Koray Aydın, bir ara görünmez olmayı denedi. Çünkü görünür olmanın en kolay yolu buydu. MHP’de ha bire şekil değiştirmeyi tercih etti. Şekil değiştirdikçe de görünür olduğunu zannetti. Ancak MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de bin başlı canavarla mücadele ederken, hangi başı kestiyse, yerine iki baş daha fazla çıktı.
Ve geldik bu güne…
Koray Aydın, sonunda yolunu seçti. Sağlıklı, güçlü ve eli ayağı tutarken, Meral Akşener’in yanına geçti. Üstelik Meral Hanımdan da haklı olarak ağırlığınca iltifat aldı. Meral Hanım ve Koray Aydın yan yana geldi gelmesine de karede bir isim eksik kaldı. O isim de Ümit Özdağ idi. Ümit Özdağ’ın yurt dışında olması eksikliğin nedeni sayıldı.
Peki, yerinde makul ve geçerli bir mazeret bu…
Koray Bey’in ya da Meral Hanımın acelesi neydi ki; Ümit Hoca’nın dönmesi beklenmedi…
Oysa ki, eksik arkasında derin boşluk bıraktı…
Kimine göre yeni oluşum ya da yeni parti büyük umut!
Kimine göre olmazı olur yapacak güç…
Kimilerine göre de zaten zoraki nikâh!
Nasılsa okumuş da cahil de, kadın da erkek de, çocuk da kız da her şeyi biliyor…
Herkesin kafası siyasete fena basıyor…
Hele bir iktidar ele geçirilsin, her şey güllük gülistanlık olacak! Sınıfsız imtiyazsız bir topluluk yaratmak bile iktidarı ele geçirdikten sonra mümkün!
Zaten ortada sınıf çelişkisi falan kalmadı. Dünün komünistleri çoktan saf değiştirdi. Dünün sağcıları da ırksızlaştı. Sağcının da solcunun da hiçbir ideali kalmadı. Her iki cephe de sonradan gördü. Her iki cephenin de vatandan, milletten alacakları vardı, çokça da aldılar..
Banka hesapları kabardı, yurt dışındaki banka hesapları şiştikçe şişti.
Anlayacağınız, tek idealine ulaştı vatanseverler!
Meral Hanım da bunun farkında. Merkez sağ diye yola çıktı, Milli Merkez de karar kıldı. Çünkü ortada ne sağ kalmıştı ne de sol. Teorik olanın pratikte karşılığı yok.
Yakında hep birlikte göreceğiz, olacakları. Ama ortada tam bir muamma var. Ne yapılıyorsa memleketin iyiliği için yapılıyor ama çabucak hayal kırıklığına uğrayacakların sayılarının da bir hayli fazla olduğu görülüyor şimdiden…
Bir de Türkiye’nin muhafazakâr bir ülke olduğu unutulmamalı. Üstelik şiddetli bir dindarlığın varlığı da…
Ha bir de erkek egemen bir ülke Türkiye…