ABD, terörizmin finansmanında kilit bir rol oynayan İran enerji ağını hedef alarak yaptırım politikasını genişletiyor. Geçtiğimiz hafta, ABD Hazine Bakanlığı Yabancı Varlıklar Kontrol Ofisi (OFAC) tarafından açıklanan yeni yaptırımlar, özellikle İran Devrim Muhafızları ve bağlantılı kuruluşlara yönelikti. Bu adımlar, İran'ın uluslararası yaptırımlardan kaçınma stratejilerini ve bölgedeki etkisini büyük ölçüde sınırlamayı hedefliyor.
1979 İslam Devrimi sonrası, İran geniş bir petrol ve gaz satış ağı geliştirerek yaptırımlardan etkilenmemeyi başardı. Dışişleri Bakanı Muhammed Zarif'in de belirttiği gibi, bu, İran'ın "yaptırımlardan kaçma sanatını" mükemmelleştirdiğinin bir göstergesi. Fakat OFAC'ın yeni yaptırımları, İslam Cumhuriyeti'nin Hamas ve Hizbullah gibi vekil terör örgütlerine finansman sağlayan unsurları hedef alıyor. Bu hamle, İran'ın bölgesel etkisine ve finansal manevra alanına önemli bir darbe vurabilir.
Yeni yaptırımlar, İran Savunma ve Silahlı Kuvvetler Lojistik Bakanlığı (MODAFL), İran Silahlı Kuvvetleri Genelkurmay Başkanlığı (AFGS) ve İslam Devrim Muhafızları-Kudüs Kuvveti (IRGC-QF) ile ilişkili 20 kişi ve kuruluşu kapsıyor. ABD Hazine Müsteşarı Brian E. Nelson, bu adımların bölgede terörizmi destekleyen unsurlara yönelik olduğunu vurguladı. Ayrıca, Hong Kong ve Birleşik Arap Emirlikleri'nde faaliyet gösteren bazı şirketler de yaptırımlara dahil edildi, bu durum uluslararası petrol ticaretinde önemli bir etki yaratabilir.
ABD'nin bu stratejisi, özellikle Irak'ta etkili olan İran yanlısı unsurları da hedef alıyor. İran, Irak'ta siyasi, ekonomik ve askeri etki yoluyla geniş bir nüfuza sahip. Bu durum, İran'ın petrol ve gazını başka ülkeler üzerinden pazarlamasına olanak tanıyor. Özellikle paylaşılan petrol rezervuarları ve sahalar, İran'ın petrolünü yeniden markalaştırarak uluslararası pazarlara sunmasını kolaylaştırıyor. Bu karmaşık durum, yaptırımların etkinliğini sorgulatan bir başka boyut oluşturuyor.
Yaptırımların etkinliği, İran petrolünün uluslararası sulara nasıl ulaştırıldığına bağlı. İran, gemilerin otomatik tanımlama sistemlerini devre dışı bırakarak veya yüklerin menşeini değiştirerek yaptırımları aşmada uzmanlaşmış durumda. Bu yöntemler, İran'ın petrol ihracatını gizlemesine ve uluslararası pazarlara ulaştırmasına olanak tanıyor.
Sonuç olarak, ABD'nin yeni yaptırımlarının etkinliği, İran'ın bu karmaşık ağını ne kadar bozabileceği ve bölgesel etkisini ne ölçüde sınırlayabileceği üzerine kurulu. İran'ın yaptırımlardan kaçınma yetenekleri ve bölgesel etkisi, bu yeni yaptırım dalgasının sonuçlarını belirleyecek ana faktörler olarak öne çıkıyor. Bu, hem bölgesel hem de uluslararası politikada önemli sonuçlar doğurabilir ve petrol piyasalarında yeni dinamiklere yol açabilir.