir seçenek olduğuna işaret etti.
Borç temerrüdünden kaçınmak için 1 trilyon dolarlık madeni para basma fikri üzerinde yoğunlaştığı söylenen ABD yönetiminin bu çözüm seçeneği, Insider’dan Filip de Mott’un haberine göre reddedildi.
BOŞLUKTAN FAYDALANACAKLAR!
Temerrütten kaçınmak için madeni para basma fikri üzerinde yoğunlaşan ABD’nin bu fikri hayata geçirmek için para yasasındaki boşluktan yararlanacağı ileri sürüldü. Buna göre ABD’nin herhangi bir nominal değerde platin madeni para basmasına izin verilecek ve bu şekilde de yasadaki boşluktan yararlanılacak. Düzenlendiği söylenen plana göre Hazine sonrasında bu parayı FED’e yatıracak ve ABD hükümeti de parayı borç yükümlülüklerini ödemek ve temerrüdü önlemek için kullanacak.
Zandi’ye göre böyle bir yöntemin hayata geçirilmesi, FED’e pahalıya patlayacak. Zandi, bu yöntemin ekonomi adına kritik olarak değerlendirilen bağımsızlığı ciddi derecede tehlikeye sokacağını savundu.