Türkiye ekonomisinde yıllardır var olan bir geleneğin, son dönemde yaşanan ekonomik dalgalanmalar ve politikaların etkisiyle yön değiştirdiğine şahit oluyoruz. Yastık altı olarak tabir edilen, evlerde saklanan altın stoklarının uzun bir süre sonra ilk defa düşüşe geçmesi, ekonomi çevrelerinde geniş yankı buldu. QNB Finansbank Hazine Bölümü ekonomistlerinin dikkat çeken analizleri, bu eğilimin altını çiziyor.
Türkiye'de "güvenli liman" olarak görülen altın yatırımları, Mayıs 2022'den Eylül 2023'e kadar sürekli bir artış sergileyerek 45 milyar dolarlık muazzam bir büyüme kaydetti. Ancak, geçen yılın son çeyreğinde belirgin bir yavaşlama yaşandı ve Ocak 2024 itibarıyla, ilk kez 1.1 milyar dolarlık bir düşüşle karşılaşıldı. Bu durum, yastık altına yönelen altın yatırımlarının, istikrar odaklı politikalar sayesinde finansal sisteme geri dönmeye başladığının bir işareti olarak değerlendiriliyor.
Ekonomistler Erkin Işık, Deniz Çiçek ve Kaan Özçelikkale'nin imzasını taşıyan rapor, Türkiye'nin altın stoklarının büyüklüğüne dair çarpıcı bilgiler sunuyor. Resmi bir verinin olmamasına rağmen, dış ticaret ve yurt içi üretim verileri üzerinden yapılan hesaplamalarla, Türkiye'nin toplam altın stokunun 333 milyar dolar değerinde olduğu ortaya konuluyor. Bu, ekonominin ne denli büyük bir altın rezervine sahip olduğunu gözler önüne seriyor.
Yıllar içinde altın yatırımlarının seyri, Türkiye ekonomisinin dönem dönem yaşadığı finansal dalgalanmalarla paralellik gösteriyor. 2007 yılına kadar sürekli bir artış trendi izleyen altın yatırımları, sonrasında döviz kurlarındaki dalgalanmalar ve ekonomik istikrarsızlıklar nedeniyle durağan bir seyir izlemeye başladı. Ancak, son 10 yılda yapılan düzenlemeler ve teşvikler sayesinde, bu yatırımların bir kısmı finans sistemi içerisine çekilebildi.
2023 yılında, altın stoklarında 451 tonluk bir artış yaşanmasına rağmen, Ekim ayından itibaren aylık artış hızı dikkate değer ölçüde düşüş gösterdi. Bu, altın yatırımlarının yönünü finansal sisteme çevirmeye başladığının bir göstergesi olarak kabul ediliyor. TCMB ve Hazine'nin altın rezervlerindeki artış, bu yöndeki çabaların bir sonucu olarak değerlendirilebilir.
Son dönemde, Türkiye'nin altın ithalatında da önemli bir düşüş yaşandı. Aralık ayında, bir önceki aya göre azalan altın ithalatı, yastık altı yatırımların azalması ve finansal sisteme yönelik altın akışının artmasıyla ilişkilendiriliyor. Bu durum, yatırımcıların altın yerine diğer finansal araçlara yönelmeye başladığının bir işareti olabilir.
Türkiye ekonomisinin önemli bir dönemeçten geçtiği bu dönemde, altın stoklarının seyri, ekonomik politikaların ve piyasa dinamiklerinin nasıl bir etki yarattığını gözler önüne seriyor. Yastık altındaki altınların finansal sisteme entegrasyonu, ekonominin daha sağlıklı bir yapıya kavuşması adına kritik bir adım olarak görülüyor. Bu sürecin devamı, Türkiye ekonomisinin geleceği açısından büyük önem taşıyor.