Alman bakan pişman: Zorunlu askerliği kaldırmamalıydık - Rusya ile Ukrayna Savaşı Avrupa'da başta Almanya olmak üzere bölge ülkelerine ders oldu. Askeri önlemlerin artırılması tehdit anında teknoloji ve ekonomik gücün bir anlam ifade etmediği, askeri gücün olmadığı ortamda çaresiz ana tanık olan ABD güdümünde hareket etmenin önemini bir zamanlar dünyaya benimsetmeye çalışan Almanya'da işler tersine döndü.
Avrupa'da artan askeri önlemlerde İskandinav ülkeleri yeniliğe gitti. kadınları zorunlu askerlik sistemine dahil ederek, açığın kapatılması savaş anında kapasitenin verimliliği merkeze alındı. Almanya'da zorunlu askerlik yeniden gündeme geldi.
Almanya'da yeni göreve atanan Savunma Bakanı Boris Pistorius zorunlu askerliğin kaldırılmasını hata olarak tanımladı. Ülke gündemine gelen açıklama, dünya basınında geniş yankı uyandırdı.
SAVAŞIN YIKIMI
İkinci Dünya Savaşı ardından galip devletler Almanya ve Japonya'da üstünlük kurdu. Kurdukları düzene karşı gelmemeleri adına askeri anlamda gücü kendi ekseninde şekillendirmeye başladı. Tarih boyunca savaşçı kimliğiyle tanımlanan Alman ve Japon milletinin en büyük gücü elinden alınması son yıllarda yaşanan gelişmeler üzerine yeniden askeri gücün önemi gündeme geldi.
Japonya'nın askeri bağımsızlığını savunan bu yüzden de görevden alınan Shinzo Abe, fiili görevini devretmesine rağmen öneme vurgu yapması hayatını kaybetmesine neden oldu. Almanya'da yankı uyandıran ses, kıta ötesinde yeni önlemlerin yolunu açtı.
ALMANYA'DA ZORUNLU ASKERLİK TARTIŞMASI
Ülke basınına konuşan Pistorius, 'Bana bir sivil, bir vatandaş, bir politikacı olarak sorarsanız, zorunlu askerliği askıya almak bir hataydı.' diyerek geçmiş dönem uygulamalarını eleştirdi.
Almanya'da iktidarın ortağı FDP ise zorunlu askerliğe karşı çıkıyor. Federal Maliye Bakanı ve FDP Genel Başkanı Christian Lindner, 'FDP için zorunlu askerlik hizmeti tartışmaya açık bir konu değildir. Bu hayali bir tartışma.' sözleriyle tepki gösterdi.
Profesyonel ordu çabası Almanya'nın 1991'den beri hayali hayaline geldi. Ancak atılan adımlar ABD ve güdümünde ilerleyen ülkelerin çıkarına ters düşmesi nedeniyle ülke sadece ekonomi çevresinde sektörel bazlı liderlik serüvenine sürüklenmekten başka çare bırakılamaması ikinci Japonya vakası olarak görülüyor.