1995-2002, hatırlıyorum diyebildiğim yıllar, her yer gri…
Domuz bağıyla Hizbullahçılar tarafından öldürülen iş adamları vardı, infaz edilen öğretmenler, Doğu’da PKK cirit atıyor, her gün televizyon ve gazetelerde şehit haberleri…
Faili meçhuller gayet normaldi, Beyaz Toroslar, kontrgerilla en popüler örgütlerdi.
Rüşvet o kadar normal bir durumdu ki! Filmlerde, reklamlarda, programlarda hatta siyasilerin günlük dillerinde…
Benim memurum işini bilir…
Yolda çukura takılır düşerdin, “Al işte burası Türkiye.” derdin.
Demirel’in insanlara iki anahtar vaat edip (1 ev+1 araba anahtarı) babayı vermesi,
Çiller dönemi ve devalüasyon,
Merve Kavakçı’nın başörtüsü nedeni ile milletin meclisinden kovulması,
28 Şubat 1997’deki post modern darbesi,
Ve ekonomik krizler...
Ve yüzlerce yazı yazsam sığdıramayacağım daha neler neler…
Bugün bazı ergen irilerinin “Suyu dereden mi içiyorduk?” diye aklınca dalga geçtiği bir Türkiye’dir eski olan.
E yavrucuğum, sizin belediyeniz 2020 yılında suyu dereden içiyor İzmir’de. Onu da bulabilirlerse.
Doksanlı yılların laik hükümetlerinin dere suyu içirdiğine mi inanmıyorsun otuz yıl önce.
Sağlık, sosyal sigorta, milli savunma, iç ve dış hizmetlere hiç girmiyorum
Ve daha yazmadığım, yazmaya değer bulmadığım yüzlerce şey…
Zihnimde doksanlı yıllara ait maalesef hiç iyi bir şey yok, ülkem lağım çukuru içinde debelenip duruyor işte.
Şimdi filmi bugüne saralım:
Hayatlarını bir davaya adayanların hareket noktaları idealleridir. Dava ruhuna sahip olanlar, hayatlarını ideallerine göre program altına alır, his ve düşüncelerini ideallerinin istikametinde disipline eder, arzu ve isteklerine yine bu çerçeve içinde gem vururlar.
Onların yaşadıkları hayat kendi hayatları değil, ideallerinin gerektirdiği hayattır. Onların ruh, kalp ve kafaları bu hayat tarzına göre şekillenir.
Dava adamı daha samimi söyleyişle dertlenir, dertlidir.
İşte Ak Parti böyle bir adamın, Başkan Erdoğan’ın liderliğinde 2023 seçimlerine hazırlanırken, neredeyse tüm il ve içe kongrelerini tamamladı.
Yeni kadro ve teşkilatlarla 2023 hedefine adım adım yürüyor.
Karşısında kaça bölündüğü belli olmayan bir ana muhalefet ve küçük ortakları varken,
Karşısında bu ülkenin değerlerine, kimliğine, kültürüne köküne yabancı otlar varken,
Karşısında bu kadar karmaşık, aciz, partisinden, vekilinden, başkanından bi haber CHP varken,
Karşısında PKK’nın siyasi uzantısı HDP ile ittifak yapmış bir ana muhalefet ve yan sanayileri dururken,
Türk Milleti ile beraber değilken, milli meselelere karşıyken,
Tacizler, tecavüzler tavan yapmışken,
Karşısında Türk Milletinin seçtiği bir Cumhurbaşkanına sözde diyen bir genel başkan varken,
Gözlemlediğim kadarıyla CHP’liler bile bu ülkeyi CHP’nin yönetmesini istemiyor. Arada kalmış, kararsız bir seçmen kitlesi de azımsanmayacak kadar çok, bir tarafta ne yapacağım diye bekliyorken,
Ak Parti bu fırsatı iyi değerlendirmeli, gecesini gündüzüne katarak halka inmeli, halkla bütünleşmeli, dernekte oturan Ahmet amcadan, temizlik personeli olarak çalışan Ayşe teyzenin ayağına gitmeli.
Küskünleri gönül birlikteliğine davet etmeli, inandığı yolda gerçekten yürümeli.
Ak Parti inandığı yola baş koymuşların, Ak Parti’nin samimi neferlerinin omzunda yükselmiş bu günlere kadar gelmiştir.
CHP heykel yapıp gölgesinde yatarken, bunu tüm Türkiye’ye bir icraat gibi algı yapıp anlatırken, Ak Parti şu ülkeye yapılan icraatları çatır çatır anlatmalı, sosyal medya yıkılmalı.
Ak Parti mahalle teşkilatlarından, ilçe, il teşkilatlarına kadar durmadan çalışmalı.
Sosyal medyada fırtınalar kopartmalı.
Dinlenmemeli, durmamalı, susmamalı.
Her gün muhalefetin öne sürdüğü yalanın doğruluğunu seçmene göstermeli, anlatmalı.
Ak Parti’nin hataları yok mu?
Var.
*
Erdoğan’ın yanlışları yok mu?
Var.
*
Eksikleri yok mu?
Var.
*
Özeleştiri yapıyor mu?
Evet.
*
Herkesten az uyuyup herkesten çok çalışıyor mu?
Evet.
*
Hangi projesi yararsız?
Hiçbiri.
*
Yaptıklarından kim faydalanıyor?
Herkes.
*
Yaptıkları yapmadıklarından çok daha fazla mı?
Şüphesiz.
*
Artık yeter, kenara çekileyim dediğini duydunuz mu?
Asla.
*
Tarihin en fazla etrafı hainle çevrelenmiş siyasetçisi mi?
Şüphe dahi etmeyin!
Sağcının da, solcunun da, sanatçının da, siyasetçinin de, askerin de, eğitimcinin de, soytarının da, muhalefetin de ne olduğunu ortaya çıkardı mı?
Çıkardı.
*
PKK’ya etek giydirdi mi?
Giydirdi.
*
IMF’yi kovdu mu?
Kovdu.
*
Ayasofya’da Kuran okuttu mu?
Amenna.
Üniversitelerin, hastanelerin, yolların, ülkemin, devletin kalitesi arttı mı? Arttı.
Hala ne diyor? “Daha yapacak çok işimiz var.” diyor.
Bunları her yerde anlat Ak Parti!
Türkiye’de tek muhalefet Fetö ve perde arkasında desteklediği taşeronları kaldı. 2023 seçimleri yarım kalan 15 Temmuz’un Tamam / Devam”ı olacaktır.
Makamlar vefanın ödeneceği yerler değildir.
Eğer makamlar vefanın ödeneceği yerler olsaydı reis işi ehline verin demezdi.
Ey teşkilat!
Ak Parti teşkilatları bir an önce uyan ayağa kalk!