Almanya, Avrupa’nın en büyük ekonomisi olmasına rağmen, son yıllarda ciddi ekonomik sorunlarla karşı karşıya kaldı. Koronavirüs salgını, iklim değişikliği, göçmen krizi, siyasi belirsizlik ve ticaret savaşları gibi küresel faktörlerin yanı sıra, iç dinamikler de Almanya’nın ekonomik performansını olumsuz etkiledi.
Ağustos Ayında İşsizlik Arttı
Almanya’da işsizlik sorunu, yaz aylarında da devam etti. Federal İstihdam Ajansı’nın verilerine göre, Ağustos ayında işsizlik sayısı 2 milyon 696 bine yükseldi. Bu rakam, Temmuz ayına göre 79 bin, geçen yılın aynı dönemine göre ise 148 bin kişi artış anlamına geliyor. Ağustos ayında işsizlik oranı ise yüzde 0.1 puan artarak yüzde 5.8’e çıktı. Bu oran, geçen yılın Ağustos ayına göre 0.2 puan daha yüksek seviyede.
İşsizlik artışının nedenleri arasında, salgın nedeniyle kapanan veya iflas eden işletmeler, üretimdeki daralma, ihracat pazarlarının daralması ve istihdam talebinin azalması sayılabilir. Ayrıca yaz aylarında okulların tatil olması ve mezun olan gençlerin iş aramaya başlaması da işsizlik sayısını artırıcı bir etken olarak görülüyor.
Faiz Artırımı ve Enflasyon Baskısı
Almanya’nın ekonomik krizi aşmasını zorlaştıran bir diğer faktör de, Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) faiz politikası oldu. ECB, enflasyonu kontrol altına almak için faizleri artırma kararı aldı. Bu karar, borçlanma maliyetlerini yükselterek, şirketlerin yatırım yapmasını ve büyümesini engelledi. Faiz artışının aynı zamanda tüketici harcamalarını da azalttığı ve dolayısıyla ekonomik aktiviteyi düşürdüğü belirtiliyor.
Faiz artışına rağmen, Almanya’da enflasyon baskısı devam ediyor. Özellikle gıda fiyatlarındaki yükseliş, Alman halkının hayat pahalılığı sorununu artırıyor. Ağustos ayında gıda fiyatları yüzde 4.6 oranında arttı. Bu oran, enflasyonun genel seviyesinin üzerinde oldu. Gıda fiyatlarındaki artışın nedenleri arasında, iklim değişikliğine bağlı olarak tarımsal üretimde yaşanan sorunlar, küresel gıda talebinin artması ve lojistik maliyetlerinin yükselmesi sayılabilir.
Hükümetin Rolü
Almanya’da ekonomik krizin derinleşmesi, hükümetin aldığı önlemleri ve politikaları da tartışmaya açtı. Hükümet, salgın döneminde işletmelere ve çalışanlara destek olmak için geniş kapsamlı bir mali paket açıkladı. Bu paket, kısa çalışma ödeneği, vergi indirimi, kredi kolaylığı, yatırım teşviki gibi unsurları içeriyordu. Ancak bu önlemlerin yeterli olmadığı ve ekonomiyi canlandırmak için daha fazla harcama yapılması gerektiği eleştirileri de dile getirildi.
Öte yandan, hükümetin çevre politikaları da ekonomik krizi etkileyen bir başka faktör oldu. Hükümet, iklim değişikliğiyle mücadele etmek için karbon emisyonlarını azaltmayı hedefleyen bir iklim yasası çıkardı. Bu yasa, fosil yakıtlara dayalı enerji üretimini ve tüketimini kısıtlayan ve yenilenebilir enerji kaynaklarını teşvik eden düzenlemeler içeriyordu. Ancak bu düzenlemelerin enerji fiyatlarını artıracağı ve sanayi sektörünün rekabet gücünü azaltacağı endişeleri de vardı.
Sonuç
Almanya’da ekonomik kriz, hem küresel hem de yerel faktörlerin etkisiyle derinleşiyor. İşsizlik ve hayat pahalılığı sorunları, Alman halkının yaşam kalitesini düşürüyor. Faiz artışı ve enflasyon baskısı, ekonomik büyümeyi engelliyor. Hükümetin aldığı önlemler ve politikalar ise yeterli ve etkili olmaktan uzak görünüyor. Almanya’nın ekonomik krizden çıkabilmesi için, hem Avrupa Birliği ile hem de diğer küresel aktörlerle işbirliği yapması ve iç dinamiklerini güçlendirmesi gerekiyor.